Salona ölüm sessizliği hükmederken, ters köşe yapmış film etkisi yaratan bu hareketini keserek Yeji'nin dudaklarından ayrıldı Felix. Yeji, put gibi kalakalmış Felix'e bakarken Felix ufak bir tebessüm sunmuştu.
Kimse bunu beklemiyordu.
Ve Ryujin kendini zor tutuyordu.O dudaklar bir başkasınınkine değmişti.
Ortamdaki garip sessizliği bozan ilk kişi Jisung olmuştu, "Uh... Şey, bu ani oldu. Beklemiyorduk doğrusu."
Seungmin de kafasını salladı.
"Yani. Yapmak zorunda değildin, alt tarafı bir oyun."Felix ise omuz silkmişti.
"Kurallarına göre oynamalıyız. Hem... İyi de oldu."Yeji kaşlarını çatmıştı, keza diğerleri de aynı şekilde, "İyi mi oldu?"
Felix, gözlerini Yeji'ninkilerden ayırmazken rahat bir tavırla cevapladı, "Sanırım seninle ilgileniyorum, uzun zamandır."
Her şey kötü bir şaka gibiydi. Yuna, elini göğsüne yasladı ve şaşkınca kahkaha attı. Min Ho, Jisung ve Seungmin sırıtarak birbirlerine bakarken Hyunjin düz bir ifadeyle Felix'e bakıyordu. Nedense ona inanası gelmiyordu bu konuda, çünkü Felix'i en iyi tanıyan oydu aralarında. Eğer Yeji'den uzun zamandır hoşlanıyorsa bunu anlardı. Şimdi bi' tuhaf gelmişti bu durum. Yine de sesini çıkarmadı.
Ryujin... Boğazı acıyordu.
Gangnam'ın en meşhur tteokbokki dükkanına gitmiş de en acılı olanını yemiş kadar acıyordu. Damarlarında sızı vardı ve dişlerini sıkıyordu sinirden. Karşısındaki ikiliyi göz hapsine almıştı. Gerçekten Felix'i şuracıkta dövmek istiyordu şu an. Daha az önceki öpücüğün etkisinden çıkamamışken bir de bu itiraf... Yalan söylediğini biliyordu bir kere!"
Yeji oldukça şaşkındı, dudakları karıncalanıyordu sanki.
"B-ben... Böyle bir şey olabileceğine hiç ihtimal vermemiştim."
Felix ona gülümsedi ve Yuna'ya döndü, "Gidelim artık, saat geç oluyor."
Yuna dudak büzerek; "Bu gece burada kalırsınız diye düşünmüştüm, yarın hafta sonu."
"Fazla dağıtmayalım, vizeler kapıya dayandı. Hem Felix haklı, geç oluyor. Kalkalım yavaştan." diyerek ayaklandı Seungmin. Felix ayağa kalktığında elini Yeji'ye uzatmıştı. Bakışlar onlara odaklandı tekrar. Yeji, Felix'in elini tutup kalkarken ne yaptığını bilmiyordu bile. Gerçekten ciddi miydi? Böyle aniden hem de.
"Seni evine bırakayım."
Belli belirsiz kafasını salladı Yeji. Parmakları birbirine geçecek şekilde el ele tutuştuktan sonra diğerlerine veda edip evden çıkmışlardı. Felix'in, çıkmadan önce Ryujin'e attığı bakış görülmeye değerdi.
Onların arkasından Seungmin ve Jisung da çıkmıştı. Min Ho ile Hyunjin de gittikten sonra Yuna, Ryujin'e burada kalıp kalamayacağını sordu. Olup biten hakkında konuşmak için can atıyordu ama Ryujin'in de en son istediği şey buydu. Bu yüzden reddetti, apar topar çıktı evden. Minibüse bindi, yol nasıl geçti anlamamıştı bile. Öyle bir şoktaydı, kabusta sanıyordu kendisini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beggin You | ryulix
Fanfiction+15 Kendini beğenmişlik ve yalanlar, çok güzel ölümcül maskelerin ardına gizlense ve hatta bunlar bir hap olsa; insanlar bu ilacı içmek için birbirleriyle yarışır. Çünkü insanoğlu genellikle gerçeği görmek istemez. "Yalvarıyorum..." diye mırılda...