Büyük salona küçük adımlarla girdi Ryujin, ellerini önünde birleştirmişti. Yutkunduğunda boğazının acısını hissetti.
Bay Shin, tekli koltuğunda oturmuş, New York Times okurken kahvesini yudumluyordu. Normalde gazete okuduğu zamanlar kimse onu rahatsız etmezdi, ama Ryujin'in söyleyecekleri önemliydi. Belki bir defaya mahsus bunu yapabilirdi.
Hafifçe öksürdü.
"Baba..."Gözlükleri arkasından kızına baktı Bay Shin, "N'oldu Ryujin?"
"Sınav sonuçları açıklanmış."
Hemen oturduğu yerden kalktı heyecanla ve kızına ilerledi, "Evet?"
Annesi de salona girmişti o esnada. Ryujin'in ağzından çıkacak şeylere odaklanmışlardı. Ryujin bir kutu içerisinde sıkışmış gibi hissediyordu.
"Kazanmışım."
Bay ve Bayan Shin rahatlayarak gülümsemiş ve kızlarını tebrik etmişlerdi.
"Harika bir haber! Tam da Shin Yungwa'nın kızından beklenildiği gibi. Geleceğin en iyi doktorlarından olacak benim kızım. Aferin Ryujin."
Bay Shin'in gururla konuşması Ryujin'i daha da baskı altında hissettirmişti.
Bayan Shin;
"Hemen teyzene haber vermeliyim. Seoul'de okuyacağın için ona emanetsin bir nevi, yakınlarda bildiği kiralık bir ev falan varsa hemen arayalım. Herkes oraya akın ediyordur şimdi."Ryujin, annesini durdurdu.
"Anne, bekle. Benim, size söylemem gereken bir şey var."Ryujin'in kötü enerjisini fark eden Bay Shin'in kaşları çatıldı, hoşuna gitmeyecek bir şeyler döndüğü belliydi.
"Ne oluyor Ryujin?"
"Ben... Moda ve Tekstil Tasarım Bölümü seçtim, Tıp değil."
Kıyamet kopmuştu sanki.
Evde yükselen kavga sesleni arasında, Bay Shin'in elindeki New York Times'ı yuvarlayıp Ryujin omzuna vurması ile 'şak' diye bir ses yankılanmıştı.
Korku dolu bir nida çıkararak uyandı Ryujin, ter içinde kalmıştı. Elini omzuna götürdü, sanki yıllar önceki o acıyı hissetmişti. Babasından yediği ilk dayağın yaraları geçeli çok olmuştu, ama hala rüyalarına giriyordu bazen. Fakat en çok acıtan, annesinin Ryujin'i korumak için ufacık bir hamle bile yapmamasıydı. Durup izlemiş, sadece kavga bitsin diye kocasını kenara çekmişti en sonunda.
Ryujin'e gazete ile vururken kocasını durdurmadığı gibi, Ryujin elinde valiz ile evden çıktığında da durdurmamıştı onu.
Eliyle saçlarını geriye taradı Ryujin, derin derin nefesler alıyordu. Gördüğü kabusun gerçekten sadece kabustan ibaret olmasını isterdi ama maalesef acı dolu geçmişinden ufak bir parçaydı. Şimdi onlardan kilometrelerce uzakta olduğu için kendini şanslı hissetti. Azıcık bile özlem duygusu yoktu içinde. Kapısına gelseler içeri dahi almazdı ikisini de, bundan çok emindi Ryujin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beggin You | ryulix
Fanfiction+15 Kendini beğenmişlik ve yalanlar, çok güzel ölümcül maskelerin ardına gizlense ve hatta bunlar bir hap olsa; insanlar bu ilacı içmek için birbirleriyle yarışır. Çünkü insanoğlu genellikle gerçeği görmek istemez. "Yalvarıyorum..." diye mırılda...