Uyarı; Bu bölüm hafif yetişkin içerikli. Rahatsız olacaklar '*' ile işaretlediğim aralığı okumadan geçebilirler :)
Çizimine odaklanan Ryujin'in kulağında Smells Like Teen Spirits çalıyordu. Bu kasvetli müziğin etkisi ile oldukça ilginç bir tasarım yaptığının farkında değildi. Ceketin sırtına kocaman bir kuru kafa, ön tarafında da cebin üst kısmına bir haç işareti çizmişti. Playlist bir başka şarkıya geçtiğinde elinin hareketi yavaşladı. Hippi tarzı bir şeyler çizmek için masaya oturduğunu hatırladı, artık kafası nerede ise böyle bir şey çıkmıştı ortaya. Belki yağmurlu havanın da etkisi vardı.
Bu ceketi Yuna için dikebileceğini düşünüp dosyasına koydu kağıdı, yeni bir kağıt çıkardı. Kulağında da Amy McDonald - This is the life çalıyordu. Bu şarkı sayesinde kendini çizimine daha rahat verebileceğini düşünüp derin bir nefes aldı. Tam başlayacağı sırada, çardağa birinin gelmesi ile kafasını kaldırmak zorunda kaldı.
Chaeryeong'ı görünce şaşırmıştı. Dün apar topar okuldan çıktıktan sonra onu bir daha görmemişti. Neyse ki Jisung mesaj atmıştı iyi olduğuna dair. Felix çok fazla endişe etmişti.
Kulaklıklarını çıkardı Ryujin, Chaeryeong'ın bakışlarından anlaşılıyordu kolay bir konuşma yapmayacakları.
"Aslında sana mesaj atmıştım sabah, ama cevap vermeyince yüz yüze konuşabiliriz diye düşündüm."
"Dünden beri telefonum uçak modunda, mesajını almadım. Da sen nereden buldun benim numaramı?"
Chaeryeong, Ryujin yanına oturdu çok yakın olmayarak, "Jisung." diye açıkladı kısaca. Ryujin iç çekti. Onun, Chaeryeong'a karşı gelemediğini bildiği için sesini çıkarmayacaktı bu seferlik, "Benden ne istiyorsun?"
"Çok açık değil mi? Annemin adresini."
Ryujin elindeki kalemi bıraktı arkasına yaslanırken. Felix'in burada olmasını isterdi şimdi. Chaeryeong'a karşı çıkabilirdi ama yine aralarında kavga çıkarsa diye onun burada olmasında fayda vardı. Çünkü bir daha o günkü gibi bir hata yapmak istemiyordu. Aslında artık kendini tutabilirdi, bunu biliyordu. Ama bu öyle bir şeydi ki, kendisine bile güveni kalmamıştı Ryujin'in. Zaten Felix çok katıydı bu konuda, ona sormadan adresini verebileceğini sanmıyordu.
"Bunu yapmayacağımı biliyorsun. Kusura bakma ama aile meselelerinize karışmak istemiyorum. Önce Felix ile konuşmalısın."
İstediği cevabı alamayan Chaeryeong'ın morali bozulmuştu.
"O hayatta izin vermez! Dün sen de gördün. Shin Ryujin... Lütfen. Son çarem sensin, annemle konuşmam gerek. Sizi duydum konuşurken, sen de benim haklı olduğumu düşünüyorsun. Bana anlatma taraftarıydın. Lütfen beni anneme götür..."
Chaeryeong'ın, insanların kalbine işleyen bakışları vardı. Kızıl saçları ve ciddi duruşunun sergilediği o sert mizacının altında naif bir kız çocuğu vardı, bunu belli ediyordu. Ryujin şimdi anlamıştı Jisung'ın neden ondan bu kadar çok hoşlandığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beggin You | ryulix
Fanfiction+15 Kendini beğenmişlik ve yalanlar, çok güzel ölümcül maskelerin ardına gizlense ve hatta bunlar bir hap olsa; insanlar bu ilacı içmek için birbirleriyle yarışır. Çünkü insanoğlu genellikle gerçeği görmek istemez. "Yalvarıyorum..." diye mırılda...