Skandallarıyla ailesinin soyadına leke sürmekten zevk alan başkanın asi ve hırçın oğlu Jeon Jeongguk atıldığı 15. lisenin ardından rehabilitasyon merkezine kapatılır.
Kurallarının dışına çıkmayan, disiplinli bir öğretmen Kim Taehyung, genç çocuğu ka...
4; Koşmak sana doğru, yaşamak senin için ve katlanmak her şeye seninle,tek başına değil. İnan, sevdiğim inan. Seni bunca sevmem boşuna değil.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yavaş ye boğulacaksın."
Jeongguk karşısındaki esmer adamın dediklerine kulak asmadan yediği leziz yemeklerin tadını çıkarıyordu. Hastanede geçirdiği günlerde pek bir şey yediği söylenemezdi bu yüzden kendisine özel yapılan yemeği öyle bir iştahla yiyiyordu ki aç olmayan birisi bile onu izleyerek kendini yemek yerken bulabilirdi.
Taehyung, ellerini göğsünde bağlamış dakikalardır yemek yiyen çocuğu izliyordu. Bu çocuk hakkında ne yapması gerektiğinin bir türlü kestiremiyordu. İlerisini düşünmeden onu alıp evine getirmişti. Daha önce yakın arkadaşı Yoongi ve Wooshik dışında evine birini aldığını hatırlamıyordu. Sınırlarına düşkün bir adamdı Taehyung. Planlıydı. Tertipli, düzenliydi. Oldukça da disipline önem verir, sorumluluk taşımayı hayatının önemli bir felsefe haline getirmişti.
Ama bu çocuk onun bu tüm kırılmaz düşüncelerini bükmek için elinden geleni yapıyordu sanki.
"Günlerdir bir şey yemiyorum." diyerek açıklama yapan çocuğa karşı anladığını belirterek başını sallamıştı. Ağzı dolu dolu boğuk konuşmasına da hiçbir tepki göstermemesi onu şasırtmıştı. Taehyung sevmezdi yemek yerken konuşmayı ama çocuk hiç susmasın istiyordu. Böyle düşündüğü için kaşlarını çatmıştı. Bu çocuğun ne özelliği vardı ki?
"Yine yapıyorsun." Jeongguk önündeki işlemeli peçeteyle ellerini sildiğinde hafıf kıkırdadı. Taehyung ne demek istediğini anlamadığında işaret parmağıyla kaşlarını hedef aldı. "Sürekli kaşlarını çatıyorsun. Erken yaşlanırsın."
Taehyung ellerini kaşlarına götürerek çocuğun dediklerinin doğru olup olmadığını bir süre düşündü. Sanırım haklıydı. Taehyung pek gülmezdi. Aklında sürekli bir şeyleri düşündüğünden her daim gergin bir yüz ifadesi olurdu. Mutlu olup olmadığı hiç anlaşılmazdı.
"Farkında değilim." dedi kendini biraz daha serbest bırakmaya çalışırken. "Ayrıca sana göre zaten yaşlı sayılırım."
Jeongguk'un ağzından inanamıyormuş gibi "Ha?" nidası çıktığında tıpkı Taehyung gibi arkasına yaslanarak ellerini göğsünde birleştirdi. "Genç ve yakışıklısın kimi kandırıyorsun?" diyerek itiraz ettiğinde kendisi hakkında böyle düşünmesi onu oldukça sevindirmişti. Beni beğeniyor diyerek geçirdi içinden fakat çok geçmeden buna neden bu kadar sevindiğine anlam veremedi.
Öğretmenlik yaptığı okulda meslektaşlarından, arkadaşlarından, öğrencilerinden veya aile üyelerinden sürekli bu iltifatı duyardı. Bunu asla umursamaz tepki bile vermezdi. Lakin bu çocuk kendisi hakkında ufacık güzel bir söz etse içinin kıpır kıpır oluşuna anlam veremiyordu.
