「 On dokuz 」

373 24 61
                                    




On dokuz; "Sanki bin katlı bir apartmanın çatısından aşağı bırakmışım kendimi, düşerken pencerelerden insanların hayatlarını izliyormuşum da senin pencerenden geçerken pişman olmuşum."



Oldukça duygu yüklü ve karmakarışık düşüncelerle boğan bir haftayı geride bırakırken Jeongguk tekrardan olması gerektiği yerde, Taehyung'un kolları arasında derin bir uyku çekiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Oldukça duygu yüklü ve karmakarışık düşüncelerle boğan bir haftayı geride bırakırken Jeongguk tekrardan olması gerektiği yerde, Taehyung'un kolları arasında derin bir uyku çekiyordu.
Geçtiğimiz üç gün Yoongi'yi ikna etme çabaları, Taehyung'un sürekli hastaneye gidip gelmesi ve Jeongguk'un okula gitmeyerek evde Hobi ve Jimin ile beraber takılmasıyla geçmişti .

Şimdi ise yatakta yer yokmuş gibi neredeyse Taehyung'un üzerine çıkmış vaziyette uyuklayan Jeongguk'un dudağı hafifce yukarı kıvrılırken, dakikalar önce uyanarak kendisini pür dikkat izleyen ela gözler bunu fark ederek adeta ışıldamıştı. Uzanarak dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurduğunda, küçük olan birkaç mırıltıyla karşılık verdikten saniyeler sonra tek gözünü açmayı başarmıştı.

"Günaydın güzellik."

Hitabı karşısında burnunu kırıştırarak son derece sevimli hale bürünen yüz ifadesiyle, bakışlarını dünya durmuş edasıyla gözlerinden ayırmadı. Bir boşluğa çekiliyormuş gibi öylece durdular, saniyeler dakikaları kovaladı fakat kimse konuşmadı. Taehyung ve Jeongguk böyleydi, susarak birbirlerine en güzel cümleleri söylerlerdi ve ikisi de bunu bilirdi...

Kafasını yavaşça Taehyung'un göğsüne bırakırken açıkta kalan tişörtünün yakasından faydalanarak baş parmağıyla kalbinin tam ortasında küçük hareketlerine başladı. Yumuşak esmer teninde gezinen porselen ten uyumu karşısında hayran olmamak elde değildi .

Jeongguk hafif uykulu çıkan kalın sesiyle, heyecanlı konuşmasına tezat bu sefer sakin bir şekilde cümlelerini sıralamaya başladı. "Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum," Taehyung'un kıkırdayarak "Hmm"lamasıyla yarıda kestiği konuşmasına devam etti. "Düzenli yaşamaktan uzakta, kaçsak diyorum bu kalabalıktan. Yarınımızı düşünmesek."

"Yavrum, bu biraz acımasızca değil mi?" diyerek gülen Taehyung'tan beklediği cevabı alamayan Jeongguk sahte bir sinirle kaşlarını çatmıştı. Dudakları hafif bükülmüş ve memnuniyetsizdi. Buna karşılık ise Taehyung'tan gelen cevap ile tekrar bozguna uğratıldı. Hızlı bir şekilde yanağına tutunan el ile birlikte kendini esmer dudaklara çekilirken buldu. Saniyeler önce trip atmaya hazırlanırken şimdi keyifle dudaklarını öpücük yağmuruna tutmuştu. Evet, inkar edemeyecek kadar seviyordu bunu.

Pembe dudakları gittikçe rengini kırmızıya bırakırken çekilen taraf  Jeongguk olmuştu. "Yah! Taehyung-ah! Her seferinde beni öperek sıyrılman hiç adil değil."

"Sen çok güzel konuşuyorsun ama ben sadece seni öpmek istiyorum Jeonggukshii."

"Seninle evleneyim de gör."

Günlerdir belki de ilk kez böylesine içten bir kahkahayla odayı dolduran Taehyung, gülüşünün ne denli tehlikeli olduğundan bir haberdi. Öyle ya, Jeongguk onu gülerken gördüğü için bile gözleri dolardı, tıpkı şuanda olduğu gibi. "Seni çok seviyorum Taehyung."

Falling again | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin