Odamın dekorlarını halletmiştim. Şu anda hepimiz salonda, mobilyalarımızın gelmesini bekliyorduk. Remus da gelmişti. Herkesin odası hallolmuş, bir benim odam kalmıştı.
Artık sıkılmaya başlayınca koltuktan kalktım.Ellie:
- Ben biraz dolaşacağım, yarım saate gelirim.Remus:
- Tamam. Dikkatli ol.Odama çıkıp bomboş odamdaki valizi açıp bir yün kaban çıkardım. Giyip aşağı indim ve dışarı çıktım.
Hava hafif esiyordu ve çok güzeldi. Yıldızlar pırıl pırıl parlıyordu. Ben büyülenmişcesine gökyüzüne bakıyordum. Sonra etrafıma bakinmaya başladım. Tepede bir tane ev vardı. Yukarı doğru çıkmaya başladım...
Beni böyle bir malikane karşıladı. Bir yerden çok iyi hatırlıyordum ama hatırlayamıyordum bu malikaneyi.
Yavaşça uzanıp kapısını çaldım...Kapıyı bir ev cini açtı.
Ev cini:
- Merhabalar. Kimsiniz acaba?Ellie:
- Ben Ellie. Ellie Diana Potter. Aşağıdaki Malikaneye taşındık, yani komşunuzum. Evde yaşayanlarla tanışmak istemiştim.Ev cini:
- Ah, Mr. ve Mrs. bir yere gittiler. Küçük efendimiz de dışarıda dolaşıyor.Ellie:
- Ah, peki. İsminiz nedir?Ev cini:
- İsmim mi?!Ev cininin hıçkıra hıçkıra ağlayacağını anladığımda olayı çevirmeye çalıştım.
Ellie:
- Yani... BANA ÇABUK İSMİNİ SÖYLE!Ev cini:
- Hoddie, Mrs. Potter. İsmim Hoddie.Ellie:
- Ah, peki Hoddie. Görüşmek üzere!!Hoddie'ye el sallayıp oradan uzaklaşmaya başladım. O sırada dışarı kapıdan bana gelmekte olan birini gördüm.
Ellie:
- Draco?Draco:
- Ellie?Ellie:
- Ne işin var burada?Draco:
- Evime geldim. Sen?Ellie:
- Sen... Ev... Hee!! Burası sizin malikaneniz mi?Draco:
- Günaydın!Ellie:
- Bizde aşağı taraftaki Malikaneye yerleştik. Sende bize gel. Görüşürüz!!Draco:
- Görüşürüz!!!Draco'yu arkamda bırakıp aşağı doğru yürümeye başladım. Malikaneye geldiğimde kapıya vurdum. Kapıyı Remus açtı.
Remus:
- Mobilyaların geldii!! Gerçekten çok güzel zevkin var.Ellie:
- Çok teşekkürler!!Remus:
- Mobilyaları yerleştirmek için seni bekledik, yanlış bir şey yapmayalım diye.