Ellie'den:
Odama girince gülümsedim. Draco'yla biraz da olsa arkadaş olmuştuk. Aslında yanımda Harry'ler olmayınca gayet nazik olabiliyor.
Hey, ne diyorum ben!
Linda'yı kucağıma aldım ve istediğim dünyaya gelmenin mutluluğuyla Allah'a tekrar ve tekrar teşekkür ederek uykuya daldım (hâlâ müslümanız).
◍◍◍◍◍◍
Sabah telefonumun alarmıyla uyandım. Hızlıca duşa girip üzerimi giyindim ve Profesör Lupin'in sınıfına doğru yola çıktım.
Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersine girdiğimde, Profesör Lupin ortalarda yoktu. Herkes oturup kitaplarını çıkarırken bekledim, çünkü kitaplara ihtiyaç duymayacağız. Biraz sonra Profesör Lupin sınıfa girdi ve konuşmaya başladı.
Lupin:
- İyi günler. Lütfen kitaplarınızı kaldırıp çantalarınıza koyar mısınız? Bugünkü dersimiz, uygulamalı bir ders olacak. Sadece asalarınıza ihtiyacınız var.Herkes kitaplarını kaldırdı.
Lupin:
- Peki öyleyse. Lütfen beni izler misiniz?Herkes merakla ayağa kalktı.Bende kalktım. Lupin'i takip ettik. Köşede hortlak Peeves'i gördük. Lupin icabına baktı.
Lupin bizi birkaç koridordan geçirdi ve sonunda öğretmenler odasının önünde durdu. İçeri geçti, bizde onu takip ettik.
Lupin:
- İçeri buyurun.Eski, dağınık iskemlelerle dolu, uzun, duvarları ahşap kaplamalı bir oda olan öğretmenler odasında, bir öğretmen hariç, kimse yoktu. Profesör Snape alçak bir koltukta oturuyordu, sınıf içeri girerken dönüp baktı. Gözleri pırıl pırıl parlıyordu, ağzının kenarında pis ve alaylı bir gülüş vardı. Profesör Lupin içeri girip kapıyı kapamaya kalkınca konuştu.
Snape:
- Açık bırak, Lupin. Buna tanık olmamayı tercih ederim.Ayağa kalktı, kara cüppesi arkasında dalgalanarak sınıfın yanından geçti. Kapıya gelince olduğu yerde döndü ve alayla konuşmaya başladı.
Snape:
- Herhalde seni uyaran olmamıştır, Lupin. Ama bu sınıfta Neville Longbottom var. Ona zor bir şeyi emanet etmemeni tavsiye ederim. Tabii, Miss Granger kulağına talimatları fısıldamıyorsa.Geçen günkü iksir dersinden bahsediyordu. Neville Hermione olmasa o iksiri yapmayı başaramazdı. Ama... Bunu başka bir öğretmenin yanında onu aşağılayarak söylemesi çok aşağılık bir hareketti. Seni normalde de pek sevmezdim Snape. Ailemin ölümüne sebep oldun. Bir sürü kişinin hayatının mahvolmasına sebep oldun. Yıllarca muggle dünyamda saçma salak bir hayat yaşamama sebep oldun!
Lupin:
- Operasyonun ilk aşamasında bana Neville'in yardımcı olacağını umuyordum ve eminim ki hayran olunacak bir performans gösterecek.Snape dudak büktü ve kapıyı çarpıp gitti.
Profesör Lupin, bizi eski bir gardorabın yanına getirdi.
Lupin:
- Şimdi... Orada ne olduğunu bana kim söyleyebilir?Dean:
- Bir böcürt.Lupin:
- Doğru! Peki... Böcürt nedir?Hermione:
- Biçim değiştiricidir. Bizi en fazla neyin korkutacağını düşünüyorsa onun biçimine bürünür.Lupin:
- Ben bile daha iyi anlatamazdım. Böcürte karşı çok büyük bir avantajımïz var. Ne olduğunu farkettin mi Harry?Harry:
- Şey... Çok kalabalık olduğumuz için hangi biçime bürüneceğini bilemez.Lupin:
- Evet! Bir böcürtü püskürten büyü basittir, ama zihin gücü gerektirir. Anlıyorsunuz ya, Böcürtlerin asıl işini bitiren şey kahkahadır. Büyüyü önce asasız deneyeceğiz. Arkamdan tekrarlayın lütfen... riddikulus!Sınıf hep bir ağızdan "Riddikulus" dedi.
Draco:
- Bu ders tam bir "Saçmalıkus" dedi.Lupin duymamazlıktan geldi.
Lupin:
- Hadi Neville, gel bakalım. En korktuğun şey nedir?Neville:
- Prıfisır SniypLupin:
- Ne?Neville:
- Profesör Snape.Lupin güldü. Bense yazık bu çocuğa modundaydım.
Lupin:
- Evet, kendisi çok korkutucudur.Neville'ın kulağına birşeyler fısıldadı. Neville onayladı ve Lupin dolabı açtı.
Dolabın içerisinden bildiğim gibi Profesör Snape çıktı.
Neville:
- Riddikulus!Profesör Snape'in üzerinde Neville'ın büyükannesinin kıyafetleri belirdi. Çok komik görünüyordu.
Lupin:
- Mükemmel Neville, Mükemmel! Sıradaki, Ron!Ron böcürtün karşısına geçti. Böcürt 2 metre boyunda dev bir örümceğe dönüştü.
Ron:
- Riddikulus!Örümceğin ayaklarına paten takıldı, örümceğin o şekilde yürümeye çalışması oldukça komikti.
Lupin:
- Parvati!Parvati öne çıktı, patenli örümcek dev bir kobraya dönüştü. Parvati'nin gözleri fal taşı gibi açıldı.
Parvati:
- Riddikulus!Dev bir oyuncak bebeğe dönüştü.
Lupin:
- Ellie!Böcürt önümde Hogwarts'taki kişilere dönüşmeye başladı. Harry, Ron, Hermione, Cedric, Draco, Sirius, Dumbledore, Fred, George, Remus, Tonks, Dobby, Snape, Neville, Luna, Ginny... Hepsi ölüyordu...
Yavaşça gözlerim doluyordu. Benim gözlerim doldukça daha çok kişi beliriyordu.
Ellie:
- Bu sadece bir Böcürt... Riddikulus!Ölen kişiler "ŞAKA!!" diye bağırıp yaşayan Harry'e dönüştü.
Lupin:
- Harry!Böcürt kararsız kaldı, sonra ruh emicilere dönüştü. Lupin hemen Harry'nin önüne geçti ve kollarını açtı. Böcürt Ay'a dönüştü.
Lupin:
- Riddikulus! Arkadaşlar, ders bitmiştir. Çıkabilirsiniz.Herkes mırıldanarak çıkarken ben Harry'nin yanına gittim. İyi görünmüyordu. Elimi omzuna atarak ona baktım.
Ellie:
- Gel hadi.Harry başıyla onayladı ve benle yürümeye başladı.
Bana istediğiniz kadar Sövebilirsiniz. Dersler falan derken... Sonra da yazmak içimden gelmedi. Neyse, 662 kelime. Sihirli günler!!! ♡♡♡♡♡♡