Yürürken bir yandan da kediyi seviyordum. Bir yandanda bebek sesiyle kediyle konuşuyordum.
Ellie:
- Senin adın Linda olsun mu?Linda:
- MiyaaaavEllie:
- Oy ablasına da cevap verirmiş, oy o benim birtanemmiş.Dumbledore:
- Biliyor musun, aslında Harry'le tam ikiz sayılmazsınız.Ellie:
- Nasıl yani?Dumbledore:
- Sen biraz geç geldin, yaklaşık 5 saat geç. Harry gece 11, sen ise sabah 4'de doğmuş oldun. Yani Harry 31 Temmuz, sen 1 Ağustos doğumlusun.Biz böyle konuşurken Dumbledore eşyalarımı bir sepetle sürüklüyordu. Kabul etmeliyim ki bu hâli çok komikti.
Sonunda Çatlak Kazan'a geldik. Çok yorulduğum için kendimi bir koltuğa attım. O sırada birini farkettim, ve o kişi benim ikiziiiiiimmmm..
Aynı zamanda 4 yıldır hayalini kurduğum Harryyy!!!
Koşarak ona sarıldım, dünyanın en mutlu insanıydım. Şimdi o benim biricik kardeşim miydi???
Harry:
- Öhm, sen kimsin?Harry'den ayrıldım.
Ellie:
-Ben Ellie Diana Potter. Senden bir gün sonra doğan hiçbir kitapta adımın geçmediği ikizin.Harry bana ışık hızında geri sarıldı.
Ellie:
- Aynı zamanda 4 yıldır hayranınım. Muggle dünyasında bile ünlüsün.Harry:
- Ah, ne kadar mükemmelsem..Ellie:
- Abartma Avada'yı çakarım!Harry:
- DDKSLXKGMGTLGGHarry:
- Senin yara izin var mı?Ellie:
- Farketmedin mi? Gırtlağından omzuna uzanan ince çizgi.Harry:
- Şu an gözlerim buğulu, seni bile net göremiyorum ki!
Gülümsedim.Dumbledore:
- Neyse, bende gidiyim. Ama ilk önce bana sorman gereken önemli bir soru var.Ellie:
- Neymiş o?Dumbledore:
- Nasıl ingilizce biliyorsun sence?Ellie:
- ...Dumbledore:
- Sana büyü yaptım. Artık İngilizce'yi konuşup ana dilin gibi anlayabilirsin.Dumbledore gitti. Bende Harry'le sohbet ettim. Harry'nin şimdiye kadarki hayatını ondan dinlemek çok eğlenceli olacaktı. Onun hayatını her ayrıntısına kadar dinledim, Potterhead'im kardeşim doğal değil mi?
Biz kahvaltıyı ederken Weasley ailesi ve Hermione geldi. Potterhead olarak en sevdiğim karakteri olduğu için kızın resmen üzerine atladım. Ona tüm muggleların idolü olduğunu söyledim. İnsanların egosu şişmeyi hak eder, değil mi?
Ron'dan Mısır'daki tatillerini tam 5 saat sabırla dinledim. Aslında çok sıkıcıydı. Ama olsun! Potterheadlik bunun için var.
İkizlerin tüm şakalarını okul başladıktan sonra bana deneyebileceklerini söyledim. Söylemez olaydım. Elimde asa, korka korka dolaşıyorum.
Tüm büyü kitaplarını neredeyse ezberledim. Zaten büyüleri biliyordum, Dumbledore'da geçmiş iki yıl için izin verdi, büyüleri çalıştım. Patronus büyüsü yapabilecek durumdaydım, ama okula saklıyorum.
Gece Linda'ya mama verip biraz oynadım. Yanımda uyudu, ablasının kuzusu. Onunla çok iyi anlaştık, ama içimden bir his Hogwarts'ta herşeyin değişeceğini söylüyordu.
◍•◍•◍•◍•◍•◍•◍•◍
-Uyan hadi? Uyanmıyor musun? İkizler, iş başınaaa!!!
Ve tam o saniye üzerime dünyanın en soğuk suyu atıldı!!
Ellie:
- AĞAĞAĞAĞAA!!! BUNU BANA KİN YAPTIĞYSA ONU KENDİĞ ELLERİĞMLEĞ ÖLDÜRÜCEĞMMM!!!!Harry:
- Öhm, sanırım bu işin başı ben olabilirim ama FRED VE GEORGE YAPTI MERLİN ADINA YEMİN EDERİM!!Ellie:
- Merlin'i ne karıştırıyorsun oğlum, yukarıda Allah var. (İmana gelen Ellie)Fred & George:
- Ellie aplamız sinirlendi biz kaçaaaarr!!Ellie:
- Gelin buraya pis haydutlar!!!Onları kovalamaya başladım. Bir yandanda onlada büyü yapıyordum. O sırada aklıma bir şey geldi. Denemek istiyordum.
Ellie:
- Accio Fred ve George'un üzerindeki kazaklar!Kazaklar bana doğru gelmeye başladı, tabii Fred ve George'da.
George:
- Off, sen kazandın, sana ne yapalım?Ellie:
- Fikir değiştirdim. Hiçbir şakanızı üzerimde denemeyeceksiniz. Hepsini ben sizin üzerinizde deneyeceğim.Kabul ettiler. Mecbur. Başka seçenekleri mi vardı ki?
Harry:
- Peki ben ne olacağım?Ellie:
- Biliyor musun ikiz, çok safsın. Kendini hatırlatmasan cezasız kurtulacaktır ama... Neyse bu seferlik torpillisin.Fred:
- Offffff. Hani bize hani bize!!Ellie:
- Kaşınma Freddie!!!Bu bölümde çok olay olmamıştı ama olsundu, diğer bölüm çok heyecanlı geçecekti...
540 Kelimee!!
Şu kitabı farkedin artıkk!!