Gizem

449 27 8
                                    

Hermione'den

Yemeğimi yemiş Gryffindor Ortak Salonu'na gelmiştim. Parvati ile Lavender koltukta dedikodu yapıyor, diğerleri 3-4 kişilik gruplar halinde ya ders çalışıyor, ya da Fred ve George'un şakalarını deniyorlardı. Yemeğe gitmeden önce masaya bıraktığım Aritmansi kitabımı aldım, koltuğa geçip kaldığım sayfayı açtım. O sırada nefes nefese Ron geldi.

Ron:
- Hermione, bir konuşabilir miyiz?

Hermione:
- Olur.

Ron:
- Gel, şuraya geçelim.

Bileğimden tuttu ve beni arkadaki minderler sen birine oturtturdu, o da yanıma oturdu. Ben ona merakla bakarken o konuştu.

Ron:
- Hermione, vereceğin cevaptan korkuyorum. Ama... Söyleyeceğim... BEN SENİ SEVİYORUM!

Ron'un dedikleri karşısında hem şok olmuş, hemde bağırdığı için korkmuş, hemde dedikleri için içimden sevinç çığlıkları atarken ağzımdan tek bir kelime çıktı.

Hermione:
- Bende seni seviyorum...

Ron bana sarıldı, bende ona karşılık verdim. Bu saf sevgiyi kimsenin bozmasına izin vermeyecektim.

Ellie'den

Slytherin Ortak Salonu'na çıktım. Blaise ve Draco oturmuş şömineyi seyrediyorlardı. Draco dudaklarını büzmüştü, mutsuz gibiydi. Blaise ise parmaklarını şakaklarına koymuş, ovuyordu. Çok düşünceliydi.

Ellie:
- Hayırdır, yüzünüz sirke satıyor?

Draco:
- Birşey yok.

Ellie:
- Ne demek bir şey yok? Birşey olmuş belli ki... Bana da anlatabilirsiniz.

Blaise:
- Ellie, gerçekten, kafanı yormaya değecek bir konu değil.

Ellie:
- Ama-

Draco:
- Ellie birşey yok diyorsak yok!

Draco bana bağırınca nedensizce üzülmüştüm. Odama doğru çıkmaya başladım.
Odama girmemle çığlık atmam bir oldu. Normalde korkmazdım ama kapıyı açmamla yatağımın üzerinde oturan Pansy'i görünce hem şaşırmış hem de korkmuştum.

Ellie:
- PANSY! NE YAPIYORSUN ODAMDA! MAHREMİYET DİYE BİRŞEY VAR!

O sırada her zamanki gibi çığlıklarımı duyan Draco ve Blaise odaya daldı.

Draco / Blaise:
- Ne oldu!

Ellie:
- Birşey olduğu yok, gidebilirsiniz.

İkisi de başını öne eğip odadan çıktı. Ama haketmişlerdi. Pansy'e döndüm ve ona soran bakışlar attım ve onun yanına oturdum.

Pansy:
- Draco ve Blaise, yemekten beri bana kötü davranıyorlar. Bir dertleri var ama söylemiyorlar.

Ellie:
- Bana da aynı şekilde davranıyorlar. Ne oldu acaba?

Pansy:
- Dedektiflik yapmaya ne dersin?

Ellie:
- Nasıl olacak ki o?

Pansy:
- Draco ve Blaise'in arasına bir hain yerleştireceğiz. Ve o kişi Theodore olacak. Çağırdım, birazdan gelir.

Theo'yu beklemeye başladık. Yaklaşık 3 dakika sonra geldi.

Theodore:
- Selam kızlar!!!!

Ellie / Pansy:
- Selam Theo!!!!!!

Theodore:
- Bacımsular, beni niye çağırdınız buraya? Entrika mı var? Yoksa dedikodu?

Pansy:
- Entrika var Theo'cuğum. Seni ajan filmlerindeki o mükemmel süper ultra yakışıklı ajan yapacağız.

Theodore:
- Oha oha oha!! Gerçekten mi? Hangi bombayı imha edeceğim?

Ellie:
- Bomba imha etmeyeceksin ama birilerinden gizlice bilgi toplayıp bize getireceksin.

Theodore:
- Kimden?

Ellie:
- Draco ve Blaise..

Theodore:
- nE! Onlar beni öldürür. Ölmek için çok genç ve mükemmelim.

Pansy:
- Ve egoistsin...

Theodore:
- A-ah! Gerçekleri konuşuyorum ben burada. Egoist mi oldum şimdi?

Pansy / Ellie:
- Evet.

Pansy:
- Neyse, konuyu dağıtmayalım. Bizim için bunu yapacak mısın?

Theodore:
- Sizin için bunu yapmak isterdim... VE YAPACAĞIM DA!!!

Pansy / Ellie:
- Yess!! Teşekkürler Theo'mmm...

Theodore:
- Sizden tek bir ricam var. Aynı anda konuşmayın. Gıcık oluyorummm!!

Ellie:
- Tamam.

Pansy:
- Ok.

Theodore odadan çıktıktan sonra Pansy'e döndüm. Pansy de bana döndü, mutsuzdu.

Pansy:
- Blaise, onun bana böyle davranması beni üzüyor Ellie...

Ellie:
- Draco'nun davranışları da beni üzüyor. Ama sebebini öğreneceğiz. Yapacağız bunu!!!

Pansy:
- Yapacağız!

Elimi havaya kaldırdım ve ona uzattım. O da elini benim elime çarptı (çak yaptılar).

Pansy:
- Offf... Sen neden birini sevmiyorsun ki? Bana da entrika çıkardı.

Ellie:
- Ha, konu açılmışken, geçen birinin beni sevdiğini söylemiştin. Kimdi o?

Pansy:
- Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak'tan tüm dünyaya selamlar... Öhöm, kurtuluş yolum?

Kaşlarımı havaya kaldırarak olmadığını belirttim.

Pansy:
- O zaman sana Aslı Arslan gibi mükemmel bir yazarın yazdığı ünlü bir replikten yola çıkarak cevap vermek istiyorum. "Her zaman başka bir yol vardır, Helin..." BEN KAÇTIM!!!

Yatağımdan fırlayıp odamdan çıkmasıyla şok oldum. Ben bu merakla artık yaşayamazdım. Beni biri seviyorsa neden bana söylemesin ki? Kimden korkuyor ya da bu kişi kim ki Pansy bana söylemiyor?

Gri kapüşonlu sweatimi ve siyah pantalonumu giyip ayağıma siyah converselerimi geçirdim. Günlüğümü, telefonumu ve airpodsumu alıp odadan dışarı çıktım.

 Günlüğümü, telefonumu ve airpodsumu alıp odadan dışarı çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hızla yürürken bana bakan bakışlara bile aldırmadım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hızla yürürken bana bakan bakışlara bile aldırmadım. Astronomi kulesine çıktım.

Selam arkadaşlar. 640 Kelime! Öldüm öldüm dirildim, sonunda yazabildim. Bu aralar depresyondayım, kusura bakmayın. Görüşürüz bacilarimm!!
♡♡♡♡♡♡

Ellie Diana Potter ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin