Bölüm 17

434 26 0
                                    

Selim Gülgören - Aşıklar Şehri

Eylül Saraçoğlu

Duru ile evde oturmuştuk hazırdı her şey. Sadece omu bekliyorduk.
Dün gece hiç uyuyamamıştım. Heyecandan aklım sabahtaydı.

Gelinliğim üzerimde, gözlerim ojeli parmaklarımda, aklım onda.

Bir korna sesi duyunca, kalbim hızlandı...
Yutkundum.

Duru pencereye çıktı.

Duru: Hey yavaş. Kız evi naz evi. Parayı vermeyen fişi alamaz.

Ekim: Ne parası ya?

Duru: Hadi hadi çıkar bakalım bi 100-200 kağıt.

Dicle: O kadar ucuza bırakma.

Berna: Kesinlikle katılıyorum.

Duru: Çıkar 1000 hadi hadi.

Ekim: Neyse tamam sevdiğim kadın için vereceğim. Feda olsun al.

Duru: Aferin. Kapıları açıyorum.


Kapıyı açarken Duru bana bakıp gülümsüyordu. Kapıları sonuna kadar açtığında sonunda gördüm onu.

Arkada Dicle ile Berna alkışlıyorlardı.
Yeni evlendiği arkadaşı Emre ile Merve'de gelmişti. Onlarda alkışlıyorlardı.
O güzel desenli smokin, arkaya doğru taralı kumral saçları, kavisli kaşlarının altında bana bakan Ela gözleri. Ve pembemsi dudakları...

Yavaş yavaş yürüdüm. Tam kapıdan geçicem geçemedim. Duru elime bir testi verip kırmamı söyledi.

Ekim: O yeni eve geçinde değil miydi ya?

Duru: Hem giriş hem çıkış.

Ekim: Anladım.

Kırıp çıktım. Ne tuhaf, ne garip, ne eğlenceli bir şeydi şu evlenmek ya!
Elimden tutup yavaş yavaş merdivenleri inmeme yardım etti.

Koluna girerken kulağıma eğilip fısıldadı.

"Peri Kızım, çok güzelsin."

Ben de ona fısıldadım.

"Beyaz atlı prensim."

Beraber gülüştük. Siyah AUDİ arabasını pembe mavi perilerle, çiçeklerle süslemişti. Kurdele gökkuşağı kurdelesiydi. Plaka Altına "Hayatımın tek beyaz gülü"
Arkasına ise "Dünyamın her tanesi."
Yazmıştı.
Arabanın hemen arka camına koskocaman Harflerle
"En güzel ay, Eylül."
Ve baş harflerimiz.
Arabaya bindik. Eli elimden ayrılmamıştı. Sımsıkı tutuyordu.

Ona bakıp sırıtıyordum. Şapşal kafalım.

Bir an evvel nikah salonuna gitmek istiyordum. Çok trafik vardı.
Ama eni sonu gidecektik o salona.

Yarım saat sonra binanın önünde durdu araba ve indik. Bana bir heyecan gelmişti ki, kalbim götümde atıyordu. Onunla bir aşkı sonsuza dek resmileştireceğimiz için deli doluydum.

Ekim Rüzgar

Onu ilk gördüğümde, onu ilk sevdiğimde ona dair unutmadığım ve hatırladığım her zerresine hayatıma renk vermişti.
Onsuz hayat cehennem, o varken cennet.

Ellerinden tutup, koluma aldım. Tıpkı bir Peri Kızı gibiydi. Ona fısıldadığımda karşılığını çok güzel bir şekilde almıştım.

Nikah salonuna gitmem için arabaya bindik.
Trafik yoğundu ama ona rağmen binanın önüne gelmeyi başarabildik.

Salona girdiğimizde içime garip bir his oturmuştu.

Sonsuza dek birbirimize ait olacaktık.

Masaya doğru yürüdüğümüzde daha dikkatli adımlarla ilerledik. Sandalyesini çektim. Oturdu. Sonra ben de oturdum.

Nikah Memuru ilk anlatmaya sonra sormaya başladı.

NM: Sevgili ve Sayın konuklar bugün burada iki genç kızı birbirlerine kutsal bir bağ ile bağlayacağız.

NM: Siz Sayın Eylül Saraçoğlu hiçkimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan hastalıkta sağlıkla, iyi günde kötü günde, bir ömür kendi hür iradenizle Sayın Ekim Rüzgar Hanımefendiyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?

Dönüp bana gülen gözleriyle baktı. Çok güzeldi. Son nefesine kadar tutulduğum kadın.

Eylül: Tüm Kalbimle KESİNLİKLE EVET!

O an kalbim mayıştı sanki, ama sevgiyle, ama aşkla, ruhum kelebek gibiydi. Uçsa uçardı gökkuşağının en uç yerine. Soru kısmı bana geldiğinde herkesin gözü bana doğru yönelmişti.

NM: Siz Sayın Ekim Rüzgar, hiçkimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde bir ömür kendi hür iradenizle Sayın Eylül Saraçoğlu Hanımefendiyi Eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?

Herkes bana bakıyordu. Dönüp bana bakanlara baktım. Sonra da ona baktım. Cevap verdim.

Ekim: ÖLÜMÜNE EEEVEEEET!

Herkes güldükten sonra alkışladılar

NM: Sizlerde şahitlik ediyor musunuz?

Dicle-Duru: Evet.

NM: Bende Belediye Başkanının bana verdiği yetkiye dayanarak sizi bir ömür Eş ilan ediyorum. Tebrik ederim, hayırlı uğurlu olsun.

Eylül-Ekim: Teşekkür ederiz.

İmzalarımızı attıktan sonra Eylül Ayağıma bastıktan sonra bile mutluluk dolayısıyla tek bir acı dahi hissetmiyordum.

NM: Evlilik Cüzdanınız. Birbirinizi öpebilirsiniz.

Dönüp bana baktı ve yavaş yavaş bana uzandı.

Dudaklarımızı buluşturduktan sonra yavaş yavaş ayrıldık.

Tebrik eden arkadaşlarımıza teşekkür ettik.
Duru bana sarıldı.

Duru: Hayatımın güzelliğine iyi bak Ekim.

Ekim: :)

Dicle: Kankama iyi bak Eylül.

Eylül: Ona tüm benliğimle iyi bakacağım. Çünkü artık ona aidim, onun da bana olduğu gibi.

Berna: Evet, haklısın.

Emre-Merve: Tebrik ederiz.

Eylül: Teşekkür ederiz.

Ekim: Teşekkürler geldiğiniz için.

Emre-Merve-Dicle-Berna: Ya saçmalama en mutlu gününde arkadaşımız, kardeşimizin tabii yanında olacağız. Artık yengemizde var.

Ekim: Öyle.:)

Eylül: Evet.:)

Duru: İkisi şimdi daha da yakıştı. İki inatçı keçiydiler, iki huysuz, iki gıcıktılar. Yine de ruh eşiydiler birbirilerini sevdiler. Ve şu ab evliler.

Ekim: :)

Eylül: :)

Duru: Tebrikler yeniden.

Ekim-Eylül : Teşekkür Ederiz.

Dönüp birbirimize baktık. Artık tamamen birbirimizindik. Birbirimize bakıp defalarca güldük yine de...

Artık daima birlikteyiz.

-FabiAnnabelle-

İ k i   D e l i   -   GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin