/43/

2.6K 207 83
                                    

Keyifli okumalar canlarım❤ Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm❤❤

▪▪▪

BUSE'DEN

Şu an gerçekten oluyordu değil mi? Bu anı yaşıyorduk? Caner karşımda diz çökmüş ellerim ellerinde bana evlenme teklifi ediyordu!

İnanamıyordum! Kimse benden inanmamı, şaşırmamamı beklemesin lütfen!

Ben sadece ona açıklama yapması için bir şans vermiştim. Açıklamasını yapacaktı ve ben anlattıklarından tatmin olmayıp onu postalayacaktım. Ama tatmin olmuştum. Caner doğruyu söylüyordu. Bunu gözlerinden anlayabiliyordum. Hem ikimizdeki parçalar da birleşince çok fena oyuna geldiğimiz net bir şekilde ortaya çıkıyordu.

Yine aklıma gelmişti. İstanbul'a döndüğümde o Dila yılanının başını bir güzel ezecektim! İlkokulda olmadığımızı, arkadaşının düşmanının direkt kendine de düşman edinilmemesi gerektiğini gayet güzel bir şekilde açıklayacaktım! Güvenmiştim be ben ona!

Neyse konumuza dönelim. Şu güzel anımın içinde ne o yılanın ne de bir başkasının işi vardı. Bu an sadece ikimize özeldi.

Biz en son kavga ediyorduk ya... Ne ara evlenme teklifine geçiş yapmıştık?

Caner o maviş maviş gözleriyle kendinden oldukça emin bakıyordu. Gerçekten istiyor muydu yani?

"Sen ciddi misin?" diye emin olmak istercesine sorduğumda Caner sırıttı.

"Şaka yapar gibi bir halim mi var? Tek eksiğim yüzük, o da teklif aceleye geldiği için eksik. Ha dersen ki yüzük olmadan olmaz, hemen çıkıp bir yüzük bulup geri gelebilirim."

Gerçekten de ayağa kalkmaya çalışmasıyla sırıtıp "Saçmalama!" dedim. "Senden yüzük isteyen mi oldu?"

Caner geri dizinin üzerine çökerken gözlerimin içine baktı. "Yani bu 'evet' demek mi oluyor?" dediğinde kafamı arabaların arkasındaki, araba hareket ettikçe başı sallanan köpek gibi durmaksızın kafamı sallarken buldum.

O da yetmedi ve ben "Evet!" diye bağırdım.

Caner ellerimi bırakmadan ayağa kalktığında onunla birlikte ben de doğruldum. Aramızdaki sandalye engelini kaldırdıktan sonra çok özlediğim o kokusunu içime çeke çeke boynuna sarıldım. Daha fazlası mümkünmüş, daha yakını olabilirmiş gibi onu kendime çektim. Aynı şekilde onun da kollarını bana doladığını, saçlarıma öpücükler kondurduğunu fark ettiğimde yalnız olmadığımın farkındalığıyla gülümsedim.

"Seni çok özledim."

"Ben seni daha çok özledim." dediğimde Caner benden uzaklaşıp "Gerçekten mi?" dedi. "İki gündür hiç çaktırmıyorsun!"

Sitemli bir ses tonuyla konuştuğunda ensesindeki ellerimi yanağına kaydırdım. Birkaç gündür tıraş olmadığı belli olan sakallarında parmaklarımı dolaştırırken omzumu silktim.

"İki gündür sana kızmakla meşguldüm çünkü. Seni özlediğimi kendime bile itiraf edemediğim için senin anlamaman çok normal."

"Ben de onu anlamıyorum ya zaten. En son ben sana trip atıyordum. Sen bana kendini affettirmeye çalışıyordun. Şartlar ne ara değişti, oklar ne ara bana çevrildi, affetmesi gereken benken nasıl affedilmek için yalvaran konumuna geldim inan hiçbir fikrim yok!" dediğinde kafamı geriye atarak günler sonra ilk içten kahkahamı attım.

Kafamı kaldırdığımda Caner'in hayranlıkla beni izlediğini fark ettim. Bu hayranlık hoşuma giderken "Kusura bakma sevgilim ama o da biraz senin beceriksizliğin! Yani ben, beni affetmen için her şeyi yapmaya hazırdım ama sen kullanmayı bilemedin!" dedim.

AŞK BUSE'Sİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin