AŞK BUSE'Sİ (Tamamlandı)

/36/

Sonunda biz geldik. Biliyorum çok beklettim ama bölümü anca tamamlayabildim. Tamamladığım gibi de sizinle paylaşıyorum. Uzun bir bölüm oldu, umarım okurken keyif alırsınız❤

▪▪▪

CANER'DEN

"Kalksana lan artık! Saat kaç oldu?"

"Kaç olduysa oldu! Git başımdan, uykum var."

"Yok öyle yağma! Dün gece geldin, konuşmak istemiyorum dedin, eyvallah dedim. Ama artık yeter. Kalkıyorsun ve bana neler olduğunu anlatıyorsun! Halin hal değil oğlum!"

"Melih dırdır çekecek olsaydım eve giderdim abicim, sana gelmezdim!"

Yastığın altımdan çekilmesiyle kafam hızla kanepeye düştü ve gözlerimi açtım. Üzerime eğilmiş bir adet Melih'le karşılaştıktan sonra "Kabahat bende! Git bir otele işte..." deyip kanepeye oturdum.

Buse'den çıktıktan sonra bir süre arabayla nereye gittiğimi bilmeden dolaşmış ve en sonunda spor salonuna gitmiştim. Kum torbasını yumruklayarak biraz olsun içimdekileri atmaya çalışmıştım. Ellerim acıyana, ter saç diplerimden akıncaya kadar spor salonunda canıma okumuş daha sonra ise gecenin bir vakti Melih'e gelmiştim. Eve gitmek istememiştim. Annemle karşılaşmak istemiyordum.

Sırf beni evlendirebilmek için bu kadar ileri gittiğini, arkamdan türlü türlü oyunlar çevirdiğini düşündükçe sinirim tavan yapıyordu. Bu kadar ileriye gitmemeliydi, hayatıma bu kadar müdahale etmemeliydi!

Ya Buse'ye ne demeliydi? Resmen ikili oynamıştı! Ve ben hiçbir şey fark etmemiştim!

Dün akşamdan beri ne kadar salak olduğumu düşünüp duruyordum. Kendini akıllı sanan aptalın tekiydim! İki kadının benimle ve duygularımla bir kukla gibi oynamasına izin vermiştim!

"Oğlum, seni boş boş duvarı izle diye uyandırmadım. Neler oldu, anlatsana!"

Elimi yüzüme kapatıp yüzümü sıvazladım. Biraz olsun uykum açıldıktan sonra önümdeki masaya dizlerini açarak oturmuş, merakla bana bakan Melih'e "Kandırıldım." diye cevap verdim.

Melih söylediğimden doğal olarak bir şey anlamazken "Lan başlatma gizemine de adam gibi anlat şunu!" dediğinde dün akşam Buse'nin telefonunda annemle mesajlaşmalarını gördüğümden, Buse'nin evinden çıkıp buraya gelene kadar olan her şeyi anlattım.

Melih en sonunda ağzı beş karış açık kalakalmıştı. "Kapat ağzını kapat, sinek kaçacak." dediğimde ancak kapatabilmişti.

"Senin anlattıklarını doğru duydum değil mi ben? Şu an uyku sersemine sen saçmalamıyorsun veya ben uyku sersemine kafamda kurgulamıyorum?" dediğinde başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. "İkisi de değil. Tam olarak bunlar oldu. Ben de hâlâ şoktayım."

"Melek teyzenin bu kadar ileriye gidebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi."

"Benim de öyle! Tamam, evlendirmek istiyordu, birileriyle tanıştırıyordu falan ama arkamdan böyle türlü oyunlar oynayacağı... Yok yani aklım almıyor!"

"Peki, Buse'ye ne demeli? Kız seninle ilgilenmiyormuş gibi yapıyordu, istemiyorum ayaklarındaydı. Meğerse körkütük âşıkmış sana."

"O konuya hiç girme. Buse hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum. Kafam çok karışık."

"Haklısın tabii kardeşim. Oyun oynadığını düşünürken asıl oyunun sana oynandığını öğrenmişsin."

Bir süre sessizlik olduktan sonra Melih'in sesi yeniden duyuldu.