Evvet! Uzun bir bölümle daha karşınızdayım. Benim çok eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu umarım siz de okurken böyle düşünürsünüz❤
Ve napıyoruz? Oy veriyoruz ve bol bol yorum yapıyoruz değil mi?😉
Sizinle Caner'i, Buse'yi ve diğerlerini çekiştirmeye bayılıyorum. Küçük bir hatırlatma yapmak istedim💕
Keyifli okumalar❤
▪▪▪
"Hoş geldin, kardeşim hayırdır? Hangi rüzgâr attı seni buraya?"
Melih bir taraftan gözlerini ovuştururken bir taraftan da habersiz neden geldiğimi çözmeye çalışıyordu. Altında sadece bir şort vardı, üst tarafı çıplaktı.
"Seni özledim kardeşim. Müsaade edersen özlemimize içeride devam edelim çünkü hava çok sıcak!" dediğimde kenara çekildi. Defalarca kez geldiğim, zaman zaman kaldığım dairede Melih'in yönlendirmesine ihtiyaç duymadan mutfağa ilerledim. Buzdolabında şöyle bir göz gezdirdim. Su şişesini alarak buzdolabını kapattım ve raftan da bir tane bardak alarak içeriye geçtim. Melih kanepeye yığılmış beni bekliyordu. Gözleri hâlâ uykuluydu.
"Bu saate kadar yatılır mı hayvan?"
Ayaklarını iteleyip ayakucuna oturdum. Şişeyi açıp birkaç bardak art arda soğuk sudan içtikten sonra kendime geldim.
"Dinime küfreden Müslüman olsa diye bir laf vardır kardeşim, bilir misin?"
Sırıtıp arkama yaslandım. "Şu anda ben yatıyorum da benim mi haberim yok acaba?"
"Lan bir gece bize katılmadın diye iyi aile çocuğu mu kesildin başımıza?"
"Tabii lan, ne sandın? Beni siz bozuyormuşsunuz! Bir gece sizden uzak kaldım, özüme döndüm."
"Kes tatavayı da öt bakalım. Var sende bir şeyler..."
Melih'in uykusu iyice açılmış, gözleri fıldır fıldır dönmeye başlamıştı, neler olduğunu anlamak istercesine. Buse'den ayrıldıktan sonra eve gidemeyeceğim için Melih'in yanına gelmiştim. İlk başta bir Demirlere gitsem mi diye düşünsem de sonrasında vazgeçmiştim. Şimdi orada Dila falan varsa içinde bulunduğum durumu anlatamazdım ki birilerine anlatmam lazımdı. Bu şanslı kişiyse Melih'ti!
"Var kardeşim var da nereden başlayacağımı düşünüyorum. Biraz uzun çünkü..."
Melih yattığı yerden doğrulup oturdu. Yüzü ciddi bir ifadeye bürünürken "N'oldu lan anlatsana?" diye sabırsızca söylendi.
Melih'in bu hali hoşuma gitmişti. Önden biraz farklı anlatıp birazcık eğlensem bir şeycik olmazdı.
"Annem beni evlendirmeyi kafaya koymuştu ya hani..."
Melih kenara bıraktığım su şişesi ve bardağı alıp "Evet," dedi.
Kendisine bir bardak su doldurup içmeye başladığı sırada "Sonunda başarılı oldu. Evleniyorum." dedim.
Hay ben zamanlamama... Melih ağzına doldurduğu suyun neredeyse hepsini üzerime püskürttükten sonra ayağa kalkıp yüzümü sildim. "Ulan Melih! Allah belanı versin! Ağzına sahip olamıyorsan su falan içme abicim!"
Melih ağzını silip bana şaşkın şaşkın bakmaya devam ederken "Lan evleniyorum dedin! Ağzımda su varken söylemeseydin! Benim suçum ne?" diye kendini savundu.
"Ya da sen suyu ben söyledikten sonra içseydin, kaçıyor sanki! Bir de hemen inandı salak!" Melih'e söylene söylene lavaboya gittim. Üzerimdeki tişörtü çıkartıp kirliye attıktan sonra lavaboda elimi yüzümü bol suyla yıkadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BUSE'Sİ (Tamamlandı)
Novela JuvenilCaner ÖZTÜRK... Öztürk ailesinin en küçük oğlu. Üç abisinin de evli olması sonucu tüm oklar kendisine yöneltilmiştir. Özellikle en küçük abisi Alper'in ailesinden habersiz, gizli bir evlilik yapması üzerine annesi Caner 'de tüm ipler onun elinde, ko...