Keyifli okumalar diliyorumm canlarım❤ Sizi fazla tutmuyor ve hemen bölüme geçmenizi istiyorum🙊 Yorumlarda görüşürüzz👋
▪▪▪
Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilemedim. Bir süre sadece öylece baktım ve pencereyi kapatıp mutfağa döndüm. Ocağın üzerindeki demlikten kendime açık bir çay doldurduktan sonra sandalyeyi çekip masanın başına oturdum. Gözlerim Caner'in hazırladığı her şeyin üzerinde tek tek dolaşırken gözüme takılan çiçeklere uzanıp bardağı aldım. Çiçekleri burnuma götürüp kokusunu içime çekerken gözlerimin dolmasıyla gözlerimi kapattım. Yanaklarımdan süzülen yaşlarla birlikte bardağı masaya geri bırakıp yanaklarımı sildim.
Aklıma o gece gelmişti. Caner'in o kadar hazırlık yapıp gerçekleri öğrenince hiçbir şey yiyemeden gittiği o gece...
Daha sonra Caner'in bana ne kadar sinirli olursa olsun açıklama yapmam için müsaade ettiğini hatırladım. Bana kendimi açıklamam için fırsat vermişti. Konuşmamın sonuna kadar dinlemiş ve yine sadece bu kadar zaman hiçbir şeyi fark edemediği için kendine kızmıştı. Bana, kalbini kırmak istemiyorum demiş ve evi terk etmişti.
O bana o kadar sinirliyken ve her şey alenen ortadayken bile kendimi savunma hakkı vermişken ben kim oluyordum da onun kendisini açıklamasına izin vermiyordum? Niye diretiyordum? O bu kadar çabalarken ben niye kendi bildiğimi okuyordum?
En azından onun kendisini açıklamasına izin verebilirdim. Sonunda bana yanlış gelip kabul etmesem bile ona bu şansı vermeliydim.
Aldığım kararla birlikte sandalyeyi çekip ayağa kalktım. Kapının önünde derin bir nefes alıp kendimi sakin olmaya zorlayarak kapının kolunu indirdim. Kapıyı açarak dışarıya çıktığımda Caner'le göz göze geldik. Kapının açılma sesini duyunca buraya bakmıştı sanırım. Kollarımı göğsümün altında bağlayıp "İçeriye gelsene, kahvaltıyı birlikte yapalım." diye seslendim.
Caner benim konuşmamla birlikte şaşkın bir ifadeyle etrafına baktı. Daha sonra bana dönüp "Ben mi?" diyerek elini emin olmak istercesine göğsüne bastırdı.
Bu hali tam gülümsememe neden olacakken kendimi tutmayı başardım. "Etrafta senden başka kimse olmadığına göre..." deyip onun bir şey söylemesine izin vermeden arkamı dönüp içeriye girdim. Kapıyı kapatmadan doğruca mutfağa geçtiğimde kapının kapanma sesini duydum. Yerime geçip tabağıma kahvaltılıklardan alırken Caner de gelip karşıma oturdu.
"Vay be! Kadınların da kalbine giden yol mideden geçiyormuş demek ki!" dediğinde kafamı kaldırıp tek kaşımı kaldırarak Caner'in sırıtan yüzüne baktım. Benim bakışımla birlikte dudaklarını birbirine bastırıp gülümsemesini gizlerken "Hemen havaya girme." dedim.
"Sadece sen bana açıklama yapma şansı vermiştin. Eğer vermeseydin, kendimi ifade edemeseydim nasıl hisssederdim bilmiyorum. O yüzden ben de sana kendini açıklama şansı veriyorum."
Caner'in yüzündeki haylaz ifade gidip yerini ciddi bir ifade alırken karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu. "Teşekkür ederim."
CANER'DEN
Buse'yi karşımda gördüğümde kahvaltıdan bu kadar hızlı bir dönüş alacağımı beklemiyordum açıkçası. Keşke dün hazırlasaymışım da geceyi bir taraflarımı üşüterek geçirmeseymişim!
"Vay be! Kadınların da kalbine giden yol mideden geçiyormuş demek ki!" dediğimde Buse'nin bana bir bakışı vardı ki o sırada kendi çenemi kırabilirdim. Yani bir de pişkin pişkin üste çıkıyordum. Kız defol git, dese yeriydi!
Buse'nin "Hemen havaya girme. Sadece sen bana açıklama yapma şansı vermiştin. Eğer vermeseydin, kendimi ifade edemeseydim nasıl hissederdim bilmiyorum. O yüzden ben de sana açıklama şansı veriyorum." demesiyle gerçekten de tüm havam söndü. Defol git dese daha az acıtırdı. Şu anda sırf bana karşı kendini borçlu hissettiği için beni dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BUSE'Sİ (Tamamlandı)
Novela JuvenilCaner ÖZTÜRK... Öztürk ailesinin en küçük oğlu. Üç abisinin de evli olması sonucu tüm oklar kendisine yöneltilmiştir. Özellikle en küçük abisi Alper'in ailesinden habersiz, gizli bir evlilik yapması üzerine annesi Caner 'de tüm ipler onun elinde, ko...