/25/

2.7K 247 91
                                    

Öncelikle merhaba bile demeden sizi çok özlediğimi belirtmek istiyorum❤

Merhaba, görüşmeyeli nasılsınız?

Kitabı yazmaya başladığımdan beri hiç bölümler arasında bu kadar ara verdiğimi hatırlamıyorum🙈 Umarım ilk ve sondur, sizi bir daha bu kadar bekletmek istemiyorum çünkü. Eski tempomuza dönmek istiyorum: Haftada bir.

Umarım başarabilirim❤

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum❤

Caner ve Buse'yi özlediğinizi biliyorum o yüzden fazla uzatmıyor ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum😋

◾◾◾

Masayı silip süpürdükten sonra bulaşıkları beraber halletmiştik. Yorgunluk kahvesinden vazgeçip keyif çayında karar kılmıştık. Caner yemekleri hazırlayıp çok yorulduğu için(!) çay bana kalmıştı.

Bardakları da hazırlayıp içeriye geçtiğimde Caner kanepeye yayılmış, ayaklarını da ortadaki sehpaya uzatmış telefonuna bakıyordu. Tepsiyi orta sehpaya bırakıp tekli koltuğa geçtim ve ben de ayaklarımı onun gibi sehpaya uzatıp bilgisayarımı kucağıma aldım. Çay demlenene kadar üzerinde biraz çalışacaktım.

Biraz daha sıcak, samimi, farklı bir fikir istemişlerdi. Ne yapabilirdim?

"Sen şimdi ben sehpaya ayağımı uzatıyorum diye bana kızmayıp üzerine bir de kendin de mi uzattın?"

Caner'in sesiyle başımı bilgisayardan kaldırıp ona baktım. Sonra ayaklarımıza baktım ve omzumu silktim. Yeniden bilgisayara dönerken "Neden kızayım ki? Bence çok rahat bir oturma şekli." dedim.

"Şu an o kadar duygulandım ki ağlayabilirim. Annem evde hiç böyle oturmama izin vermez."

Sesini ağlamaklı çıkardığında gülüp "Sen de annen yokken öyle otur o zaman." dedim.

Caner kahkaha atarken telefonunu bırakıp tamamen bana odaklandı. "Önerin için sağ ol ya! Onu demek istememiştim. Ben genel olarak kadınların orta sehpaya ayak uzatılmasını günah olarak algıladıklarını düşünüyordum. Sen kızmayınca şaşırdım. Mesela Serpil yengem de görürse ayağıma vurup ayağımı indirir. Tabii sen şimdi 'O zaman Serpil yengenin yanında da düzgün otur.' diye bana tavsiyede bulunursun."

Son anda sesini incelterek benim taklidimi yapmasıyla kahkaha attım. "Orta sehpa bir günah meselesi değil, bir tercih meselesi Caner. Benim evimde istediğin zaman ayağını uzatabilirsin. Benim için sorun yok."

"Teşekkür ederim bana farklı bakış açıları olduğunu da gösterdiğin için," diyerek sesini dramatikleştirdiğinde bilgisayarın üzerinden ona baktım.

"Canın mı sıkılıyor senin? Bir muhabbet edesin var sanki."

"Nereden anladın?"

"Susmamandan?"

"Demek çok konuşuyorum. Tamam sustum. Sen işine bak." Alıngan bir ifadeyle konuşup ağzına fermuar çekme işareti yaptığında gülümseyip kafamı onaylamazcasına salladım ve yeniden bilgisayarıma döndüm. Aslında benim de hiç bilgisayara odaklanasım yoktu ama... Ekmek parası annecim.

Beş dakika geçti geçmedi Caner dayanamayıp yine konuştu. "Ne yapıyorsun?"

"Bir halı firması için reklam tasarlamaya çalışıyorum. Önceki fikrimi beğenseler de üzerinde çalışmamı, biraz daha samimi ve yaratıcı olmamı istediler."

"Önceki fikrin neydi ki?" Caner oturduğu yerden kalkıp ilgileniyormuş gibi yanıma geldiğinde bu hali çok hoşuma gitti ve bilgisayar ekranını gösterip anlatmaya başladım. Caner tekli koltuğun arkasına dolaşıp kollarını koltuğun tepesine yasladı ve bilgisayara doğru eğildi. Yani bana!

AŞK BUSE'Sİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin