-4 Sene Önce
Deniz daha önce kendini bu kadar berbat hissettiği bir an daha yaşamamıştı. Yekta'nın öfkesini biliyordu fakat bugüne kadar hiç hedefi olmamıştı. Korkuyordu bu yüzden oturduğu köşede iyice küçülüp bacaklarını sıkıca kendine çekerek hiç ses çıkartmadan ağlaya ağlaya olan biteni izlemek dışında bir şey yapamayacak kadar aciz kalmıştı.
Yekta sonunda durup kanlı elleriyle dağınık kahve saçlarını biraz daha dağıttı, tam bu sırada kulübenin kapısı açılmış içeriye Giray girmişti. Giray kısa bir süre endişeyle darmadağın olmuş kulübeye ardından da bir köşede öylece ağlayan bedene bakmıştı. Hızla kaşları çatılsa da kendinde bile olmadığı her halinden anlaşılan Yekta'ya bir şey demeden Deniz'e yöneldi.
"Dur" Giray ne dediğini anlayıp kaşlarını çatarak Yekta'ya bakmıştı. Şu an onun üzerine gitmek ve hatta biraz daha kışkırtmak hiç mantıklı bir hareket olamazdı bu yüzden derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalıştı. "Gidecekmiş!" Yekta sinirle bağırmıştı. Giray göz ucuyla korkudan ufacık olmuş bedene baktıktan sonra Yekta'ya doğru döndü.
"Büyük bey öldü, Deniz artık 10 yaşında bir çocuk değil Yekta. Gitmek istiyorsa bırak gitsin." Giray'ın söyledikleri Yekta'yı iyice öfkelendirmişti "ben izin vermiyorum" Giray Yekta'nın kararlılıkla söyledikleri üzerine öfkeyle kaşlarını çatmıştı o an Giray Yekta'nın Deniz'i kolay kolay bırakmayacağına emin olmuştu.
-4 Sene önce
Üçü için klasik olan akşam yemeklerinden birindeydiler. Deniz önündeki tabağı eşelerken yiyormuş gibi yapyor, Giray dikkatle onu izliyor ve Yekta her şeyi görmezden gelip önündeki yemeği yiyordu. Giray Deniz'in durumunun iyiye gitmediğinin bilincindeydi ama onu kurutmak demek Yektayı tamamen kaybetmek anlamına geliyordu.
Deniz uzun bir süre sonra başını kaldırıp doğrudan Yektaya baktığı zaman Giray her an bir şey olabileceğinin bilincinde hazır bir şekilde bekliyordu ki, karmaşa çok da uzakta değildi. "Daha fazla burada kalmayacağım." Yekta sonunda duyduğu sözler üzerine başını yemek tabağından kaldırıp gülümseyerek Deniz'e bakmıştı. "Ne dedin sen?" Bu ses tonunu çok iyi tanıyan Giray yine de ikisinin konuşması için bir fırsat olduğunu düşünerek susmaya karar vermişti.
Yekta uzun bir zamandır kendinde değildi ama onu tedavi için ikna edemediğinden Giray iyice köşeye sıkışmış hissediyordu . Evde sadece Deniz'in tedavi görmesi işe yaramıyordu -ki bu sadece onu tüm bu işkenceye katlanması için uyuşturmak dışında bir işe yaramıyordu- bir şeylerin düzelmesi için asıl tedavi olması gereken Yekta'nın ta kendisiydi.
"Duydun, gitmek istiyorum dedim. Ben daha fazla burada kalmayacağım." Deniz'in sonlara doğru sesi iyice yükselmiş ve ufak ellerini masaya vurmuştu. Yekta duydukları üzerine kahkaha atıp ayaklandığı anda Giray çevik bir hareketle ayaklanıp Deniz ve Yekta'nın arasına girdi. "Sakin ol, durumunu biliyorsun" bunu her ne kadar Yekta'ya bakarak söylese de Deniz ona söylendiğini çok iyi biliyordu.
"Yapamıyorum" Deniz de oturduğu yerden kalktığı anda avazı çıktığı kadar bağırmıştı "Ben Derin değilim! Beni daha fazla onun yerine koyup sevmesine dayanamıyorum!"
-4 sene önce
Giray gece lambasının zayıf ışığının elverdiği kadarıyla karanlıkta ufak bedeni arıyordu. Son anda duvara yaslanarak oturmuş, küçücük kalmış Deniz'i görebildiğinde yavaş adımlarla ona doğru yaklaştı. Ağladığını anladığında derin bir nefes verip elinde olmadan adımlarını hızlandırmış ve ufak bedenin önünde diz çökmüştü. Ellerini Deniz'in dizlerine sarılı ufak elleri üzerine koyduğu anda Deniz korkarak başını kaldırıp kim olduğunu anlamaya çalıştı.
"Abi?" Boğuk çıkan sesiyle mırıldanmış ardından hızla kollarını abisine sarmıştı. Giray onu iyice sarmalayıp kendine çektikten sonra yavaşça sırtını okşamaya başladı. "Neden ağlıyorsun?" Sorunun cevabını biliyordu ama Deniz'den duymak istemişti. Deniz yavaşça başını geriye doğru çekip yaşlı gözleri ile abisine baktı "bugün bana Derin diye seslendi" zayıf sesine rağmen Giray ne dediğini duymuş ve ona tekrar sıkıca sarılmıştı.
"Beni iyi dinle Deniz, ben de onu en az senin kadar seviyorum asla geride bırakmak gibi bir niyetim yok abiciğim. Dedesinin ölümü onu herkesten daha kötü etkiledi, Varis oydu bunu biliyorsun, bütün yük artık onda. Önce seni ondan kurtarmam gerekiyor anlıyor musun?" Giray cevap alamasa da Deniz'in saçlarını okşarken anlatmaya devam etti çünkü anladığını biliyordu.
"Sonra onu tedaviye ikna edeceğiz" Deniz duydukları üzerine umutla abisine baktı "kabul eder mi ki?" Giray ellerini Deniz'in yanaklarına koyup gözyaşlarını yavaşça sildi "başka çaresi kalmayana kadar uğraşacağım." Son sözleri bunlar olurken Deniz abisinin gözlerinde gördüğü kararlılıkla gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saudade / Gay
Fiksi RemajaSaudade: Portekizcede bir şeyin ya da aşık olunan bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin duygusal durumu, özlemi ifade eder. Kelime, ağırlıklı olarak özlenen şeye ya da kimseye hiçbir zaman kavuşulamayacağı duygusunu içinde barındırır.