#Özel

1.3K 101 8
                                    

"Kır- hayır, sahil. Vazgeçtim kır. Sen ne istersin?" Kararsızlığına güldüğün Tony'e bakarken elindeki bardağı sehpaya bıraktın. Senden daha fazla heyecanlı olması kesinlikle normal değildi. Sana evlenme teklifi ettiğinde beri etrafında olanlar için çok duyarlı gibiydi, daha doğrusu seni ilgilendiren şeyler için. Hayatının her anında seninle olması ise etrafında olan her şeyi sen yapıyordu. 

"Tony, lütfen sakin olur musun? Eminim düğün nerde olursa olsun güzel olacaktır." Tony gözlerini devirip yanına geldi ve oturdu. Kolunu omzuna atıp sana yaklaştı. "Umursamıyormuş gibi davranma." Kaşlarını kaldırıp meydan okumasına karşılık verdin. Yüzünü ona doğru yaklaştırıp dudaklarınızın arasında bir nefeslik boşluk bıraktın. "Öyle mi gözüküyorum?" 

Tony'nin yutkunmasını gördüğünde dudağının kenarındaki gülümsemeye engel olamamıştın. Bu binaya ilk girdiğin sen olsan şu durumda olacağına asla inanmazdın. "O zaman sahil düğününü tercih ediyorum. Daha ferah." Tony'nin dili tutulmuş olmalıydı ki konuşmak yerine sadece dudaklarına bakıyordu. 

"Her seferinde nasıl beni böyle etkileyebiliyorsun bilmiyorum." 

Alt dudağını büzüp daha sonra da hızlı bir hamle ile onu kısaca öptün. Tony bu kısa öpücük karşısında ilk başta şaşırmış daha sonra da hayal kırıklığına uğramıştı. Ayağa kalkıp ona baktın. "Ben gidiyorum, birkaç saatlik işim var." Gizemliliğin, kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu. Seninle birlikte ayağa kalkmış ve yanında odaya gitmeye başlamıştı. "Nereye peki?"

İçinden pek cevap vermek gelmiyordu. Daha önce kimseye ailen hakkında açılmadığın gibi müstakbel kocana da açılmamıştın. Aileni kaybettikten sonra yıllarca yaşadığın depresyondan çıkman her ne kadar onun sayesinde olsa da bazı şeyler hala zordu. Odanın kapasına geldiğinde durdun ve ona baktın. "Hiçbir yere." 

İçeri girdiğinde her ne kadar onun girmeyeceğini düşünsen de bu çok saçma bir düşünceydi. Aynı odayı paylaştığınızı bazen unutuyordun. "S/A?" Çantanı eline aldığında durdun ve derin bir nefes aldın. Onun artık kocan olacağını kabul etmen gerektiğini biliyordun. Fakat bu gerçekten zordu. "Görmek istiyorsan gelebilirsin." Fırsatı kaçırmak istemeyen Tony peşinden geldi. 

Uzun ve sessiz bir yürüyüşten sonra varış noktanı gözüne kestirmiştin. Yolun kenarındaki çiçekçiden her zamanki gibi iki buket çiçeğini alırken anlamayan bakışlarla bakan Tony'e pek bir şey söyleme isteği duymuyordun. Fakat senin yerine o konuşmuştu zaten. "Arabayla da gelebilirdik bir çiçe--"

Onu susturup mezarlığa girdin. Arkanda kaldığını hissetmene rağmen yoluna devam ettin. Resmen donup kalan Tony suçluluk ve vicdan azabı çekiyordu. 

Hafif gülümsemen ile mezarlarının başında durdun. Çok uzun zaman olmuştu. Bir yıldan bile fazla. "Lütfen bana bağırmayın ama ben bir şey yaptım. Biliyorum, biliyorum bir yıl belki de daha fazla zaman geçti ama planladığım bir şey değildi." Gülüp dolan gözlerinle önce yukarı baktın. Akmalarını engelledikten sonra tekrar kafanı eğdin.

"Hatırlıyor musunuz, buraya en son geldiğimde üniversitenin son yılıydı ve doğrusunu söylemem gerekirse pek de heyecanlı değildim. Abi, bu lafım sana: Sanırım beni fena kapak ettin. Çünkü ben eskiden nefret ettiğim biriyle şu an evlilik yolundayım. Merak etmeyin okulumu bitirdim. Zaten komik tarafı şu ki okul sayesinde tanıştığım biriyle evleniyorum." 

Tony'nin yavaş adımlarını yanında hissettiğinde kafanı kaldırdın ve ona gülümsedin. "Tony Stark, evleneceğim adam ve siz sormadan söyleyeyim, hayır, hiç kimse beni zorlamıyor." Onunla birlikte dediğine gülerken yerinden kalktın. Tony seni kolunun altına aldı. "Şimdilik sanırım bu kadar. Sizleri çok seviyorum." 

İkiniz de gitmek için ilerlediniz. Bir süre daha sessiz kaldıktan sonra Tony durup önüne geçti. "Ben... biliyorsun ki... pek özür dileyen biri değilim. Hatta neredeyse insanlara olan davranışlarıma bile dikkat etmem. Fakat sen... bunların çok dışındasın. Senden özür dileyebiliyorum, sana olan davranışlarıma dikkat ettiğim kadar kendime etmiyorum. Ve bugün yaptığım şey... özür dilerim. O kadar düşüncesi--"

"Bu senin suçun değil Tony. Sana söylemem daha iyi olurdu. Yine de özür dilediğin için teşekkür ederim. Eminim onlar şu an yaşıyor olsalardı seni çok severlerdi. Her ne kadar onlara senden ne kadar haz etmediğimi söylesem de." 

İkiniz de kıkırdayıp alınlarınızı birbirine değdirdiniz. En huzur bulduğunuz an ve yer birbirinizdi. Bunu ikiniz de hissetmesi her şeyi tamamlıyordu. "Seni çok seviyorum." dedin. "Seninle evleneceğim çok şanslıyım ve eminim her şey çok güzel olacak."

"3000 kez seviyorsun musun?" 

Kıkırdayıp kafanı salladın ve dudaklarınızı birleştirdin. Bazen hayat en bilinmedik yerden en bilinmedik mutluluğu getiriyordu.

KOLOMBİYA |TONY STARK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin