KOLOMBİYA |TONY STARK|

#17

"Günaydın." diyen sese döndün. Tam yanında durup yanağına öpücük kondurdu. "Biri görecek!" dedin kısık sesle. Aslında bu şey çokça hoşuna gitse de, gerçi senin hoşuna şaşırtıcı bir şekilde Tony gidiyordu, eğer birileri öğrenirse rezil olmak istemiyordu.

"Tamam. Hadi kahvaltıya gel." dedi salona doğru bakarak. Sen de aynı şekilde salona baktığında herkesin gülerek sofraya ilerlediğini gördün. "Ben kahvaltı etmem." dedin tekrardan sevgiline dönerek. "Aslında sen de etmezsin?" Tony omuz silkti. Haklıydın aslında. Ama bugün mutluydu. İçinden bir sürü şey yapmak istiyordu. Elinde olsa herkese para bile saçabilirdi. Gerçi elindeydi ama şu anlık bu kadarı fazla olurdu. "Seninle aynı sofraya oturmak istedim. "

Gözlerini kısıp onun gözlerine baktığında hayır diyemeyeceğini fark ettin. Çünkü o çikolata kahvesi gözleri o kadar güzel bakıyordu ki insana istediğini yaptırırdı. En sonunda pes edip kafanı salladın. Ardından Tony zafer kazanmışcasına gülümsedi. Kahve makinesinde duran kupanı tam alacakken Tony önce davranıp kupayı aldı ve dudaklarına götürdü. "Tony!" dedin çatık kaşların ile. Tony de gülüp omuz silktikten sonra tekrardan hızlıca yanağına öpücük kondurdu ve salona doğru ilerledi.

Sıkıntıyla oflayıp bir kupa daha aldın ve onu da makineye koydun. Zaman kaybıydı bu resmen. Şimdi bir daha bekleyecektin.

Kahven hazır olduğunda kupayı bu sefer başka biri almadan sen aldın ve salona ilerledin. Sofrada gülüşerek kahvaltı eden herkese baktın. "Bana da yer var mı?" demen ile herkes sana döndü. Natasha kafasını salladı ve yanındaki boş sandalyeyi gösterdi. Tebessüm etmeye çalışıp sandalyeye oturdun. Tony ile göz göze geldiğinde o çalışma yok oldu ve direk gülümsedin. Aynı şekilde onun da yüzünde gülümse yayıldı. Birinin fark etmemesi için hemen kafanı tabağa çevirdin. Fakat zaten olan her şeyi Sam biliyordu.

"Hey S/A o Tony'nin bardağı değil mi?" diyen Steve'e döndün. Daha sonra bardağa baktığında içinden ufak bir küfür savurdun. "Ve o da S/A'nın?" diyip Tony'nin önündeki bardağı işaret etti Natasha. Bu sefer Tony önündeki bardağa bakıp içinden küfür savurdu. Hemen ardından başını kaldırıp onlara baktı. "Ben dikkat etmeden aldım. O yüzden S/A benim bardağımı almış olmalı." dedi. Kafanı onaylarcasına salladığında herkes omuz silkip tekrar kahvaltısına geri döndü. Birkaç dakika sonra Tony elinde senin kupan ile ayağa kalktı. "On dakika sonra laboratuvarda birinci sınıf."

Ağzına attığın lokma Tony gittikten sonra boğazında kalmıştı neredeyse. On dakika mı? Daha kahvaltın bile bitmemişti. Zorla lokmanı yuttuktan sonra kahvenden bir yudum içtin. Kahvenin daha bitmediğini gördüğünde sen de kupayı alıp hızla sofradan kalktın.

Odana koşarcasına gittiğinde kahveyi nasıl dökmediğini sorguluyordun. Hala sağlam olan kupayı dikkatle masana koydun ve lavaboya gidip dişini fırçaladın. Aynaya geçtiğinde üstündekilere baktın. Askılı bir tişört, üstünde hırka ve altında şort. Bunlar uygundu. Saçını açıp taradıktan sonra da at kuyruğu yaptın. Kitaplarını ve azıcık soğumuş olan kahveni de alıp aşağıya indin. Bu sefer koşturmama gerek yoktu en azından. Çünkü beş dakika içinde hazırlanmıştın zaten.

Laboratuvara geldiğinde F.R.I.D.A.Y, Tony'e seslenmiş olmalı ki Tony arkasına dönüp camların karşısında seni görünce gülümsedi. Kapı açıldığında içeri adımı attın ve masaya doğru ilerledin.

"F.R.I.D.A.Y yanıltma şeysini başlat." dedi Tony sen yanındaki sandalyeye oturunca. Kaşlarını çattığında Tony sandalyeni kendisine yaklaştırdı. "Camlara hologram yaptırdım. Dışarıdan biri gelirse bizi ders çalışıyor olarak görecek. Ya da ders çalışırken kavga eden. Ya da bir şeyler anlatırken. Sürekli değişeceği için kimse bir şey anlamaz bile."

Kaşlarını kaldırıp ona baktığında bunu neden yaptığını biliyordun. O Tony Stark'dı. Eğer bir sevgilisi varsa onu istediği zaman öpebilmesi gerekirdi. Fakat şu an kimse onların ilişkisi bilmiyorken bu mümkün değildi. Tabi eğer cama hologram yapmışsanız başka. Aynı senin düşündüğün gibi Tony seni öpmek için yaklaştığında sandalyeni sırf gıcıklık olsun diye masa yönüne çevirdin. "O zaman derslere başlayalım."

Tony senin gıcıklık yaptığından emindi. Fakat bunu umursamayarak dediğini yaptı. Ders bitince istediğini alırdı en azından. "Tamam. Bugünkü konumuz ne?" dedi kendisi de masaya dönerken.

Kitabı açıp konulara baktığında yine içinden küfür savurdun. Bunu kesinlikle beklemiyordun. Konuların hepsini işlemiş olma ihtimalini düşünememiştin bile. İki tane dahi ders çalışıyor. Sence konuları bitirmeniz ne kadar sürerdi? Kitabı açtığın gibi kapatıp tekrar Tony'e döndün. Tony gözleri kısık sana bakıyordu.

"Konular bitmiş." dedin dudaklarını birbirine bastırarak. Tony kaşlarını kaldırıp tekrar eski pozisyonunu aldı. "Sanırım iki tane dahi ile işler çabuk bitiyor. " dedi omuz silkip. Sen ise gıcıklığına bir şey yapamayacağın için hayallerinin suya düşmesini düşünüyordun. "Sanırım evet." dedin dişlerini göstermeden gülerek. Bir tek Tony'nin yanında gülebildiğini fark ettin o an. Dişlerini göstererek veya göstermeyerek, sırıtarak veya kahkaha atarak... Ne olduğu fark etmeden bir tek onun yanında gülebiliyordun.

"Güzel gıcıklık yok o zaman. " dedi ve sırıtarak dudaklarına uzandı. Dudaklarınız değdikten sonra sen de ona karşılık verdin. Aklına gıcıklık yapacak başka bir şey geldiğinde dudaklarını ayırdın. "Staj bitmedi ama." Tony memnunsuzca geri çekildiğinde sen ise memnun bir şekilde sırıtıyordun. Tony oflayıp kafasını salladı. Onun bu yüz ifadesini izlerken bir an sırıtışın durdu. Evet, şu an bundan zevk almıyordun.

"Sikerim stajı." diyerek tekrar Tony'nin dudaklarına uzandın. Son üç yılda bir kere bile istediğin ve zevk aldığın bir şeyi yaptığını hatırlamıyordun. Ders çalışmak dışında. Bu yüzden şu an seni ne mutlu ediyorsan onu yapacaktın. Buna Tony Stark ile çıkmak dahildi.

"Senin ağzın bozulmuş." dedi Tony sırıtarak. Gülümsediğinde tekrar Tony'i öptün. "Bunu diyen kişi Stark." dedin. Tony gülümsediğinde de bu sefer o seni öptü.