#15

3.5K 209 32
                                    

Kapının tıklanması ile attığın bilmem kaçıncı voltanı durdurdun. Kapıya ilerledin ve açtın. "Birisinin yardıma ihtiyacı varmış." diyerek ellerindeki elbiseleri sallayan Wanda'yı gördün. Düşünmeden kabul ettiğin parti olayı için yardıma kesinlikle ihtiyacın vardı. Onu odana davet ettiğinde elbiseleri yatağına koydu.

Biri kırmızı ve siyah karışımı bir elbise idi. Miniydi ve göğüs kısmında kırmızı çiçekler vardı. Tüllerinin senin için fazlasıyla kabarık olduğunu düşündün. Diğeri ise lacivertti. Üstünde herhangi bir süsü yoktu ama arkasında kuyruğu olan bir elbise idi. Bunun daha iyi bir seçenek olabileceğini düşündün. 

"Öncelikle şunu söyleyeyim. Sen içine kapanık ve genellikle siyah giyinen birisin. Bu yüzden elbise seçimini ben yapacağım. Fakat üstünde görmem gerekiyor. Hadi bakalım." Ellerini çırpan Wanda'ya çatık kaşlarla baktın. O kabarık elbiseyi giymeni beklemiyordu değil mi? Bekliyor muydu? 

"Ben o kabarık şeyi giymem." Elbiseye tekrar baktığında aslında eski senin bu elbiseye bayılacağını düşündün. Aslında eski sen iki elbiseye de bayılır ve arasında gidip gelirdi. Fakat şuan eski sen yoktu. Bu yüzden bu elbiseler hiç de dikkatini çekemiyordu. "Şort ve gömlek ile git..."

"Sakın lafını tamamlama S/A! Bu elbiselerden biri giyilecek. Hatta..."  Ellerine tekrar elbiseleri alan Wanda ilk kırmızı olanı sonra lacivert olanı üstünde tuttu. "Kırmızıyı giymeni çok isterdim ama... Aynı zamanda lacivert olanı da...Lacivert olan vücudunu ortaya çıkaracak... Kırmızı olan süsleme detayları hoş..." dedi sırıtarak. 

"Bak gerçekten ben basit..." Yine sözünü tamamlamadan Wanda konuşmaya başladı. "Sen şimdi burada bekle. Natasha'yı ve makyaj malzemelerini alıp geleceğim. Hatta kendi kıyafetlerimizi de alalım. Zaman kaybetmeyiz." dedi ve odadan çıktı. 

Aklını kaçırmış bir şekilde kapıya baktın. Daha elbiseyi bile seçmeden makyaja geçmişti. Bu gece ya hayatının en kötü gecesi ya da hayatının en berbat gecesi olacaktı. Kafanı salladın ve sıkıntılı bir nefes verip yatağına oturdun. 

Çok geçmeden kapın çalındığında zaten yarı açık olan kapıdan kafasını uzatan kişiye baktın. "Sanırım az önce Wanda uçuyordu. Yani bunun sebebini bilmiyorum ama umarım mutluluktur." dedi. Baş parmağı ile arkayı gösteriyordu. Tebessüm etmeye çalıştığını görünce o da güldü ve içeri geldi. Her ne kadar Tony'e gereksiz yere gülebilsen de Sam'e gerekli veya gereksiz gülemiyordun. 

Elbiseleri alıp bir kenara düzgünce koydun ve o da böylelikle yanına oturdu. "Aslında partiye gitmek istemiyordun değil mi?" Bakışlarını yerden kaldırıp ona baktığında kafanı olumlu anlamda salladın. "Ama Tony gelmeni istediğini söyleyen masum bakışlar attı ve sen de kabul ettin." diye devam etti sana bakmadan. Tekrar kafanı sallayınca bu sefer sana baktı. "Bu Tony biliyorsun. O her kadına böyle davranır. Her kadını elde etme..." 

Kaşlarını çattın ve oturduğun yerden kalktın. "Tanrım! Sen ne saçmalıyorsun? Bizim onunla herhangi bir romantik ilişkimiz yok. Sadece... sadece arkadaşız. O da zaten ders dışı zamanlarda. Hatta bakarsan ders dışı zamanlarda bile bazen öğretmen ve öğrenci ilişkimiz var. Ama bunu dışında başka bir şey yok." Yutkundun. Tony Stark'ın kim olduğunu biliyordun. Dahi, milyoner, zampara, hayırsever. Zampara! "Onunla birlikte değiliz. Ve öyle bir şey olmayacak. Ben sadece birkaç aylığında stajım için buradayım. Bu kadar basit." dedin. Hızla sıraladığın sözlerin ardından onun gözlerine baktığında senden özür dilemek istediğini hissetmiştin. "Şimdi... parti için hazırlanmam lazım. Rica etsem..."

Sam kafasını salladı. "Sorun yok. Partide görüşürüz." dedi ve ayağa kalkıp kapıya ilerledi. Yarı açık olan kapıdan rahatlıkla geçtiğinde karşıdan gelen Natasha ve Wanda'ya kafasıyla selam verdi. İki kız neler olduğunu anlamamış bir şekilde odaya girdiklerinde anında sana baktılar. "Sadece öylesine konuşmak için gelmiş." dedin geçiştirerek. Sam ailevi olayını bildiği için sana en çok destek çıkmaya çalışan kişiydi. Gerçi başka destek çıkan da yoktu zaten. 

Natasha makyaj malzemelerini çalışma masama koyarken Wanda da kıyafetleri hallediyordu. Sen ise ortada durmuş ve öylece onlara bakıyordun. İkisinin de işi bittiğinde sana döndüler. "Oyun başlasın!"

KOLOMBİYA |TONY STARK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin