Taehyung
01:45
2 yıl sonra sonunda konser vermiştik. Şimdi Los angelesta bir oteldeydik. Konserden çıktıktan sonra herkes yorgun olduğu için odalara dağılmıştıkk hızlıca. Yarın zaten buradaki son günümüzdü ve şehri gezmeye çıkacaktık. Öyle anlaşmıştık çocuklarla.
Aşırı uykum vardı ama, Yoongi hyung öyle yazınca merak etmiştim ve haliyle uykum kaçmıştı.
Kapının yavaşça açılmasıyla bedenimi kaldırıp oturur pozisyona getirdim. Koridora gözümü dikmiş hyungun gelmesini bekliyordum.
Kokusu kendisinden önce gelip burnuma dolmuştu. O eşsiz kokusu... irademin dışında onun kokusuna çekiliyordum her zaman. Gözüme ilk değen şey mandalina renginde saçları olmuştu.
Loş ışıklı oda da, sadece onun ayak sesleri vardı. Bu bana istemsizce huzur vermişti. Yüzüne baktığımda çekingen tavrına bürünmüş yatağın yanında beklediğini gördüm."Hyung, niye ayakta duruyorsun? Otursana böyle" elimle yatağın diğer ucunu patpatladığımda, kafasını sallayıp gösterdiğim yere oturdu. Daha sonra bacaklarını kendine çekip, kedi gibi yer yapmaya başladı.
Onu izlemeye bırakıp "Telefonda sorun olmadığını söyledin ama, benim içim rahat etmiyor" söylediklerimi dikkatle dinledikten sonra " Hayır korkulacak bir şey yok. Sadece ben biliyorsun işte evimizden uzakta olduğumda uyuyamıyorum" kafamı usulca sallayıp ayağa kalktım.
Gözlerinin üzerimde olduğunu biliyordum. Şu an yüzünün al al olduğunu da. Çünkü üzerimde sadece eşofman vardı. Normalde anadan üryan uyurdum ama, o gelmeden önce eşofman giymeyi akıl edebilmiştim.
Yavaş adımlarla gidip odadaki buzdolabından iki paket cips ve kola kapıp yeniden yatağa doğru ilerledim. Hala gözleri beni süzüyordu. "Hyung insanları böyle süzersen seni yanlış anlayabilirler" gülerek söylediğim şeyle, gözlerini ellerinde birleştirdi.
Bu halleri o kadar tatlıydı ki, onu tanımayan biri 28 yaşında olduğunu düşünmezdi bile.
02:23
Elindeki koladan bir yudum alıp bana döndüğünde gözlerimiz buluştu. Kendimi çok garip hissetmiştim bir anlığına.
O da öyle hissetmiş olmalı ki, boğazını temizleyip "Ben yokmuşum gibi davran sen. Yani uykundan olma" dediğine sadece gülümsemiştim.
Yatağın üzerindeki çöpleri alıp, kapının yanındaki çöp kutusuna attım. Aslında uykusunun olduğunu biliyordum. Sadece başka yerde uyuyamıyordu. Yatağa girip pikeyi üzerime örttüm. Hala o masum bakışlarıyla yüzüme bakıyordu.
Pikenin diğer tarafını kaldırıp "Hyung, gel birlikte uyuyalım. Zaten yorgunsun böyle oturamazsın sabaha kadar. Yarın gece yola çıkacağız o zamanda uyuyamayacaksın" Bir bana birde açtığım pikeye baktı. Daha sonra yavaşça oturduğu yerden kalkıp açtığım pikenin altına girdi.
Bende ikimizinde üzerini örtüp, yanımdaki lambayı kapadım. Acaba çocuklar bizi böyle görse ne tepki verirdi? Jimin kesin sorularıyla boğardı beni. Jin hyung dalga geçerdi.
Ben bunları düşünürken "Teşekkürler Taehyung" aniden konuşmasıyla irkilmiştim. Kafamı onun olduğu tarafa döndürüp "Ne için hyung?" O da bedenini benim tarafıma döndürüp elini kafasının altına koydu. "Senden başkasına gidemezdim. Hoseok uykusundan uyanmayacktı. Jungkookla Jimin zaten birlikte kalıyorlar. Jin hyung kapısını kilitliyor. Namjoon da horluyor"
Son dediğiyle bir kahkaha çıkmıştı ağzımdan. Gülüşümü zorla da olsa durdurup yüzüne baktığımda loş ışıkta azda olsa görünüyordu düğme gibi gözleri. Ona hayran hayran bakmaktan cevap vermeyi unutmuştum.
"Ne zaman istersen gelebilirsin,Hyung. Zaten başkası olsa kapı dışarı ederdim" süzme salaksın Taehyung...
"Neden ki?" Cevap ver bakalım. En iyisi konuyu değiştirmek "Aayyhhh.. saat kaç olmuş baksana. En iyisi uyuyalım. Erken kalkacağız zaten" Kafasını salladığında, üstelemediği için hem mutlu olmuştum hemde, bir burukluk olmuştu içimde.
"İyi geceler, Taetae"
"İyi geceler, Hyung"
Agagagagag ikinci bölüm. Neyse çok beğenmedim ama idare eder.
Yoongi bebeğim benim 🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🥰🐱🐱🐱🐱🐱🐱
Hadi kaçtım ben muaah