Taehyung
Yeni açtığımız instagram sayfamda dolanıyordum. Sıkıntıdan patlamama az kalmıştı. Yoongi de, sabah erkenden kalkıp şirkete gitmişti. Benim öğlene kadar pek bir işim yoktu. O yüzden biraz evde dinlenmeyi seçmiştim.
Yoonginin sayfasına girdiğimde, sadece bir tane fotoğrafı olduğunu gördüm. Pekte kurcalayacak bir şey olmadığından çıkıp, herhangi bir armynin sayfasına girdim. Sadece bizim fotoğraflarımız ve editlerimiz vardı.
Böyle şeyleri görmek beni gururlandırıyordu. Bir kaç sayfaya daha baktıktan sonra, ana sayfaya geçiş yaptım. Hobi hyung post atmıştı. Kalp attıktan sonra az daha aşağılara indim. Yeni açtığım için insagram durmadan önerilerde bulunuyordu.
Önerilere göz atmak için kaydırdığımda, Blackpink üyesi Jennieyi takip etmiştim yanlışlıkla. Ben daha şokumu atlatamadan, bir sürü mesajlar gelmeye başlamıştı bile. "Hay sikeyim" hızlıca geri çektim takibi.
Umarım çok büyümezdi konu. Aklıma aniden Yoongi geldiğinde, yerimden kalkıp koşar adımlarla odama geçtim. Üzerimi giyindikten sonra, telefonumu da alıp ayrıldım yurttan. Ya gördüyse....
12:53
Şirketten içeri girip, hızlı adımlarla asansöre ilerledim. Koridorda Bay Ma yı gördüğümde "Merhaba bay Ma, Yoongiyi gördünüz mü acaba?" Başını eğip selam verdikten sonra "Hayır efendim. Büyük ihtimalle stüdyodadır" ona kafamı sallayıp gelen asansörle yukarı çıkmaya başladım.
Aşırı gerilmiştim. Yeni ilişkiye başlamıştık ve böyle şey yüzünden soğuk yapmasını istemiyordum. Umarım bizi shipleyen armyler bir olup kuyumu kazmamışlardır.
Stüdyosunun önüne geldiğimde, telefonu cebime atıp kapıyı çaldım. İçeriden gel komutunu duyduğumda, içeri girip kapıyı kapattım. Dönüp baktığımda, yavrumun kafasında kulaklıkla ayarlamaları yaptığını gördüm.
Demek ki, daha haberi yok- "Jennieden özür diledin mi bari?" İç sesim kayıplara karıştığında, yalnız kaldığımı anlamıştım. Yavaş adımlarla yanına yaklaşıp masasının üzerine oturdum.
"Sevgilim, çilekli dondurmam benim. Yeminle yanlışlıkla oldu." Elini klavyeden çekip yüzüme baktığında, boynumu büküp masum bakışlarımı atmaya başladım.
"Cidden her gün başını nasıl belaya sokabiliyorsun?" Huh, en azından çok kızgın değildi. "Peki sen nereden öğrendin? 3 saniye içinde geri çekmiştim halbuki" gülüp ayağa kalktı. Bende onunla ayaklanıp takip ettim adımlarını.
Koltuğu işaret ettiğinde, oturdum. O da iki bacağını yana açıp kucağıma oturdu. "Shipperlarımız sağolsun. Saniyesinde bana attıkları için, görmüş bulundum" vay sizi küçük fareler.....
"Ama suçsuz olduğuma inanıyorsun değil mi?" Kafasını salladığında uzanıp dudağına öpücük kondurdum. Geri çekilecekken bu sefer kendisi uzanıp daha uzun öptüğünde, karşılık vermeye başladım. Öpüşümüz derinleşirken, kapı çalındı. O her kimse fena sikecektim. "Efendim?"
"Hyung, hadi gel kahve ısmarlayacağım sana. Kaç saattir çalışıyorsun"
Ulan Jungkook tavşanı... en sonunda cidden sikecektim bu çocuğu. Her bokun altından çıkıyor. Yoongi kucağımdan kalkıp kapıyı açtığında, dudağımdakı ıslaklıkla jungkookun yüzüne sert bakışlar atmaya başladım.
"Bu da iyice yer edindi odanda, hyung." Bu mu?
"Neyse, şimdi atışmaya başlarsınız. Hiç uğraşamam. Canım sen geliyor musun?"
"Hayır gidin siz. Benim işlerim var" sesimi tripli çıkarmaya çalışmıştım. Beni burada böyle bırakıp, tavşanla kahve içmeye gidiyordu. Ulan tavşan ilk önce arkadaşımı, şimdi de sevgilimi çalacaksın he?
Ayağa kalkıp yanlarından geçecekken Jungkookun kafasını okşadım. "Akıllı ol velet" ben dışarı çıkarken Jungkook homurdanıyor, Fıstığım ise gülüyordu.
JHSWUSHWJDHWJDHAJDH TAEHYUNG HALA GÜLÜYORUM AW NASIL YANLIŞLIKLA TAKIP ATARSIN...
YOONGI, FISTIKLI KURABIYEEEMMM
NEYSE GIDEYIM HADI MUAAHH
