996 104 25
                                    

»2 yıl öncesi, çarşamba

elindeki kitapları düzeltti ve aynadan görüntüsüne baktı felix. bay bang okula geleli ve derslerine gireli çoktan 2 hafta olmuştu. gördüğü rüyadan sonra özellikle onunla baş başa kalmamaya özen gösteriyordu çünkü onun yanındayken her şeyin gerçek olduğu düşüncesinden nedense kaçamıyordu.

bugün ise hafta sonu grupta, daha doğrusu bay bang'in açtığı grupta konuşulan ve ayarlanan cafe'ye gidecekti. toplamda 10 kişi olacaklardı ve hepsi bir kitaptan bahsedecekti. aslında bakılırsa bu fikir gerçekten güzeldi. bay bang bilerek sınıftaki herkesi zorlamak yerine buraya severek ve isteyerek gelenlerin kalmasını istemişti. bu yüzden açıldığında 30 kişinin olduğu gruptan ancak 10 kişikalmışlardı.
aynada gördüğü bedeni ile hafifçe yan döndü ve kıyafetini düzeltti. saçlarına da son bir dokunuş yaptıktan sonra boynuna fularını özenle taktı. kitaplarını tekrar eline aldı ve adımlarını evden dışarı ilerletti. bu sefer toplu taşıma kullanmayacağı için kendisini şanslı hissediyordu.

bay bang özellikle bu bölge de olan cafe'lerden birini seçmişti ve tabii ki bu felix'in işine gelmişti. sokakta kendinden emin adımlarla ilerliyor, gördüğü çocuklara gülümseyerek bakıyordu.

aynı şekilde onlardan da bir gülümseme aldığında gününün güzel geçeceğini hissediyordu çünkü onun için çocuklar, bu evrenin hala ayakta durmasının tek sebebiydi.

yaklaşık 5 dakikalık bir yürüyüşten sonra gördüğü cafe'ye kısaca göz gezdirdi felix. ardından boynundaki fuları düzeltti ve kapıyı ittirerek içeri girdi. kendisine hoş geldiniz diyerek saygıyla selam veren garsona baktı ve tebessüm etti. ardından usulca dudaklarını araladı.

bugün burada bir etkinlik planlamıştık, bay bang'in adına

-:evet, evet. buyrun lütfen bu taraftan

demiş ve ardından eliyle sol tarafı işaret etmişti. sağ tarafının aksine sağ taraf daha güneş alan bir yerdi. bir şey demeden garsonun peşinden ilerlemeye başladı. garson adımlarını durdurmuş ve masayı işaret etmişti.

"buyurun, burası"

"oh.. teşekkürler. "

dedi ve masumca gülümsedi felix. giden garsonun ardından gözünü masaya çevirdi. henüz bay bang dışında kimse gelmemişti. bir süre ayakta durduktan sonra hafifçe eğildi ve chris'in selamladı felix.

"merhaba bay bang. "

"merhaba felix"

demiş ve elindeki kitabı indirerek karısını işaret etmişti. felix ise diğer sandalyelere kısa bir süre bakmış ve itiraz etmeden onun karşısına oturmuştu. eğer bay bang karşısında oturmasaydı yine o tarafta otururdu çünkü orası cam'a en yakın kısımdı.

"nasılsın? iyisin, değil mi?"

"iyiyim.. ya siz? sizler nasılsınız?"

demiş ve tereddütle bay bang'e bakmıştı. okuldaki ilk karşılaşmalarında olan gibi bir konuşma olsun istemiyordu. bay bang ise tahmin edebilir bir şekilde konuşmuş ve konuyu kısaca kapatmıştı.

bir süre ikisi de sessiz kalmış, chris felix'in konuşmadığını gördüğünde önündeki kitaba dönmüştü. kimseyi zorla konuşturacak değildi. felix ise bir şey demeden arkasına yaslanmış ve dışarıyı izlemeye başlamıştı. bir süre sonra öğrenciler de teker teker gelmiş, sadece 2 kişi kalmıştı.

buluşma saati geldiğinde chris kısaca masaya göz gezdirdi. hala bir kişi eksikti fakat çoktan saat dolmuştu. diğerlerini bekletmek haksızlık olurdu.

literature // chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin