1.1K 122 39
                                    

karnından beline doğru sarılan el ve arkasından duyduğu ses ile hafifçe irkilmiş ve anında kendine gelmişti felix. ardından hafifçe gülümsedi ve kibarca belindeki eli tutup usulca yere indirdi. bunu yaparken yanlış anlamaması için narince yapmıştı.

"teşekkür ederim.."

mırıldandı ve tebessüm ederek ona doğru döndü. çalan ritim ile usulca sallanmaya başladı. daha önce böyle bir yerde dans etmediği için başta elbette çekinmişti fakat felix dansta oldukça iyiydi. ufak ufak dans hareketleri bir süre sonra daha iyi bir hal almıştı. karşısında kendisine eşlik eden chris de ona güç vermiyor değildi.

kollarını kaldırıp hafifçe sağa sola doğru salınarak elini saçlarına ilerletti. kendi saçlarında gezdirdikten sonra özgürce dans etmenin verdiği huzur dolu his ile gülerek etrafa baktı. az önce masaya bıraktığı kadehten bir yudum daha aldıktan sonra tekrar dans etmeye devam etti.

aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu fakat 4. kadehi de çoktan bitirmişti. hafif hafif vücudunun uyuştuğunu hissediyordu ve bu his gerçekten hoştu. çakırkeyif olduğunun farkında bile olmadan chris'e biraz daha sokulmuş ve öyle dans etmişti. saat ileriye doğru gittikçe insanlar kalablıklaşıyor, ortam hareketleniyordu fakat hala farklı bir havası vardı o mekanın felix için.

yerinde bir saniye bile durmadan zıplıyor, olduğu yerde dans hareketleri sergileyerek şarkıya bağırarak eşlik ediyordu. şarkı sonlara doğru vardığında oluşan ufak sessizlik ile kahkaha atarak bir elini chris'in omzuna yerleştirdi.

"iyisin değil mi?"

"iyiyim.. aslında, daha önce hiç bu kadar iyi olmamıştım."

kendisine gülerek başını iki yana sallayan chris ile tek kaşını kaldırarak ona baktı.

"ne var?"

"bilmem.. sadece fazla şirinsin."

"şirin? öyle miyim? hiç sanmıyoru-"

dudağına yerleşen kendisine göre büyük olan işaret parmağı ile aralanan dudakları ile chris'e bakmıştı.

"ssh, öylesin dedim."

chris'in itiraz istemediğini bekleyen net bakışları ile alması gereken mesajı almış ve susmuştu felix. bakışları dudağındaki parmağı bulduğunda ise oyalanmadan parmağını çekti chris.

bir süre dudakları aralık kaldıktan sonra hafifçe ıslattı ve dudaklarını yaladı felix. chris'in neden hala ayık olduğunu düşünürken tekrar hareketli bir şarkı çalmaya başlamıştı. içerisinin kalabalıklığından dolayı kendisine bir beden çarpmış ve chris'e biraz daha yakınlaşmak zorunda kalmıştı.

chris halinden memnun görünüyordu ki herhangi bir tepki vermedi. felix ise çakırkeyifliğin verdiği rahatlık ile geri çekilmeye tenezzül etmemişti. gözlerini karşısındaki kusursuz yüze çevirdiğinde aslında burada konuştukları andan itibaren yüzünü hiç incelemediğini fark etmişti.

gördüğü beyaz ten, kahverengi gözler, keskin yüz hatları ve oldukça güzel dudakları.. dudakları kadar güzel bir şey varsa eminimki o da gamzeleriydi. baktığı yüz ile fark etmeden iç çekmişti.

"ne oldu?"

"hiç.. sadece, yüzün çok güzel duruyor"

"ah, öyle mi dersin?"

"evet.. yüz hatların çok keskin ve dudaklarının büyüklüğü yüzüne tam oturuyor. gözlerini ve göz çevreni hesaba bile katmıyorum çünkü onlar muazammlar. ayrıca saçların da sana aşırı farklı bir hava katıyor. seni sen yapıyor da denebilir."

literature // chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin