twenty five

1.3K 129 165
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hayat kısa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hayat kısa. zaman vurdumduymaz. yanından geçen insanlar kendi hikayesinin yan karakterleri değil. hepsinin kendine ait bir hikayesi, duyguları, düşünceleri var. farkında. insanoğlu komplike. yaşıyor. bir gün ölecek biliyor, bu düşünce de ne demek oluyor? diyor ya, vurdumduymaz işte. belki de umursamıyor.

bu yüzüne vuran soğuk hava. onu hevesle istediği oğlana götüren ayakları. ve sanki birazdan çıkıp binlerce insanın arasında performans sergileyecekmiş gibi göğüs kafesine hızla vuran kalbi. tüm bu duygular... birkaç ay öncesine kadar yok hiçbiri. en büyük heyecanları farklı. belki beklediği şarkıcının albüm çıkarması ya da derslerinden fırsat bulup beklediği filmin sinemaya gelmesi ile anlık hızlanan kalbi artık hiç susmuyor. yok saniyelik heyecanları. bu farklı. bu çok farklı bir şey. bu duyguyu seviyor mu sevmiyor mu, emin değil. üstüne pek düşünmüyor. anlamlandırmayı sevmiyor. bırak kalsın, diyor her seferinde. çünkü karşısındaki tam bir soru işareti.

sonra bakışlarını görüyor bazen beomgyu.

bir anda konuşurlarken uzağa dalan gözleri. ne ki bu? yıllarca cephede vatanı savunan bir gazi kadar anlamlı gözleri. çok şey yaşamış belli, diyor beomgyu kendi kendine odasında tavanı izlediği karanlık gecelerden birinde. çok şey yaşamış. bir insan bu kadar sessiz olamaz zaten. kapatmış kendini içine. bir anahtarı var. bir değil hatta birden fazla. kalbine, beynine, soğuktan buz tutmuş ellerine... hepsi için bir tane ayarlamış. hepsini kilitlemiş bunlarla. yutmuş sonra onları. istememiş açılmasını, çözülmesini.

korkak.

bakışları onun ensesine kaydı. "hâlâ aynı şarkıyı mı dinliyorsun?" çocuğun telefonda çalan müziği hızla durdurup ona dönmesini bekledi. onu izlemeyi seviyordu. hareketleri her zaman böyle hızlıydı.

death of me.

düşüyorum, soluyorum ve melekler görüyorum.

bebeğim, sen benim ölümüm olabilirsin.

şarkının kendine özgü ritmi durunca birkaç saniye han nehrinin kenarında durup sessizliği dinledi. ardından ona bakan taehyun'a adımladı. bacaklarına vuran rüzgarla omuzlarını kaldırdı, nemli olan saçları ensesini üşütüyordu. bu şarkıyı biliyordu. bu şarkıyı seviyordu.

death of me • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin