beomgyu kesinlikle sıçmıştı.
hayır hayır, hatta çok inanılmaz fena bir boka basmıştı.
"taehyun," ağlar gibi söyledi. "ne yapacağım ben? tanrım? taehyun?"
taehyun elini çenesine atmış düşünürken cevapladı. "ben senin tanrın değilim." beomgyu'nun gözleri kocaman açıldı ızdırap dolu bir yüz ifadesiyle. "şakanın hiç sırası değil. ne bok yiyeceğim ben?" bağırınca etraflarındaki birkaç korkutucu yüz ona döndü. sesini kısarak taehyun'a eğildi. "bana bir çözüm bul. ağlamak üzereyim."
taehyun sadece voleybol antrenmanları ve maçlarından tanıdığı hemen yan sınıfında okuyan neşeli, şen şakrak, konuşkan choi beomgyu'ya baktı. konumunu ve zamanı unuttu bir anlık.
harbi, neden bu çocuk yanındaydı?
çünkü buna izin veriyordu. belki de yanında olmasını istiyordu.
"bir dakika düşünmeme izin ver beomgyu. yemin ederim gürültülüsün." beomgyu taehyun'un arkasına bakarken gözleri kapanır gibi oldu ve vücudu titredi. taehyun onun bakışlarının kaydığı yöne baktı ve mırıldandı. "sana kimsenin gözüne batma demiştim." beomgyu ağlar gibi konuştu. "nasıl batmamam gerektiğini de söylemeliydin o zaman! adamın şahin gözleri iki kilometre öteden seçebildi beni. bahisler açıldığı an nasıl hemen arkamda bitip bana düello teklif edebilir? benim fikrimin nasıl bir önemi olamaz? taehyun. ben kaykay üzerinde durmayı bile bilmiyorum tanrı aşkına. kalp spazmı geçirip öleceğim. bakışları," kirpiklerine kadar titredi do sik'e bakarken "benim altıma sıçmama sebep oluyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
death of me • taegyu
Fiksi Penggemarbeomgyu, bir gün kang taehyun'u hafta sonları gittiği kaykay parkına kadar takip eder, sonrasında ise hayatı geri döndürülemez bir şekilde değişir.