61. Bölüm

5.9K 421 53
                                    

İyi Okumalar :) İyi Kaoslar :)
...

Kıvanç'ın Ağzından

Masanın üstündeki telefonunun ekranı açılınca gergince oraya baktım. Derin bir nefes alıp gerisin geri verdikten sonra gergince, çalan telefonu elime aldım. "Alo?"

"....."

"Bana biraz daha süre verin lütfen."

"....."

"Halledeceğim. Merak etmeyin."

"....."

"Teşekkür ederim."

Göksel'in Ağzından

Karşımda oturan avukatıma, yani Buse'ye baktım. Dikkatle, bugün mahkeme çıkışı gelen mesaj dahil eski mesajların hepsini okuyordu. Önceki mesajları Feyzi'den sanmıştık, hatta kızlara gelen mesajların da Feyzi'den olduğunu düşünmüştük ama görünüşe göre değilmiş.

Buse sıkıntıyla bir nefes verdikten sonra telefonu masanın üstüne bıraktı. "Mesajların kimden geldiğini araştıracağım. Umarım birinin yaptığı şakadan fazlası değildir. Yine de dikkatli olun."

"Koruma tutalım." diyen Özgür'e göz devirdim. Aynı cümleyi, belki de onuncu söyleyişiydi.

"Abartmasak mı?"

"Tehdit içerikli mesajlar alıyorsun abla. Abartalım bi' zahmet."

Başını eline yaslamış bizi dinleyen Ada konuştu. "Göksel bence Gökçe'yi de düşünmelisin. Eğer ciddi bir durumsa, ki öyle görünüyor, onun güvenliğini garanti altına almalıyız."

Gözlerimi yemeğini yiyen ama adını duyduğu an bize bakan tavşanıma çevirip iç çektim.

Küçük Tavşan'ın Ağzından

Anneciğimin benim için yaptığı pilavımı yerken Ada Teyze'min adımı söylediğini duydum. "Göksel bence Gökçe'yi de düşünmelisin. Eğer ciddi bir durumsa, ki öyle görünüyor, onun güvenliğini garanti altına almalıyız."

Niye anneme bir şey yaptıracakları zaman sürekli beni öne sürüklüyorlar?(sürüyorlar) 'Çünkü annemiz bizim için her şeyi yapar.' Kim o? 'İç sesin.' Benim içimde ses mi var? Hani nerede? 'Adı üstünde, içindeyim ben senin.' Başımı eğip göbüşüme baktığımda o sesi tekrar duydum. 'Göremezsin beni.' Neden? 'Bilmiyorum ki, büyüyünce annemize soralım.' O benim annem bi' kere! 'Ama ben de senim. Benim de annem oluyor.' Anlamadım ben.

Oturduğum yerden uçunca anneciğimin kenarif(kenafir) gözlerine baktım. Bir dur da yemeğimi yiyeyim ya! Katmayın beni bi' şeyciklerin içine.

İkinci parmağını (işaret parmağı) alnıma değdirip konuştu. "Tavşanım, niye çattın sen kaşlarını bakayım?"

O ne demek? 'Ben de bilmiyorum.'

Pilavımı önümüze çekince pembe kaşığımı alıp yemeye devam ettim. Annem dayımla konuşuyordu. "Tamam Özgür, kabul."

Neye kabul?

"Cidden mi?"

"Evet."

"Tamam, ben hemen birilerini ayarlıyorum."

Ayarlamak ne demek? 'İzlediğimiz çizgi filmde robotu ayarlamaktan bahsediyorlardı. Öyle bir şey mi acaba?' Hih! Bizim robotumuz mu olacak? Yaşasın!

Ellerimi çırptığımda Buse Teyze'm bana baktı gülerek. "Bak Duru da çok sevindi bu işe. Özgür ilk dediğinde kabul etmeliydin."

Anneciğim bana bakıp sordu. "Sevindin mi bi' tanem?"

Beklenmeyen Misafir (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin