[2] Yarım kalan aşklar

51 14 9
                                    

En üzücü olan şey yarım kalan hikayelerdir. Bizim hikayemiz hiç başlamamıştı belki. Ama bugün tamamen bitti...
-E.A.-

••••

Bugün onu sevdiğim kaçıncı gündü?
Bilmiyorum.. Onu çok uzun süredir seviyorum. Sanki hep benimleymiş gibi hissettirecek kadar. Sanki ben onsuz bir hiçmişim gibi hissettirecek kadar. Onsuz nefes alamayacakmış ama onunla can buluyormuş gibi...

Onu uzaktan izlemeye devam ettim. Yaklaşık 7 senedir yaptığım gibi...

Çok güzeldi. Hatta bu kusurlarla dolu dünyaya inat kusursuzdu. Güneş'imdi. Ay'ımdı. Günüm onla başlayıp onunla biterdi. Onu görmek hayattı. O benim hayatımdı belki de ya da ben hayatımı onunla kaplamıştım. Bilmiyorum.. Ona dair herşeyi bilip hâlâ hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Çünkü ona hiçbir zaman yaklaşamamıştım.

Aslında düşününce fazlasıyla komikti. O benim hayatımdı ama ben onun hayatında hiç var olmamıştım bile.

Oturduğu sandalyeden kalktı ve elindeki kitabı kapattı. Kafasını kaldırdığında kesişen gözlerimizle yüzüne yayılan gülümsemede kaldı bakışlarım. İşte bu, son 7 senedir uğruna yaşadığım şeydi.

Onunki kadar güzel olmasa da bir gülümseme yayıldı yüzüme. Bu onu her düşündüğümde yüzümde oluşan gülümseme ile aynıydı. Umut ve sevgi doluydu.

Balkondan içeriye girişini izledim. Kapayı kapattı ve gözden kayboldu. Bende balkonun mermerinden destek alarak kalktım ve içeri girdim.

"Sonunda bitti mi onu izlemen?" diyen arkadaşımı umursamadan kendimi yatağa bıraktım. Ayakta çok fazla duramıyordum. Başım dönüyor ve elimde olmadan yere yığılacak gibi oluyordum.

"Hastalığına rağmen her gün hiç bıkmadan saatlerce o balkonda onu nasıl izlediğini hâlâ anlayabilmiş değilim." susmayacağını anladığım için yanıt verdim.

"Evet büyük ihtimalle sen bunu anlayamadan ben çoktan ölmüş olacağım."

Yüzünde sertleşen ifadeye aldırmadan gözlerimi kapattım. Konuştuğunu duyuyordum ama onu dinlemeyi bırakmıştım.

Ölüm... Koca bir belirsizlik. Ve şuan bu belirsizliğe olan yakınlığımı bilmek büyük bir korkuya kapılmama sebep oluyor. Her şeye rağmen yaşamak istiyorum. Her acıya rağmen yaşama tutunmak için çabalıyorum. Ama insan öleceği zamanı hissedermiş. Ve ben bunu hissediyorum. Fazla zamanım kalmadı.

Keşke senelerim olsa , aynı monotonlukla geçse, aynı acıyla ve aynı sorunlarla ama yine de olsa. Yaşamayı çok seven bir insanın yaşayabileceği en büyük sınavdı benimki.

Evet, yaşamayı seviyordum. Evet, nefes almak güzeldi. Ve yine evet, yaşamak için herşeyi yapardım. Bunlara rağmen onu, canımı verecek kadar çok sevmem de benim en büyük zaafımdı. O benim en büyük zaafımdı.

Beni en çok üzen şeyse ona bir kez seni seviyorum diyemeyecek kadar korkak olmamdı. Bendeki yerini ona gösterememekti en büyük pişmanlığım.

Bunu ona hiçbir zaman anlatamadım ama tonlarca mektup vardı ona yazdığım. Ben bu dünyadan gittikten sonra öğreneceği bir aşığı vardı. Onu çok seven bir insan vardı. Umarım çok fazla üzülmez. Üzülecekse senelerin yattığı o mektupları yakmam gerekecekti. Buna daha sonra düşünmeye karar verip kendimi uykunun kollarına bıraktım.


19 Şubat ..

Bu gün o yatakta bir aşık veda etti bu dünyaya. Düşünmek için vakti kalmamıştı. Hayat fazla acımasız. Değil mi?

Acılar ve Umutlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin