[5] Zaaf(ım)lar

33 7 5
                                    

Tek kelimeyle bitirdin beni ve ben hala çırpınıyorum uğruna. Suçlusu benim aslında izin verdim zaafım olmana...
-Efsa A.-
•••••

En çok hangisi üzer insanı? Sevgi nedir bilmemek mi? Yoksa sevdiği kadar sevilmediğini fark etmek mi?

Benim için ikincisi daha acı verici. Çünkü yaşadığını bilir insan.

Birini vazgeçemeyecek kadar çok sevmek nasıl mümkün olabilir? Hele ki benim gibi biri için. Ben ki acımasızlıkla anılan insan. Nasıl düştüm böyle derin bir çukura?

Ne gerekiyor kurtulmam için? Ya da kurtulmak ister miyim?

Bu satırları okumayacağını, beni hiç anlamayacağını bilerek yazıyorum sana. İçimi döküyorum boş kağıtlara.

Yaptığın onca şeye rağmen neden? Neden vazgeçemiyorum senden? Neden bitmiyorsun içimde? Neden varsın aldığım her nefes, döktüğüm her yaşta?

Ağlayarak sana yazdığım her gece, uğruna öldürdüğüm son geceydi aslında.

Ne kadar koydu biliyor musun? Ne denli acıttı o sözlerin?

Bilmiyorsun. Bilsen söylemezdin. İstesen de söyleyemezdin. Çünkü kimse böyle saf bir sevginin katili olmak istemezdi. Çünkü en acımasızı bile bu kadar acımasız olamazdı.

'Sevmiyorum eskisi kadar' demiştin. Sevmeyi çok seven birine dedin sen bunu. Oysa ne güzeldi eskiler.

Bir kaç cümlene bakar her şey. Tek bir kelime bile yeter ağzından çıktıktan sonra kalbimi yeşertmeye. Ve yine tek bir kelime yeter onu öldürmeye.

Öldürdün. Ve sonra yine geldin bana. Sanki bir çocuğun sıkıldığı ama vazgeçemediği o oyuncak gibi.

Ve öyle bir şey ki bu, yine kabul ettim seni. Çünkü gözünden düşen damlalar gerçek gelmişti. Özür dilemiştin. Bir daha olmayacak demiştin. Olmadı da.
Ama ben yüzüne her baktığımda aynı cümleleri hatırlıyorum. Ben yüzüne her baktığımda kaybettiğimi görüyorum.

Eskisi gibi olsun istiyorum. Boynuna sarılmak istiyorum ve bunu yaparken düşünmek istemiyorum başka bir şeyi. Ellerini tutmak istiyorum yine. Gözlerine bakıp seni seviyorum demek geliyor içimden. Susuyorum. Belki de utanıyorum. Eskiden haykıran ben şimdi bunu yapamıyorum.

Ve çok merak ediyorum. Nasıl ödeyeceksin bana yaşattıklarını? Nasıl vereceksin hesabını?

Yaşattığını yaşamadan ölmezmiş insan. Ama sen bunu yaşama. Senin canın yanmasın. Dayanamam.

Belki aptalım bu kadar sevdiğim için. Vazgeçemediğim için. Zaafım olduğun için. Farklı olduğun için.

Ama en azından yanlış olan ben değilim.
En azından suçsuz bir insanın duygularının katili değilim. En azından, ben bu kadar acımasız değilim.

Gün doğumunu izledim yokluğunla
Yine ele geçirdin tüm benliğinle
Yine yaktın en acımasız halinle
Ve yine sevdim tüm aptallığımla
-Efsa Akgöz-

Acılar ve Umutlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin