Dün seni sevdim. Bugün de seviyorum. Öbür gün borcum olsun yaşarsam, söz yine seni seveceğim.
-N.H-
••••Nasıl başlayayım? Nasıl anlatayım?
Seni sana mı anlatayım? Yoksa başkasının duymasına izin verip kıskanayım mı?Hatırlar mısın bilmiyorum. Güzel günlerdi. Birlikte geçirdiğimiz saatler güzeldi. Bana taktığın anlamsız lakaplar güzeldi. Belki ilk önce sevmemiştim. Kızmıştım hatta. Neden daha güzel bir şeyler söylemiyor diye?
Ama gördüm. Önemli olan hangi kelime olduğu değil. Hangi amaçla ağzından çıktığı, hangi anlamı taşıdığı. Farklıydın. Farklı olacaksın benim için.
Aşkından geberdiğim tek insan olacaksın büyük ihtimalle. Beni bu kadar yakan tek insan olacaksın sen.
Şey vardı mesela. Küçük denize bakan bir ev..
İçinde huzur bulacağımız, mutluluğu tadacağımız, bize özel.
Kimlere verdin aynı sözü bilmiyorum. Ama ben o evde tek başımayım hâlâ. Kapısı da kilitli. Ben bile çıkamıyorum.Hala kulaklarımda çalıyor şarkılar. Tekrar tekrar dinlediğimiz. Dokunamadığımız, sarılamadığımız, uzak kaldığımız her bir saniyede çalan o şarkılar. Hatırlıyorsun. Değil mi?
Her şeye rağmen, bir anda soğumuş olmana rağmen pişman değilim. Ve olmayacağım.
Dudaklarımda kırık bir gülümseme, ufak bir kızgınlık, büyük bir kırgınlık barındırıyor ruhum sana. Öyle ki, o ruh benden gidecekken bile seni istedi.
Ölecektim. Öleceğim dedim. O kazadan sonra nefesim gitti. Ama o an bile sen vardın içimde. İhtiyacım olan nefestin benim için. Bu denli sevmek geri getirdi belki beni.
Seni tekrar görmek istemek belki.Fazla mı aptaldım? Seni öylece bırakıp giden biri için yaşamak istemek aptallık mıydı? Yaktığın kadar yanar mı canın? Öyle derler ya. Yaşattığını yaşamadan ölmezsin diye. Sen yaşama bunu. Çünkü dayanamam.
Ben acıya alışkınım ama sen daha fazla acıma.
Sen bende heves değilsin. Heves olsan çoktan biterdin. Sen bende nefessin ancak ben ölünce bitersin.