Merhaba merhaba merhabaaaaa
Nasılsınızz??
Az sonra kimya çalışmaya gidicem karnım da ağrıyo ama başlamadan şu bölümü yayınlayayım dedim
Gözden kaçırdığım yazım yanlışları olabilir kusura bakmayın şimdiden
İyi okumalarrrr 🥹
•^•
Hızlıca eve girip annem görmeden ıslak montumu çıkardım ve koşarak odama gittim. Koşarken salonun önünden geçtiğim için herkesin salonda oturduğunu göz ucuyla görmüştüm. Annem arkamdan seslense de ona bakmadım. Şu an bir mutluluk patlaması yaşıyordum.
Odaya girince aceleyle üstümü değiştirdim ve Jimin'in doğum günümde aldığı pijama takımını giydim. Islak saçlarımı karıştırdım ve salona gitmek için odamdan çıktım.
Annem ve babam, salonun köşesinde olan tekli koltuklara oturmuş dizi izliyorlardı. Jimin ise geniş koltuğa yayılmış telefona bakıyordu.
"Jungkook, neden geç kaldın oğlum?" dedi annem. Gözleri ıslak saçlarıma kayınca kaşları çatıldı. Bana azar çekmesine izin vermeden araya girdim.
"Size anlatacağım çok şey var!" dedim ve Jimin'in yanına geçtim. Anında kafasını omzuma koyup telefona bakmayı bıraktı. Hepsi pür dikkat beni dinlerken heyecanla konuşmaya başladım.
"Bugün çıkışta Taehyung yanıma geldi. Islanmayayım diye şemsiyesini bana uzatıp durdu ama o ıslanıyor diye izin vermedim. Beraber yürüdük. Bana teşekkür etmek için gelmiş. Gelirken biraz sohbet ettik. En son ayrılırken bana gülümsedi. O kadar tatlıydı ki! Görmeniz lazımdı." dedim hülyalı hülyalı.
Soluksuz bir şekilde beni dinleyen annem bir çığlık attı ve yanıma gelip yanaklarımı sevmeye başladı. Bu sırada da 'sonunda' diye bağırıyordu.
Ailemdeki herkes benim erkeklerden hoşlandığımı biliyordu. Kendimi fark ettikten sonra onlara bunu söylemekten çekinmemiştim çünkü bu tarz şeyleri takan insanlar değillerdi. Taehyung'u gördüğümden beri onun hakkında konuşuyordum. Artık bu hallerime alışmışlardı.
"Nihayet bir şeyler olmaya başladı." dedi babam gülümseyerek. Bunu demekte haklıydı çünkü Taehyung'u izlemekten başka bir şey yapmıyordum.
Annem sanki sevgili olmuşuz gibi bizi tebrik ederken kahkaha attım. Karnımdan gelen gurultular yüzünden beni sevmeye ara verdi ve yemeklere bakmak için mutfağa gitti. Bu olayı anlattığımdan beri yorum yapmayan tek kişiye, yani Jimin'e baktım. Omzuma kafasını koymayı bırakmış yerdeki halıyı izliyordu. Üzülmüş müydü o?
Birden ayağa kalkıp salondan çıkınca arkasından bakakaldım. Salonda bir sessizlik oluştu. İç çektim ve düşen modum ile yüzümü sıvazladım. Bazen Taehyung'u anlattığımda Jimin böyle ruh hallerine bürünüyordu. Nedenini sorduğumda ise bana söylemiyordu.
"Seni kıskanıyor." dedi babam sakince. Ellerimi yüzümden çektim ve kaşlarımı çattım.
"Beni neden kıskansın ki?"
"Sana çok düşkün biliyorsun. Eğer sevgili olursanız bütün odağının onda olacağını bildiğinden üzülüyor." dedi babam ve televizyonu kapattı.
Kaşlarımı çatmaya devam ederken babamın dediklerini düşündüm. Haklı olabilirdi. Küçüklüğünden beri Jimin'e hep ben bakmıştım. O yüzden bana çok düşkündü. Arada beni bazı arkadaşlarımdan kıskandığını da hatırlıyordum.
"Onunla bir konuşayım." dedim ve salondan çıkarak odamıza ilerledim. Kapıyı tıklatmadan açtım ve oda karanlık olduğu için gözlerimi kıstım.