Merhaba merhaba merhabaaa
Nasılsınızzz??
Haftaya sınavlarım başlıyor çok iyiyim ben o yüzden. Şaka maka yks geliyor ne yapıcam bilmiyorum
Neyseee
İyi okumalarrrr 🧚♀️🥹
•^•
"Ee sonra ne dedin?" dedim merakla Hoseok'un anlattıklarını dinlerken. Alnına dökülen kırmızı saçlarını çektikten sonra omuz silkti.
"Tamam dedim işte. Çıkışta nereye gideriz bilmiyorum ama heralde bir kafeye falan otururuz." diyince yüzümde imalı bir sırıtış oluştu.
Hoseok, okula gelir gelmez bana anlatacağı bir şey olduğunu söylemişti ama ne kadar ısrar etsem de teneffüste anlatacağını söyleyip beni çıldırtmıştı. Kendisi benim meraklı kişiliğimi bildiği için her şeyi geç anlatıyordu. Gıcık işte.
Hoseok, imalı sırıtmama gözlerini devirdi ve dirseğini sertçe karnıma geçirdi. Yüzümü buruştursam da kıkırdadım ve koluna vurdum.
Açıkcası Yoongi'nin Hoseok'a olan bakışlarını fark ettikten sonra içten içe onları yakıştırmaya başlamıştım ve şimdi Hoseok'un anlattıkları beni fazlasıyla mutlu etmişti.
"Bana öyle bakmayı kes Kook. Ayrıca senden hoşlanan kişiyi merak etmiyor musun?" diye sorunca dudaklarımı büzdüm.
"Umrumda değil. Zaten o kişiyi bilsem ne olacak ki? Her türlü geri çevireceğim." dedim ve gözlerimi kulağına taktığı kulaklıklarıyla dışarıyı izleyen Taehyung'a çevirdim.
Hayatımda Taehyung gibi bir faktör olunca kimin benden hoşlandığının bir önemi kalmıyordu.
"Bu kadar meraklı bir insan olup nasıl bu konu hakkında bu kadar umursamaz olabiliyorsun anlamıyorum. Ben bile merak ettim." dedi ve elindeki kahveyi tek yudumda bitirip bardağı çöpe atmak için ayağa kalktı.
Onun arkasından bir süre baktıktan sonra gözlerimi sabırsızlıkla Taehyung'a çevirecektim ki önümü kapatan bir beden ile kaşlarımı çattım.
Ben daha ağzımı bile açamadan sınıftan bir kız önümdeki sandalyeyi çekip oturdu. Kızın ismini hatırlamıyordum ama bu hareketiyle çatılı olan kaşlarım iyice çatılmıştı.
"Selam Kook." dedi ve samimice gülümsedi. Elimden geldiğince yüzümü yumuşattım ama gülümsemedim.
"Selam ama Kook demezsen sevinirim." dedim ve gözlerimi ondan çekip Taehyung'a baktım. Hala aynı şekilde duruyordu. Tek fark artık dışarı bakmak yerine gözlerini masaya dikmiş ve kaşlarını çatmıştı. Sinirli gözüküyordu. Ne düşündüğünü merak ederken bir anda ne olduğunu anlayamamıştım.
"Neden? Kook denmesini sevmiyor musun?" dedi kız yüzünden gülümsemesini silmeyerek.
"Seviyorum ama yakın çevrem dışındakilerin bana böyle seslenmesi pek hoşuma gitmiyor." dedim sakince. Bu kulağa kabaca geliyordu ama uyarma ihtiyacı hissetmiştim. Her zaman yakın olduğum insanlar bana böyle seslenmişti ve daha bir kelime bile konuşmadığım insanların bana kook demesini istemiyordum.
Kız düşen yüzüyle dudaklarını birbirine bastırdı. Gözlerimi kaçırdım ve Hoseok'u bulmak için kantine bakındım. Altı üstü çöp atmaya gitmişti ama hala gelmemişti. Hemen gelip beni bu gerici ortamdan kurtarmasını istiyordum.
Hoseok'u bulamayınca omuzlarım düştü ve tekrar kıza döndüm. "Sen ne için gelmiştin?"
Sorduğum soruyla sönen gülümsemesi anında canlandı ve konuşurken ellerini heyecanla sallamaya başladı.
"Hoca ödev için bizi grup yaptı. Sen o sırada uyuduğun için duymadın. Sunum yapmamız gerekiyor." dedi.
Kaşlarımı kaldırdım ve bir süre kıza baktıktan sonra kafamı olumlu anlamda salladım. "Tamam, o zaman iş dağılımı yapalım. Sonra yaptıklarımızı birleştiririz olur mu?" dedim. Gözlerimin arada Taehyung'a kaymasını engelleyemiyordum.
Gözleri adeta parlarken başını salladı ve cebinden telefonunu çıkardı. Birkaç tuşa bastıktan sonra telefonunu bana uzattı. "Sınıf gruplarında olmadığından numaran bende yok. O yüzden numaranı verebilir misin? Yani haberleşmek için." dedi ve gözlerini kaçırdı. Niye bu kadar gergin olduğunu anlayamasam da kafamı salladım ve telefonunu aldım.
Numaramı yazıp ismimi kaydettikten sonra ona geri uzattım. Kızarmış yanaklarıyla telefonu aldı ve ayağa kalktı.
"Tamam, görüşürüz o halde." dedi neşeli bir şekilde. Gülümsedim ve kafamı salladım.
"Görüşürüz."
Kız bana el sallayarak koşa koşa çaprazımda bulunan arkadaş grubunun yanına gitti. Onun gitmesiyle Hoseok'un masaya oturması bir olmuştu. Kaşlarımı çattım ve tekrar aldığı kahveye baktım. Tanrım, bu çocuk ne kadar çok kahve içiyordu böyle?
"Neden gelmen uzun sürdü?"
"O kızı görünce yanınıza gelmek istemedim. Sevmiyorum onu." dedi ve kahvesinden büyük bir yudum aldı.
"Niye gelmiş yanına?"
Ofladım ve gözlerimi devirdim. "Hoca ödev için bizi grup yapmış. Numaramı aldı. Öyle çok ödev var ki hangisine yetişeceğimi bilmiyorum." dedim üzgünce. Hocalar tek onların dersine giriyoruz sanıyordu heralde.
Hoseok rahatça geriye yaslandıktan sonra elini boşver dercesine salladı. "Hallederiz ya." Ardından imalıca bana göz kırptı.
"Onu bunu geç, Taehyung'un size nasıl baktığını gördün mü?" dedi keyifli bir sırıtmayla. Hızlıca yerimde dikleştim ve bir anda bütün dikkatimi ona verdim.
"O bize mi bakıyordu?"dedim heyecanla.
"Evet, gerçekten fark etmedin mi? Kızı bakışlarıyla dövdü resmen." dedi. Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım ve Taehyung'a baktım. Gözlerini az önce yanıma gelen kıza dikmişti ve kasılı çenesiyle onu süzüyordu. Masadaki elleri yumruk olmuştu. Onu ilk defa bu kadar öfkeli görüyordum.
Konuşmak için ağzımı açtım ama geri kapattım. Umarım düşündüğüm şeydir diye düşünürken Hoseok aklımdakini dile getirdi.
"Sanırım seni kıskandı Kook."
•^•
Hm kıskanç taehyung bayılırım
Bir önceki bölümde hoseok ve yoongi nin konuşmaları biraz kaymış düzeltemedim bir türlü kusura bakmayın salak wattpad sınıyo beni arada böyle
Hi 🐯🐅