Final

155 14 6
                                    

Merhabaaa

Bitiyooo

•^•

Ağlamaktan şişmiş gözlerimi kapattım ve  sakinleşmeye çalıştım. Evdeki o kavgadan beri durmadan ağlıyordum ve o olayın üzerinden  üç saat geçmişti. Baya kötü görünüyor olmalıydım.

Havanın soğukluğundan ve ağlamaktan dolayı kızardığını tahmin ettiğim burnumu çektim. Hıçkırıklarım yavaş yavaş iç çekişlere dönmüştü. Annemin bağırışları ve Jimin'in harap olmuş hali aklımdan çıkmıyordu. Evdeki kavga gürültüye alışmıştım ama bu fazlaydı. Küçüklüğümden beri hayran olduğum babamın gözümüzün önünde anneme vurmaya kalkışmasını sindiremiyordum. Ne kadar sinirlenirse sinirlensin kendisini tutması gerekiyordu. Kendimi geçtim, Jimin çok küçüktü. Bunu ona yaşatmamalıydı.

Şu an onların yanında olmam gerekiyordu, biliyordum. Ama bencilce davranmak ve kafamı toplamak istemiştim. Buna ihtiyacım vardı. Dün Taehyung ile olan olayı atlatamadan bir anda kendimi bir aile draması içinde bulmuştum.

"Jungkook..."

Sesin geldiği yöne bakmadan oturduğum banka sindim ve kollarımı dizlerime sardım. Bir gün önce göz göze gelmek için yanıp tutuştuğum çocuğun şimdi yüzüne bakmak güç geliyordu.

Kırgındım.

Onun mesajda da dediği gibi eğer benden rahatsız olmadığını bilsem ilk sığınacağım kişi o olurdu ama çekinmiştim. Davranışlarıyla zaten beni istemediğini düşünüyordum ama dün soruma cevap vermeyerek resmen bunu söylemiş kadar olmuştu.

Sessizce oturduğum bankta yanıma oturdu. Aramızda biraz mesafe vardı ama onu da kapattı ve iyice bana yanaştı. Omzu omzuma sürtünüyordu.

Ortamda çıt çıkmıyordu. Bizim sessizliğimiz bir yana dursun bulunduğumuz park da aşırı sessizdi. Ama bu ağrıyan başıma iyi geliyordu.

"Seni ilk gördüğüm gün... Annemin bana verdiği kolyeyi kaybetmiştim. Bu yüzden okul çıkışı onu arayıp durmuştum. Haliyle dükkana bakmak için geç kalmıştım ve bunun da stresi vardı üzerimde. Hiç unutmuyorum... O gün yağmurluydu. Aşırı sinirli bir şekilde çıkmıştım okuldan." diye mırıldandı. Yutkundum. Ona bakmıyordum ama kulaklarım ondaydı.

Derin bir nefes aldı ve devam etti. "Sonra seni gördüm. Kucağına aldığın yavru kediyi ısıtmaya çalışıyordun. O an seni görünce..." sesi titremeye başladı. Yanımdaki bedeninin de titremeye başladığını hissettim.

"Nedense seni görünce sinirim geçmişti. O küçük kediyi öyle güzel seviyordun ki... incitmekten korkar gibiydin. Büyülenmiştim adeta. Seni daha önce görmediğime emindim çünkü görsem unutmazdım o güzel yüzünü. Sonra sen kafanı kaldırınca gözlerimi kaçırmak zorunda kalmıştım ama eğer sen bakmasan sabaha kadar seni izleyebilirdim Jungkook."

Kalbimin atışları hızlanırken karnım kasılmaya başladı. Dolan gözlerimi ağrıdıkları için kapattım ve küçük bir hıçkırığın daha dışarı çıkmasına izin verdim. Duygularım birbirine karışmıştı, ne hissedeceğimi şaşırmıştım.

"Ondan sonraki her gün gözlerim seni aradı. Hatta sınıftan çıkmayan ben her teneffüs seni görmek için kantine iner olmuştum. Senin fark etmediğin anlarda hep seni izledim. Neden yaptığımı bilmiyorum. Sadece güzeldin işte. Bütün sorunlarımı unutturuyordun bana."

Dizlerime sardığım ellerimden birisini tuttu. Nazikçe titreyen parmaklarımızı birbirine kenetledi. Nefesimi tuttum. Yüzüm yanmaya başladı.

"Hastalandığım gün o berbat halimi gördüğün için çok utanmıştım. Kendimi asla sana layık görmüyordum, o yüzden hiç yanına yaklaşamadım. Bana baktığın zaman heyecandan elim ayağım birbirine dolaşıyordu. Gözlerimi kaçırıp duruyordum. Sonra o gün... Kantinde seni o kızla görünce sinirlendim. Seni Hoseok dışında doğru düzgün bir insanla görmediğim için afallamıştım da. O gün seni görmezden geldiğim için özür dilerim. Aklımca sana trip atıyordum işte. Sonradan fark ettim ne kadar salaklık ettiğimi. İnan bana çok pişman oldum." dedi ve kafasını omzuma koyup burnunu boynuma sürttü. Kokumu derince içine çekerken bir müddet bana bu anlattıklarını sindirmem için zaman verdi.

"Seni kırdığım için kendimden nefret ettim. Neyse ki sen beni affettin ve bir anda yakınlaştık. O günler rüya gibi geçiyordu. Seninle arkadaştan öte olmak istesem de mutluydum. Bana o kadar iyi geliyordun ki. Annem de bendeki bu değişimi gördüğü için çok mutluydu." son cümleyi söylerken hıçkırmıştı.

Dudaklarımı saçlarına bastırdım ve derin bir öpücük kondurdum. Ardından kafamı başının üzerine nazikçe yasladım.

"Annemi kaybedince ne yapacağımı bilemedim. O kadar ağır geldi ki Jungkook. Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum. Babam bizi ben küçükken terk etti. O zamandan beri her anımda annem vardı benim. Onu kaybedince boşluğa düştüm. Sana öyle davranmamalıydım." ellerimi daha sıkı kavradı ve kafasını omzumdan kaldırdı.

Onunla göz göze gelirken kalpten gideceğimi düşündüm. Kendini bana açmıştı, artık daha iyi anlıyordum onu. Ve aslında başından beri benden hoşlandığını bilmek garip geliyordu. Benim gözümde biz imkansızdık ve onu ilk gördüğümde artık son senemizdi. Okul bitince birbirimizi görmeyecektik ve Taehyung hep kalbimin bir yerlerinde ilk aşkım olarak kalacaktı. En azından ben böyle düşünüyordum.

"Senden asla rahatsız olmadım ben Jungkook. Sevdiğim adamdan nasıl rahatsız olabilirim ki?" dedi gülümseyerek. Bunu söyledikten sonra derin bir nefes verdi. Kasılmış bedeni gevşerken rahatlamış gibiydi.

Ben ise donmuştum. Bir an bütün dünya ile iletişimim kesildi. Kulaklarımın uğuldadığını, kalbimin gümbür gümbür attığını duyuyordum. Sevdiğim adam... onun dilinden duymak tüylerimi diken diken etti.

Tamam, bu sefer kesinlikle ölecektim.

"Peki sen? Beni seviyor musun?" dedi yüzünü yüzüme yaklaştırarak. Sıcak nefesi yüzümü yalıyordu.

Gözlerim pembe ve dolgun dudaklarına kaydı. Onun ise gözleri çoktan benim dudaklarıma kaymıştı bile.

"Cidden bu soruyu soruyor musun Taehyung? Sevgimi çok belli ettiğimi düşünüyordum oysaki." dedim gülümseyerek.

Bunu dememi bekliyormuş gibi hızla öne atıldı ve dudaklarımızı birleştirdi.

•^•

Bittiiiiiii

Okuyan varsa teşekkürler bu fici taaaa korona zamanı yazmıştım ve acemice bir fic bu yüzden. Düzenlerken göze batan birkaç yeri değiştirdim onun dışında hiç ellemedim çünkü ilk ficim nasıl yazdıysam öyle kalmasını istedim

Bayyy

Bayyy

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Fleuriste [Taekook]  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin