Left trails of broken things
Tryna get away from the broken me
We could be everything
If ı don't fucking up~~~
"Jungkook'un yatağı senin için biraz sert sanırım. Yumuşak yerlerde daha rahat ediyorsun, değil mi?"
Yoongi oturduğu yataktan sırtını duvara yaslayarak karşısında uzanan Hoseok'u izlerken yüzünü sebepsiz küçük bir gülümseme ele geçirmişti istemsiz olarak. Şimdiye kadar asıl ihtiyacı olan şeyin bu olduğunun farkında değildi.
Ona daha yakın olmak istiyordu aslında, ama yaşanan onca şeyden sonra karşısındaki adamın onu bir anda kabul etmesi pek inanılacak bir durum değildi. Bu yüzden neyi beklediğini bile bilmeden duruyordu sadece.
Sonuçta o büyük adımlar atmıştı Hoseok'a doğru, artık biraz ağırdan almak daha iyi olabilirdi.
Ve yine de bu gece onu izlemekten gözüne uyku girmeyeceğinin farkındaydı. Garip bir ortam hakimdi odaya çünkü aşık olduğu insan tam karşısında gözlerini kendisinden almazken bir şeyler söylemek istiyor, sabaha kadar onunla sohbet edip gülmek istiyordu tıpkı eskisi gibi.
Sadece bir adım, herhangi bir şey.
Beklemeliydi. Bir yere kadar sevgisini her türlü yolla ifade etmek güzel bir şey gibi görünebilirdi ama daha fazlası biraz yüzsüzlüğe girerdi.
"Öyle."
Hoseok'un suratını imalı, minik bir gülümseme kapladığında yerinden doğruldu yavaşça önce. Saat neredeyse gece ikiye yaklaşmıştı ve gözlerinin ağır ağır kapandığı anlaşılıyordu dışardan bakıldığında. Yalnızca yerini yadırgamış, haliyle denemesine rağmen bir türlü uyuyamamıştı.
O yüzden yerinden kalkıp hemen birkaç adım ötesindeki Yoongi'nin yatağına oturduktan sonra usulca uzandığında ona tam olarak istediği şeyi vermişti ve ne yaptığının da son derece farkındaydı.
"Artık sende uyumalısın. Yarın uzun bir gün olacak."
Yoongi tekrar kolundan tutulup yatmak üzere aşağı çekildiğinde neler olduğunu tam olarak çözebilmiş değildi. Evet, istediği şey buydu ve kafası aşık olduğu kişiyle, ona dönük olarak tam da karşı karşıya geldiğinde aklındaki bütün konuşmalar buhar olup havaya süzülmüştü ama gerçekten olayların bu kadar hızlı gelişebileceğini zerre kadar düşünmemişti. Hepsinin bir rüya olabilme olasılığını bile tartmıştı kendi kendine.
Nefesini anlık olarak tutmuş, kalp atışları kendinden bağımsız olarak fazlasıyla hızlandığında Hoseok oldukça rahat bir şekilde üzerlerindeki yorganı omuzlarına kadar çekip üşümediklerine emin oldu ve tekrar baktı Yoongi'nin kocaman açılmış gözlerine.
"Burada mı uyuyacaksın?"
Yaş olarak büyük olan hala ikna olamamıştı bu duruma ve açık kumral saçları beyaz örtüye yayılmış bir şekilde ona bakarken epey minik görünüyordu.
"Garip olan bir şey göremiyorum. Daha önce de beraber uyuduk."
Cidden, hepsinin birden bir odayı paylaştığı zor günler geçirmişti üyeler, fakat Yoongi için şu olan şey daha öncekilerden çok daha farklıydı. Bu onun için aynı zamanda beklediği adımdı.
Ama hala emin olması gereken şeyler de vardı.
Kalbinizi defalarca kıran bir insan, bir anda geri dönüp size yakın davranmaya başladığında ona karşı ne kadar sevgi beslerseniz besleyin, inanmanız o kadar da kolay olmazdı.
O yüzden Yoongi'nin en azından şimdilik kendini kaptırmamak ve Hoseok'a karşı koyabilmek için büyük bir çaba sarf etmesi gerekecekti.
"Yapma Hoseok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jealous//sope✓
FanfictionBirkaç sene önce Rookie King'de Taehyung ve Hoseok'un minik öpücüğüne vesile olan Yoongi, sonradan bu sahneyi kafasında kendisiyle defalarca kez kuracağını ve bu kadar kıskanabileceğini hiç tahmin etmemişti. ~~~ (minific, düz yazı) 10/10/2021 🌼