13. Bölüm

442 41 36
                                    

Give me a sign,
Take my hand, we'll be fine.
Promise, I won't let you down
Just know that you don't have to do this alone,
Promise, I'll never let you down.

~~~

"Gerçekten inanılmazsınız."

Hoseok aynı gece içinde taburcu olur olmaz yurt odalarına istemeye istemeye giriş yapmaları üzerinden yaklaşık yarım saate yakın bir süre geçmiş ve Namjoon salonda bir o tarafa bir bu tarafa volta atarken söylenme seslerini dinleyen Yoongi ve 'sevgilisi', ilkokul zamanlarında azar işiten iki küçük çocuğu andırıyordu. Diğer üyeleri normalde bu işten uzak durmaları adına yukarı göndermek istemişti ama hepsinin merdivenlere teker teker dizilip kendilerini dinlediklerinden haberi yoktu muhtemelen.

Yoongi ise mutluydu, çünkü her ne kadar işler tam olarak istediği gibi gitmiş olmasa da sonucunda istediği tek insan şuan onunla beraber laf yiyordu. Namjoon her zamanki babalık iç güdüleriyle hareket ettiğinden şuan ki sinirini anlayabiliyordu ama bunun gelip geçici olduğunu da biliyordu. Hoseok onu sakinleştirirdi birazdan.

Uzun boylu olan ise Yoongi'nin gülmemek için kendini tuttuğunu fark ettiğinde hafifçe gülümserken buldu kendini. Kafasını vurduğu için ağrıyan başını pek umursamamayı tercih etmişti, onlara, özellikle de yanındaki insana söylemeyi istemese de biraz canı acıyordu.

"Ben kafam çatlayana kadar aranızda ne sorunlar olabileceğini ve bunları nasıl çözebileceğimi düşünürken siz... Üstelik bunu benden nasıl saklarsınız? Özellikle sen Hoseok, sen bana bu grubu yönetebilme konusunda yardımcı olacağına söz veren tek insansın. Sana gerçekten güveniyordum."

Hoseok, Yoongi'nin de tahmin ettiği gibi devreye girmesi gerektiğini fark ettiğinde ayağa kalkıp lideri kolunu tutarak durdurmakla başladı. Bu konuşmayı er ya da geç eninde sonunda yapacağını biliyordu ve artık beklemek için bir sebebi yoktu da.

"Bana, bize hala güvenebilirsin. Sadece öncesinde dinlemen gereken şeyler var."

"Benim yüzümdendi."

Yoongi beklemediği bir şekilde ayağa kalkarak yanına geldiğinde kendi kendine tırnaklarını yolmaya başlamıştı, içten içe duyduğu mutluluk stresini engellemiyordu maalesef.

"Ona karşı olan hislerimi yok etmek için çok uğraştım, çok denedim. Sürekli senin ve menajerlerin 'kardeş' lafı altında duygularımı saklamak için çok çabaladım ama yapamadım işte."

Yoongi kendini açıklayabilmek için olan belki de tek şansını kullanırken ve baştan sona her şeyi bir anda anlatırken tüm üyeler onu dinlemeye başlamıştı farkında olmadan. Tam olarak her şeyi anlattı.

Hislerini ilk olarak Taehyung ve Hoseok'un öpücüğüne vesile olduğunda fark ettiğini, bunu yaptığı için kaç gece kendini suçladığını, defalarca kez kendine zarar vererek bundan kurtulmaya çalıştığını fakat başaramadığını, kabuslarından uyuyamadığı bir gece Hoseok'a gidip her şeyi söylediğini ancak kabul etmediği için bununda bir çözüm yolu sağlamadığını, ama ardından garip bir şey olduğunu ve belki de o şarkı sayesinde belki de sadece öyle olması gerektiği için sevdiği adamın bir anda kendisini kabul etmeye başladığını, bunları atlattıktan sonra bile emin olamayıp senelerdir çalıştığı insana güvenmeyerek kendisine acıdığını düşündüğünü ve bu yüzden aralarında olan bu şeyi biraz da kendisinin engellediğine kadar her şeyi teker teker anlattı.

Ve bu gece olanları da, gördüğü kabusla beraber uyanıp Hoseok'un başına bir şey geldiğini hissederek hastaneye giderken neredeyse kaza yapacağını bile.

Namjoon bütün bunları dinlerken yüzünde sabit bir ifade olmasına rağmen içten içe Yoongi'nin bazı noktalarda kendisini aşmasından oldukça mutluluk duyduğunu hissetmişti diğerleri. Hoseok ise bütün cümleleri bittikten sonra görüldüğü oldukça bariz olan bir şekilde uzanıp sevgilisinin elini kavrayarak biraz daha dikkatini çekmişti.

jealous//sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin