10. Bölüm

544 56 54
                                    

Fill my heart with song and let me sing forever more
You are all I long for,
All I worship and adore

~~~

"Bugün programımız epey yoğun, koreografi hazır mı Hoseok?"

Grubun sıradan bir günü sabahın erken saatlerinde başladığında kahvaltı masasında yorgun bir uykululuk hali hakim denilebilirdi. Diğerlerine kıyasla erken uyuduğu için en dinçleri gibi görünen Namjoon, her zamanki gibi laptobundan günlük görevlerini takip ederken diğer taraftan üyelere göz gezdirmeyi ve çayını yudumlamayı ihmal etmiyordu.

Jimin ve Jungkook kendi alemlerinde gülerek kısık sesle bir şeyler konuşuyor, Taehyung omletini fazla pişirdiği için Seokjin'e söyleniyor, Hoseok birkaç lokma aldıktan sonra daha çok telefonuyla ilgilenmeye başlamış ve Yoongi ise... Yoongi uyuyordu.

Hayır mecazi değil, önündeki kahveden çıkan buharın çarptığı suratını yumruk yaptığı eline yaslamış ve gözleri kapalı vaziyette öylece duruyordu.

"Bitti sayılır, bugün son kez kontrol edilmesi gerek sadece."

"Pekala. Bir an önce çıksak iyi olur."

Hoseok yerinden hareketlendiğinde Jimin, tam karşısında uyuklayan hyungunu fark ederek masanın altından ayağıyla onu dürttü. Tüm gece oda arkadaşı olan kişiyle konuşmaya çalışıp bir sonuç alamasa da, Jungkook'dan diğeri hakkında olanları öğrenirken zorlanmamıştı.

"Üzerimi değiştirip geliyorum."

Yoongi gözlerini kırpıştırarak araladığında nerdeyse kafası elinden kayıp boşluğa düşecekti ki, Namjoon bunu elbette fark etmişti.

"Akşam ki yemeğiniz uzun sürdü sanırım?"

Masada aniden oluşan sessizlik olayları tam olarak bilen üç kişiyi yani, Jimin, Jungkook ve Yoongi'yi rahatsız etmeye başladığında, grup liderinin şüpheli bakışları da buna eklenmişti. Beyaz tenli beden gözlerini ovarak esnediğinde aynı zamanda bahane olarak kullanabileceği herhangi bir laf düşündü içten içe.

"Biz Yoongi hyung ile şu yeni şarkı sözlerine çalıştık da, geç uyuduk biraz."

Bir nevi hayatını kurtaran Jungkook'a minnet dolu bakışlarını yollarken telefonuna gelen bildirimle irkildi.

Hoseok💞
Banyoya gel.

Kaşları otomatik bir şekilde aşağı inerken bunu anlamlandıramadan bir süre ekranla bakışmış olsa da, olacakları merak etmişti. Aslında istemiyordu ama kalbi tarafından çekiliyordu sanki bu adama.

Yerinden hareketlenip kalkarken yine tek kaşı havaya kalkan grup liderinin dikkatini çekti.

"Nereye? Çıkmamız lazım."

"İzin verirsen ellerimi yıkayacağım Namjoon."

Jungkook ve Jimin olanları fark etip küçük kıkırtılar bırakırken Yoongi çoktan merdivenlere ulaşmıştı bile.

Dün olanlardan sonra artık ondan kaçmasının kimseye bir yararı olmayacağını fark etmişti neyse ki fakat yine de kafasındaki onca soru işaretine bir cevap almak zorunda hissetmeden edemiyordu. Tıpkı oda arkadaşının dediği gibi, bütün cevapları da Hoseok'un iki dudağı arasında saklıydı.

Belki de o kadar debelenmeden sonra sadece akışına bırakıp olacakları seyretmek istiyordu. Hakkı da vardı elbette buna, yıllar boyunca istediği şey şimdi kendiliğinden ona gelmişti ve çektiği hem fiziksel hem ruhsal acılardan sonra artık biraz... Mutlu olmak istiyordu.

jealous//sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin