𝑬𝒊𝒈𝒉𝒕𝒆𝒆𝒏☘︎

781 45 7
                                    


𝑰𝒕 𝒂𝒍𝒍 𝒔𝒕𝒂𝒓𝒕𝒆𝒅 𝒕𝒉𝒆 𝒎𝒐𝒎𝒆𝒏𝒕 𝒚𝒐𝒖 𝒍𝒐𝒐𝒌𝒆𝒅 𝒂𝒕 𝒎𝒆...

❦︎

Hayat garipti.

Ömrüm boyunca ayakta kalabilmek için çalışmam gerekti. 'Sıradan' yabancı gelen ama özlediğim bir kavramdı. Dışarıdan bakıldığında insanların imreneceği bir hayatım olabilirdi. Ama neler yaşadığımı bilen tek kişi bendim. Ailem ve bu üç kız dışında beni gerçekten sevebilecek birilerinin olabileceğini düşünmezdim eskiden. Stajyerken biran önce çıkış yapmak istememin nedenlerinden biride buydu. Dünyanın her yerinde seni sevenlerin olması nasıl bir duygu merak ediyordum.

Ama belli bir zamandan sonra, insanların sevgisi nefrete dönüşebiliyordu. Bir gün önce seni seven insanlar, küçücük bir hatanda senden ölesiye nefret edebiliyorlardı. İlk zamanlarda nedensiz kinlerini anlamasamda, tecrübe ederek öğrendim herkesin beni kusursuzken daha çok sevdiğini. Ama benimde bir insan olduğumu unutuyorlardı.

Egoist, ayrıcalıklı, duygusuz... Vs. Bu mesleği seçtiğimden beri hep duyduğum şeyler. Dışardan güçlü durmaya çalışan bedenimin içindeki parçalanmış kalbi kimse göremiyordu. Daha doğrusu zayıf görünmemek için ben göstermiyordum. Çünkü insanlar, diğer insanların zayıflıklarından beslenirlerdi.

Garip dediğim hayatın, acımasızca beni ordan oraya savururken öğrettiği tek şey buydu.

Çok kısa bir an mutlu olsam, günlerce ağlayabileceğim bir olay başıma gelebilirdi.

Ve Taehyungla olan hikayem tamda böyle başlamıştı. Beni hayata bağlayabilecek birşeyler ararken, diğer insanlardan daha farklı gözükmüştü gözüme.

Grupça ilk defa katıldığımız o törende herşeye, herkese inat çok güzel, çok saf gülen bir adam vardı.

İlk defa biri gülümsediği için benimde gerçekten yüzüm gülmüştü. Ve ben bunun farkında bile değildim.
Bana bakarak gülümsediği zaman ruhsuz bedenime can gelmişti.

Kim Taehyung'un meşhur kare gülüşüne aşık olmuştum.

O farketmeden bana birşey öğretmişti. Hayata bağlanmak için insanların sevgi dolu sözcüklerine ihtiyacın yok. Birinin gülüşüne aşık olmakta hayata yeniden bağlanmak için bir nedendir.

Nefes aldığım için bana nefret kusan insanların olduğu bu dünyadan gitmek isteyen ben, bir gün daha yaşamak için yalvarabilecek duruma gelmiştim.

Ona olan aşkım beni iyileştiriyordu.

Onunda beni sevebileceğini hiç düşünmezdim. Tokat gibi yüzüme çarpan gerçek buydu. En zor aşama olan. Kalbimi defalarca parçalayan.

Bir sonrakini merak ediyordum. Onu onsuz sevmeye alışmak kolay gibi görünüyordu. Ama her yüreğin harcı değildi dokunmadan sevmek.

Ama denemeden bilemezdim. Birilerinin tekrar hayata bağlanma sebebinin kendisi olduğunu bilmeye hakkı olduğunu düşünmüştüm.

Yılların biriktirdiği cesaretimi o gece ona yazarak kullanmıştım. Herşeyi anlatmıştım ona. Hayatıma nasıl girdiğini, beni nasıl değiştirdiğini...

Bana cevap vereceğini düşünmemiştim. Dünyalar benim olmuştu.

Çok kibar davranmıştı bana karşı. Daha sonra işi ilerletip buluşmak istemişti benimle.

Tecrübesiz bir idol değildim. Bunun sonuçlarını biliyordum. Ama hislerime cevap vermesi transta kalmama neden oluyordu. Neden bunu istediğini anlamamıştım. Beni görmek istiyorsa görüntülü çağrılarıma cevap verebilirdi.

𝑺𝒄𝒆𝒏𝒆𝒓𝒚 ❦︎ 𝑇𝑎𝑒𝑛𝑛𝑖𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin