Işıklar karanlığı gizliyor, etraf o kadar karanlık ki nefesim kesiliyor ama sorun yok. Çünkü son gördüğüm ışık karanlığımı gizliyor.
Sessizce iksir notlarını toparladı Adreanne, bir yandan da üstündeki delici bakışlara aldanmamaya çalışıyordu. Çantasını omzuna attı ve saçlarını sırtından aşağı salarken sınıftan çıktı. Neredeyse 1 aydır o kadar fazla psikolojik baskıya maruz kalıyordu ki artık bünyesi alışmıştı. Yargılayıcı bakışlar, aşağılıyan sözler, sürekli arkasından konuşulan dedikodular...
Lorda ihanet ettiği hızla yayılmıştı. Bellatrix ona hayranlık duyarken birden Adreanne'i öldürme planları kurmaya başlamıştı. Adresnne onun olmak istediği kişi, yaşamak istediği hayattı. Ona göre bunları aptal amaçlar uğruna satmış, elinin tersi ile itmişti.
İyi olmayı istemek onlar için suçtu.
Onlar için iğrençti.
Onlar için zavallıcaydı."Gemma!" Dedi bir ses. Tek kaşı havaya kalkarken arkasını döndü.
Severus'la gözleri buluştuğu ilk an tüyleri ürperdi, onun burada olmaması gerekiyordu.
"Severus." Dedi soğukça. "Ben olsam benimle konuşurken dikkat ederdim, malum köpekler havlayarak güç gösterisi yapmaya bayılırlar... Dikkat et yerini kaptırma." İmayla söylediği sözler göz devirmesine neden olurken kıza 1 adım daha yaklaştı ve fısıldayarak konuştu.
"Nasıl yaptın?" Durmadı devam etti. Canının acıyacağını sanarak ardı ardına sıraladı cümlelerini ama unuttuğu bir şey vardı. Onun kızı olmuyor olması onun Adreanne'i eğittiği gerçeğini değiştirmiyordu, değiştirmeyecekti de.
Cadıyı hiç kimse ezemezdi. Ona hiç kimse acıyamazdı.
Ancak o, Adreanne'i hafife alıyordu...Ama yanılıyordu. Adreanne'in canını kendinden başka hiç kimse yakamazdı.
O kimdi?
Kendini ne sanıyordu?
Onun ne haddineydi?"Sen aptal mısın? Ona savaş açmak ne? Öz kızıyken hem de! Hiç mi korkun yok senin. Evrenin görüp göreceği en güçlü büyücüden bile mi çekinmiyorsun? Haddini gerçekten aştın, öldürecek seni. Acımayacak. Her zaman olduğu gibi."
"Korkmak ha Severus?" Dedi alayla Adreanne.
Korkular tek sınırımız. Ceza almaktan korkarız özgürlüğümüze sahip çıkmayız. Annemiz bize kızar diye korkup erken kalkarız. Dostlarımızla aramız bozulur korkusu canımızı yakar yalan söyleriz.
Bir gün deriz ki; korkum beni öldürüyor. O vakit ruhunun zincirleri kırılır. Kafanın içindeki Gömülen cesetler artık okyanus kokar. Kalbin kuş olur bulutlara yükselir...Adreanne bir kuştu.
O, okyanus kokuyordu.
O, okyanus kokan bir kuştu.
"Bunu sen diyorsun? Başkasına aşık diye bir kızı kanı yüzünden aşağılayan sen. Ona aşık olurken bulanık olduğunu bilmiyor muydun? Ah yüce Slytherin! Lordunuz en genç ölümyiyeninin bir bulanığa aşık olduğunu öğrenirse ne der! Veya sırf seni kıskansın diye başka kızın onuru ve gururu ile oynayan sen mi bana öğüt veriyorsun Severus?"
"Kes sesini!" Diye bağırdı Adreane'e Severus Snape.
Durmadı Adreanne.
O bir Riddle olmayabilirdi, ancak bu kanında Salazar Slytherin kanının aktığı gerçeğini değiştirmezdi."Sesin alçalt. Karşında bağırabileceğin biri yok senin! Ölümyiyen değilim diye bana hesap soracağını falan mı sanıyorsun sen? Aptal melezin teki nasıl Salazar Slytherin'in torununa bağırır! Sen şunu küçük kafana sok Severus." Dedi.
Ve yaptı.
İnsanları statüden vurmaktan nefret etsede yaptı. "Sen asalak bir melezden ibaretsin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tabu - S.B
FanfictionEvrendeki en karanlık büyücüyü, Sonra da ona kan bağı olarak en yakın olan kişinin siz olduğunuzu hayal edin, sadece kısa bir an. Ardından size bir görev verdiğini, size hayatınızda bahçe sınırlarından çıkmadığınız evinizden ayrılıp bambaşka bir yer...