Bu bir Mini kitap... Bu yüzden.
2 bölüm sonra final, aktif 3 tane
Çapulcu dönemi Fic'im var
Onlara bakabilirsiniz.İyi okumalar, güzel günler
Dilerimmm <33
...Zannettiği kadar üzgün değildim. Kırıktım sadece, bugüne, yarına birazcıkta düne...
Ben akıllı ama büyümeyi beceremeyen küçük kızdım.
Sesimde hala çocukluğumu taşıyan kızdım ben.
Ben büyümeyi reddeten, vazgeçmeyi öğrenemeyen kızdım."Hogsmeade'e geliyor musun?" Dedi Peter merakla Adreanne'e dönerek. Kız başını onaylarcasına salladı ve elindeki parşömeni doldurmaya devam etti.
Sınavlar yaklaşıyordu ve iyi bir not alması lazımdı. Artık hayatını sağlama alacak bir Dayanağı yoktu, doğal olarak sonraki yıllarda ne yapacaksa bunun kendi emeğiyle olması gerekiyordu...Öğle arası bittikten sonra Hogsmeade gezisi olacaktı ve etrafta panik havası hakimdi. Sevgilisi veya flörtü olanlar randevuya gidecekti, arkadaş grubu olanlar kaymak birası içmeye gidecekti ve tek tabanca takılanlar ise yalnızlığının tadını çıkaracaktı. Kısaca bu gezi, her zamanki gibi Hogwarts öğrencileri için önemliydi.
Adreanne'in ise Sirius ile bir randevusu yoktu veya Çapulcularla kaymak birası için anlaşamamışlardı. Sadece planları vardı ve bu planlara uyması gerekiyordu Adreanne'in.
Sirius daha uyanmamış olmalıydı. Bugün ortak dersleri vardı ama gelmemişti. Remus, dün Sirius sevgilisini binasına bıraktıktan sonra saatlerce Partinin devam ettiğini söylemişti. Adreanne gece iki gibi ayrılmasına rağmen ki bu ona göre oldukça geçti, parti sabaha kadar devam etmişti... Sirius'un eğlece merakını elbette biliyordu. Adreanne zaten onu başkası çağırsa gitmezdi, Sirius çağırdı diye oradaydı.
Parşömene son cümlelerini yazdıktan sonra mürekkebin kapağını kapattı.
Öğle arası on dakika sonra bitecekti ve beş dakika sonrada herkesin bahçede olması gerekiyordu. Eşyalarını çantasıns yerleştirdi ve Slytherin zindanlarına ilerledi.Odasına girdi ve dolabından dışarıda kar olduğunu hesaba alarak kalın bir kazak ve kot pantolon giydi. montunu, eldivenlerini, şakasını ve atkısını taktıktan sonra siyah botlarını giyip yanına biraz para aldı.
Tatilde sihir bakanlığı ile anlaşma yaparsa burs alabilme ihtimali vardı... Ya da belki bir işe girerdi. Zamanla ne olacağı bilinmezdi ama her şey, her an ve her saniye değişebilirdi.
Kendini Hogwarts bahçesine attı Adreanne, bahçe oldukça kalabalıktı.
Sırtını duvara yaslandı ve gözlerini yumup profesör McGonagall'ı beklemeye başladı.Dakikalar sonra geldiğinde yaslandığı yerden doğruldu Adreanne ve kuralları anlattığı uzun, sıkıcı, çok - çok sıkıcı konuşmayı dinledi.
Konuşması biter bitmez cisimlendiler.Her öğrenci gezmek için onlara ayrılan üç saati değerlendirmek için ayrılmıştı. Adreanne ise hala meydanda kalmıştı. Nereye gideceği konusunda bir fikri yoktu.
En sonunda dikilmek yerine yürümeyi tercih etti. Tüm cadde öğrenci kaynıyordu ve hepsi neşeyle alışveriş yapıp eğleniyorlardı.
Caddede ilerlerken pembe bir dükkan dikkatimi çekti. Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı sıcak bir şeyler içmek iyi gelebilirdi.
Dükkandan içeriye girdi ve masalardan birine oturup bitki çaylarından birini söyledi. Etrafta genelde randevuya çıkmış çiftler vardı. Sanırım bu dükkana genelde romantiklik arayışı içinde olanlar geliyor diye düşündü Adreanne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tabu - S.B
Hayran KurguEvrendeki en karanlık büyücüyü, Sonra da ona kan bağı olarak en yakın olan kişinin siz olduğunuzu hayal edin, sadece kısa bir an. Ardından size bir görev verdiğini, size hayatınızda bahçe sınırlarından çıkmadığınız evinizden ayrılıp bambaşka bir yer...