Adreanne üstünde ince bir yorgan, elinde kahvesi gizlice büyük salonda pencereden yağan yağmuru izliyordu. Gözleri her an kapacak gibi olsada uyumamak için kendini sıkıyordu. Uyumak istemiyordu, uyursa düşünürdü ama o düşünmek istemiyordu.
Aynı bir sanat eseri izliyor gibi yağan yağmuru izliyordu.
Bulutların ağlayıp yeryüzünü boyamasını izliyordu.Ağlamıyordu Adreanne artık. Veya Düşünmüyordu, düşünmek istemiyordu, ne kadar düşünürse o kadar yoruluyordu.
Voldemort.
Öz kızınu yok etme planları kuruyordu, Adreanne onun için tehditti.
Okullar ilk tatil edildiği an onunla sihir bakanlığı görüşmek isteyecekti. Her şeyi anlatması istenecekti. Peki Adreanne bunu istiyor muydu?Beynine sır kavramı öyle bir işlenmişti ki, artık ölümyiyen olmasada ihanet etmiş olması onu rahatsız ediyordu.
Yıllarca o kadar çok manipüle edilmişti ki, gerçek hislerini anlamak onun için çok zordu.Sirius'la dans ederken kendini, kendi gibi hissediyordu.
Çünkü o Adreanne'i anlıyordu.
Anlamasa bile anlamaya çalışıyordu.
Onunla vakit geçirmek kıza gerçekten iyi geliyordu.Yaklaşık bir buçuk aydır aralıklarla geceleri buluşuyor ve dans ediyorlardı Resmen dans ederek konuşuyorlardı.
Kimse onları görmüyordu.
Müziksiz, öylesine dans ediyor, ritimi o anki hisleri belirliyordu.
Dans ederek ne hissetiklerini biliyorlardo
Dün gecede buna dahildi...Aylar önce ölümle dans eden Adreanne, şu an ondan delicesine nefret eden adamla dans ediyordu...
Hem de neredeyse her gece!Bu delilikti belki,
Ancak yaptığı en güzel delilik olduğunu söyleyebilirdi...Gözleri kapanırken tek hissettiği rahatlamış olduğuydu...
Uyumuyordu, yağmurun oluşturduğu ses bedennme huzur enjekte ediyordu. Bu yüzden de mayışmış bir haldeydi.
Ancak bu anda kısa sürdü,
Çünkü büyük salonun kapısı adeta tekmelenerek açılmıştı.Yerinden hızla sıçradı Adreanne.
Gözlerini kırpıştırdığında, görüntü netleşti. Üstü başı dağınık, tüm kıyafetleri sırılsıklam çapulcular tam olarak karşısındaydı!Remus'u, Peter ve Sirius tutuyordu ve James elindeki iksiri Remus'a içirmeye çalışıyordu.
Kurtadam Remus'tu!Birkaç ay önce ormanda animagus halinde görüğü kişi Sirius'tu bunu biliyordu Adreanne ancak kurtadamın kim olduğunu anlamamıştı.
Dördü de kızı fark etmediği için tepki verememişlerdi fakat Adreanne donup kalmıştı.
Dakikalar sonunda kendine geldiğinde başını cama çevirdi.
Dolunay.Remus'u büyük salondaki masalardan birine oturttular.
Kız o kadar şaşkındı ki tepki dahi veremiyordu!"Remus?" Dedi endişeyle en sonunda.
Dördünün bakışları Adreanne'e dönmüştü."Sen..."
"Aman tanrım!" Dedi panikle sarışın cadı.
"Onu odasına çıkartın gün doğacak, ben size... Size... Size... Kurtboğan! Bekleyin beni!" Dedi ve koşarak Slytherin ortak salonuna ilerledi.
Çantasında her türlü iksirden vardı, belki bir gün ihtiyacı olur diye.
2 şişe Kurtboğan iksiri ve bir şişede şifalı iksir alıp koşarak tekrar büyük salona girdi."Sen de bu iksir ne arıyor?" dedi şüpheyle James.
"Bir gün ihtiyacım olur diye vermişti." Dedi dürüstçe Adreanne ve Remus'a şifalı iksiri içirdim.
Kurtboğan iksirini Peter'a uzattı."2 ay sizi idare eder.... Sonrasını bilmiyorum."
"İksiri yapamaz mıyız?" Dedi Sirius.
"Biliyorsun -Çok zor bir iksir... Belki denerim, ama başarısız olma riskimiz çok fazla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tabu - S.B
FanfictionEvrendeki en karanlık büyücüyü, Sonra da ona kan bağı olarak en yakın olan kişinin siz olduğunuzu hayal edin, sadece kısa bir an. Ardından size bir görev verdiğini, size hayatınızda bahçe sınırlarından çıkmadığınız evinizden ayrılıp bambaşka bir yer...