"bir sonraki görevi bekle. Lucius yanına gelecek."
V.
Derin bir nefes aldı Adreanne ve eliyle kağıdı buruşturup yaktı. Bir mektup faciasını daha kaldırabileceğini sanmıyordu.
Formasını düzeltip ortak salona indi ve vakit kaybetmeden kahvaltı için büyük salona gitmek üzere dışarı çıktı. Issız Slytherin zindanını terk eder etmez ürperen vücudu içinin titremesine neden olurken adımlarını hızlandırıp uğultu dolu salona girdi.Bütün gece boyu diademi babasına sapa sağlam ve kimseye görünmeden vermeye çalıştığı için neredeyse hiç uyumamıştı. Oldukça yorgun düşen vücuduna aldırmadan bir şeyler yemeye başladı ancak iştahının çok açık olduğu söylenemezdi.
Öylesine bir şeyler yedikten sonra sihir tarihi dersi için hızlıca merdivenleri çıkmaya başladı.Gözleri sürekli düşüncelerine ihanet ediyor kapanmak için çabalıyordu ancak çok umursadığı söylenemezdi Adreanne'in.
Ders boyu açık tutmaya zorladığı gözleri dersin bittiğini gösteren ses ile rahata kavuştu en sonunda. Yerinden Merline şükrederek kalktı.
Adreanne koridorda sakince ilerliyordu. Bir sonraki dersin başlamasına on beş dakika vardı ancak yapabileceği pek bir şey yoktu. Evans ve tayfasının yanına gitmesinin sebebi diademdi ancak görevi bitirmişti, ihtiyaç kalmamıştı. Aynı şekilde ölümyiyenlerden oluşan bir gruba da dahil olmak istemiyordu, hepsi egolarını tatmin etmek için Adreanne'den övgü bekleyen aptallardı. Yaptıkları en kötü şeyleri söyleyerek kötülükleri için onları tebrik etmesini bekleyeceklerdi. Çünkü onun görevim buydu.
Babasının uğraşmaya değmeyecek şeyler olarak gördüğü şeyleri kızının yapmasını bekliyordu. Onun kızıydı Adreanne, onun kopyası olmalıydı. Onun kadar acımasız ve onun kadar gözü kara. Bu Hayatta oluşunun sebebi vârlığı oydu ve onun kanı.
Adreanne'in yapması gereken şey ona olan sadakatini kanıtlayıp onun kanını onurlandırmaktı. Ancak, ona doğmadan önce böyle bir hayat isteyip istemediği sorulsaydı cevabı maalesef yine de 'evet, istiyorum' olurdu onca şikayetine rağmen.Dünyevi şeyler umrunda değildi. Aile kavramı hayatında olmamıştı, bir eksiklik hissetmiş miydi?
Hayır.
Ona bir şey olsa arkasından üzülecek kimse yoktu veya tehlikeli bir şeye girişse düşüneceği kimse yoktu.
Bu Adreanne için acı ifade etmiyordu, aksine rahatlık hissi veriyordu. Düşüneceği birinin olmaması veya olması onun için bir şey ifade etmiyordu.
Veya babasının Voldemort olması. Onu farklı biri olarak görmüyordu, Adreanne de onun gözünde ölümyiyenlerden biriydi. Hoş, O da kızın gözünde basit bir Lord'tan ibaretti.Adreanne'i başkalarının yanında onurlandırması ve gururlandırması yine kendi onurundandı. Adreanne onun kızıydı, kızının rezilliği onun rezilliğiydi ve yine Adreanne'in yanlışı onun yanlışıydı. İşte bu yüzden onu ailesi olarak görmemişti, Voldemort bir çeşit profesörü gibiydi kızın. Her zaman en yakınındaydı ancak bu sadece fiziksel bir yakınlıktı.
Acz hisstemiyordu bundan mesela. Ya da bir eksiklik, o sadece biriydi kız için bu kadar basitti."Aptal bulanık!" Tam önünde oluşan kalabalık düşüncelerini dağıttığında kaşlarını çatıp kalabalığı yarıp yanına gitti.
Bellatrix Lestrange onun yaşında bir oğlanı asasıyla tehdit ediyordu. Çocuk hafif ürkmüş görünsede Bellatrix'in karşısında dik durmaya çalışıyordu, tek kaşını alayla kaldırdı ve konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tabu - S.B
FanficEvrendeki en karanlık büyücüyü, Sonra da ona kan bağı olarak en yakın olan kişinin siz olduğunuzu hayal edin, sadece kısa bir an. Ardından size bir görev verdiğini, size hayatınızda bahçe sınırlarından çıkmadığınız evinizden ayrılıp bambaşka bir yer...