18-ÇİFTE BELA

5.4K 399 9
                                        

Sessizce arabanın yanında bekleyen iki adamı bayıltıp aracın arkasına çekmiştim. Evin arkasına doğru giderken kardeşime zara veren herkesi öldürmek istiyordum. Tabi önce neler olduğunu öğrenmeliyim.
Evin arkasında mutfak penceresinden içeri girerken elimden geldiği kadarıyla sessiz olmuştum. Salonda iki adamla karşılaşınca ses çıkarmadan onları da bayıltıp bir odaya sürüklemiştim.
Salona doğru parmak uçlarımda yürüyordum. Salon kapısının girişinde kardeşimi gördüm. Iki adam kollarından tutmuştu. Biri ise karşısındaydı. Badenin yüzünde kanlar vardı , kaşları çatıktı. Karşısındaki adam önünde diz çöküp yüzünü kavradı.
" Eda , şimdi konuşursan sana daha fazla zarar vermeyeceğim. Hem oğlun da okuldan çıkmak üzere değil mi ?"

" Neden bahsettiğini bile bilmiyorum. ?"

" Biliyorsun . O bellek nerede "

" Cehennemin dibinde git de al" dedi Bade
Yeni adı Eda'ydı demek. Tesadüfen uyumlu isimler seçmiştik. Espiri yeteneği de gelişmişti. Olay neydi bilmiyorum ama belli ki adam kötüydü ve ben kötülerin başbelasıydım.
Aniden odadaki iki adama ateş edip kardeşime dokunan adamı da bacağından vurunca Bade ' de bana döndü. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.
" Helin ? Sen?"

" Ben de seni özledim kardeşim" dedim ve ona sarıldım.

Dışarıdan adamaların ayak sesleri gelirlen silahlardan birini ona verdim.

" Önce şunları halledelim" dedim

Ikimizde silahlarla aynı anda çıkınca adamlar da şaşırmıştı. Belli ki Bade'yi canlı istiyorlardı. Öldürmek için ateş etmedikleri belliydi.
Adamları vurmak yerine dövüşmeye başlamıştım. Bade ise önüne geleni indiriyordu.
On beş dakika sonra kimse kalmamıştı.
Bade içeri girip içerideki yaralı adama kelepçe taktı.
Bir kaç dakika sonra siyah üniformalı yüzü kapalı insanlar gelip adamları topladı.
" polis?"

" Gerek yok, biz güvenli bir yere gidelim onlar halleder"

" Bade ne oluyor?"dedim bana bir kez daha sarıldı

" Bunca yıldır neredeydin?"

" Senin hayatta olduğunu bilmiyordum. Polisler de bana bir şey söylemedi belli ki onlar da bilmiyor. "

" Hayır kimse bilmiyordu. Nereden ögrendin? Bunca zaman neler yaptın?"

Biz konuşurken Badeye vuran adam yanımızdan geçti . Geçerken gülümsüyordu.

" Eda bu evi hiç sevmedim biraz rutubetli."

" Gideceğin yer daha rutubetli"

" Eve senin için bir hediye bıraktım" dedi adam

Kötü bir şey olduğu belliydi. Bade içeri koşarken ben de peşinden gittim. Bade içerideki herkesi dışarı çıkarırken ben de evi arıyordum. Tam da Mertin oyuncaklarının arasına bomba koymuşlardı ve geri sayımı on dan geriye doğruydu.
" Bade koş , koş " dedim ve elini tuttum beraber dısarı doğru koştuk. Ev ani bir gürültü dalgası ile patlarken yere savrulduk. Hemen arkasından bir ısı dalgası yayıldı.
Ikimizde iyiydik. Kimse ölmemişti.
Ayağı kalkıp yanan eve baktık. Ikimizde yan yanaydık. Diğer sorunlar halledilebilirdi.
" Taşınmam lazım sanırım" dedi Bade

Ani bir kahkaha atarken az sonra o da bana katıldı. Ebru'yu arayıp Merti almasını ve benim evime getirmesini rica ettikten sonra arabaya bindik. Ikimizinde yüzü is olmuştü. Patlamada düşerken benım dizlerim çizilmişti . Bade ise zaten dayak yediği için yüzü kan içindeydi.
Eve girer girmez ikimizde duş alıp temizlenmiştik. Bade'nin yaralarına pansuman yaparken ona başımdan geçen herşeyi anlatmiştım.
Şimdi asıl sorun onun neler yaptığıydı. Silah kullanabiliyordu ve dövüşebiliyordu.
Tam konuşacakken kapı çaldı. Ebru ve Mert gelmişti. Kapıyı açar açmaz Mert annesine koşmuştu.

" Anne bu abla bana pamuk şeker aldı"
" Merhaba ben Ebru"

" Merhaba ben de Eda"

" Eda mı? Bilerek mi bu adları seçtiniz "

" Yok neden ki "

" Biriniz Eda biriniz Ela "dedi Ebru
Bade bana baktı. Tamamen tesadüftü. Birbirimize bakıp gülümsedik.

" Mert bak oğlum bu hep sana bahsettiğim teyzen. Ela"dedi Eda belli ki Mert biraz çekingen bir çocuktu.
" Mert biliyor musun? Ben çok güzel kurabiye yaparım. "

" Gerçekten mi?"

" Evet mutfakta bir sürü kurabiye var. Hadi Ebru ablanla git kurabiye ye biraz"

Ikisi mutfağa giderken biz de salonda oturduk.

" Hala evlenmedin mi?"

"Pek zamanım olmadı beladan belaya koşuşturdum . Uzun zamandır ilk kez yerleşik olarak bir yerde kalıyorum. "

" Ben de evi görünce zengin koca buldun sandım"

" Yok canım zengin olan benim"

"Cidden mi?"

" anne ne zaman eve gideceğiz . " dedi Mert
" Oğlum bir süre burada kalacağız. "

" neden?"

" Çünkü Mertcim ben yalnız kalmaktan korkuyorum yanımda senin gibi güclü bir adamın olması beni mutlu eder"

" Güçlüyüm değil mi ? Tabi Elacım ben seni korurum"dedi Mert Ebru kahkahasını zor tutarken ben gülümsüyordum.
" Oğlum o senin teyzen Elacım deme ona "

" Senin de ablan değil mi anne ? Ela diyorsun sen?"

" Bu çocuk senden daha zeki " dedim Eda 'ya
Yeni adına alışmak zor olacaktı. Eda Yavuzu arayıp olanları anlattı ama olayları biraz değiştirmesi gözümden kaçmadı.
Belli ki bir şeyler saklıyordu. Ben Ebru'yu eve bırakıp dönerken , Eda yemek hazırlamıştı. Belli ki kendini geliştirmişti.
Mert birkaç gün okula gitmeyecekti. Evde zaman geçirecektik.
Sonraki sabah erkenden uyandığımda Eda çoktan uyanmıştı.
" Eda hep böyle erken mi uyanıyorsun sen?"
" Spor yapacaktım"

Beraber spor yaparken Eda'nin kondisyonunun çok iyi olduğunu fark ettim. Oysa sürekli evdeydi ve evde hiç spor eşyası yoktu.

" Eda sen bir şeyler saklıyorsun?"dedim şaşkın bir şekilde yüzüme baktı

" bakma öyle aradan beş yıl geçse de her mimiğini tanırım senin."

" Zamanı gelince öğrenirsin. Hem merak etme kötü bir şey yapmıyorum. "
" Tabi ki yapmazsın zaten. "

O sırada telefonum çalınca Eda da arayan kişiye baktı. Erdi arıyordu sabahın yedisinde.

" Oo kim bu ? Eniştem mi?"

" Hıı, benimki. Ama henüz benimki olduğundan haberi yok"

Telefonu açıp bahçeye geçtim.

" günaydın Erdi. Hayırdır sabahın nurunda?"

" Sana da günaydın başbelası. Hayatta mısın diye merak edip aradım"

" Eh işte idare ediyorum. Senin gibi güçlü bir erkeğin korumasına muhtaç bir kadın olduğum için evimden burnumu çıkarmadan seni bekliyorum"

" Bir dalga geçmesen olmaz değil mi?"

" Olmaz. Hem sen yokken beni koruyan başka bir güçlü erkek var zaten"

" Ne ? Kim o lavuk"

" Lavuk mu ? Mertciğime lavuk deme lütfen?"

" Mertciğin? Bekle bekle ben oraya gelince s...seveceğim o mertciğini"

" Sen bi gelde seversin tabi"

Telefonu kapattığımda Erdi'yi kızdırdığıma emindim . Keyfim yerine gelmişti.
Içeri geçtiğimde gülümsüyordum. Beraber kahvaltı yaptıktan sonra Ebru geldi.

" Ela sabah sabah abim aradı. Kim o Mert deyip durdu"

" Bir şey söylemedin değil mi ?"

" Kıskandırmak için söyledin değil mi ? Merak etme bir şey söylemedim"

" Iyi bari. Bugün boş musun?" Dedim

Mert'i ona bırakıp acildurumda ne yapacagını anlattım ve Eda ile beraber ihtiyaçlarını almak için dışarı cıktık. Erdi bana bela olduğumu söylüyordu ama belli ki kardeşimin de benden aşağı kalır yanı yoktu.

ELA BAŞABELA (GÜÇLÜ KADINLAR-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin