Karşımdaki sarışın , uzun boylu , orta yaşlı kadınla bir süre bakıştık. Kadın araçtan inip beni baştan aşağı inceledi. Suratındaki memnuniyetsiz ifadeyle bana bakınca ben de onu inceledim.
Kadın o kadar şatafatlıydı ki sadece parmağındaki kafam kadar yüzükten yansıyan ışık beni kör edebilirdi. Siyah, dizinin hemen altında biten kalem eteğinin üstüne giyindiği pembe büstiyeri ve ensesinde topuz yaptığı sarı saçları ile aldukça şık ve güzel bir kadındı. Bana üstten üstten bakıyordu nedeni muhtemelen benden yirmi santim kadar uzun olmasıydı.
Manken gibi kadındı ama filmlerdeki zengin kötü kadınlardan olduğunu söyleyebilirdim. Hani sonradan zengin bir adamla evlenip evine yerleşip sürekli entrika peşinde olanlardan. Keskin mavi gözleri sinsi sinsi bakıyordu." Tanışıyor muyuz?"
" Henüz değil. Ben Pelin ARSLANOĞLU " dedi
Soyadi havalıydı doğrusu. Bir yerden tanıdıkta geliyordu." Ben de Ela karabela. Gerçi siz günlerdir beni takip ettirdiğinizden biliyorsunuzdur." Dedim
Belki de evimin önüne kadar gelen adam onun adamı değildi. O an tamamen sallamıştım. Haksız olmamak da benim şansımdı. Kadın gülümsedi. Disleri Tom Cruise'nin dislerinden bile beyaz ve parlaktı.
" Oğlumun sende ne bulduğunu merak ediyordum. Zekiymişsin"
" Oğlum derken?"
" Ben Arda'nın annesiyim " dedi.
Arda 'dan kurtulmuştum şimdi annesi peşimdeydi.
" Onu küçükken terkedip başka bir adama kaçan annesi mi?"
" Belli ki hakkımda bir şeyler biliyorsun."
" Elbette biliyorum. Adnan bey çok iyi bir adamdı. Siz onu bırakip gittiniz. "
" Bilmediğin şeyler var. Bazı sebeplerim vardi."
" Nasıl bir sebep yedi yaşındaki oğlunuzu bırakmanıza neden olabilir ki ? Biliyor musunuz Pelin hanım Adnan bey size hiç kızmadi. Sizden hep sevgiyle bahsetti , kendini suçladı. "
" Daha çok gençsin anlayamazsın. "
" Neyse işte umurumda değilsiniz. Neden peşimdesiniz?"
" Oğlum senin yüzünden hapse girdi."
" Düzeltiyorum. Oğlunuz psikopat bir sapık , katil ve tacizci olduğu için hapse girdi. "
" Seni seviyor ama belli ki sana fazla yüz vermiş"
" Sevgi böyle bir şey değil. "Dedim
Kadın gözlüğünü takıp gülümsedi." Bırakın peşimi " dedim
" Oğlumun yanındayken ona istediği her oyuncağı alırdım. Yine öyle yapacağım." Dedi ve aracına bindi Şoför kapısını kapatınca ben de aracıma ilerledim. Belli ki manyaklık bu ailede genetikti. Kadın bana bir eşyaymışım gibi davranmışti. Bir kadın başka bir kadına nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi ki.
Aracıma bindiğimde hala çok sinirliydim. Derin bir kaç nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Arda hapse girmesine rağmen ondan kurtulmamıştım. Hemen annesini araştırmalıydım.
Eda arabaya binerken ben bir şarkı açıp moralimi düzeltmeye çalısıyordum.
" Ela , hadi gidelim geç kalıyoruz." Dedi Eda .
Gideceğimiz yeri tarif etti. Bir süre yolu uzatıp takip edilmediğimizden emin olunca tarif edilen yere gelmiştik. Karşımızda yaklasık üç metrelik dev duvarlar ve bir o kadar büyük bir kapı duruyordu. Içerisi görünmüyordu. Arabadan inip kapıya yöneldiğimizde Eda kapının yanındaki panele parmak izini okuttu.
Dev kapı açılırken ben heyecandan ölmek üzereydim. Sonunda içeri doğru ilerlediğimizde etrafı inceledim.
Sağ taraf ormanlıktı. Sol tarafta ise bir uçak pisti vardı. Ortada ise görkemli bir malikane duruyordu. Saray yavrusu demeyeceğim çünkü bu sarayın kendisiydi. Mimarisi gotik tarzdaydı avrupadaki kalelere benziyordu. Diyarbakırda böyle bir yer olması ve farkedilmemesi imkansızdı. Tamam şehirden çok uzaklaşmiştık ama uçak pisti olan bir malikaneyi uydulardan bile nasıl saklardınız ki ?"
Ben etrafı incelerken o kadar yavaş yürüyordum ki girişe varmamız yirmi beş dakika sürmüştü. Girişte Derya hanım bizi karşıladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELA BAŞABELA (GÜÇLÜ KADINLAR-1)
UmorismoGenç kız elini uzattı. "Ben Ela . Ela Karabela" Bu esmer tatlı kız kesinlikle soyadının hakkını veriyordu.