4.Bölüm Zehirli Bal

32 1 0
                                    

Düğün mü gerçekten benden kuzenin düğününe mi gelmemi istedi sadece bu kadarcık mı hayır bu kadarla sınırlı kalmaz o bir şey planlıyor ve bu beni çok ürkütüyor içime hafif bir karın ağrısı girdi. Endişeliydim olanları yemekte ablama anlatığım da yapacak bir şey yok gibisinden bir bakış atıp beni gitmeye mecbur etti ama Allah biliyor ya mecbur olmasam o pis Urasla düğüne gitmeyi bırak onun çirkin yüzüne sadece tükürürüm. Hatta tükürüğüme yazık odamda bir gelip iki gidiyordum ve zaman sanki bana kafa tutuyor iyice hızlanıyordu korkuyordum. gözlerimi açıp derin soluk aldım ve içimden her şey güzel olacak neden korkuyorsun Almina diyordum sonunda dolabımı açacak cesareti buldum . Elime gelen bir iki elbiseye baktım oldukça eskilerdi ama bu umurumda değildi o işe yaramaz Uras için süslenmeyecektim . Üstümde  çicek desenleri olan V yaka bir elbise giydim krem rengi tenime oldukça yakışıyordu Kumral tenimle uyumlu olarak hazırdım elime saatte baktığımda geç kalacağımı fark ettim kesin o gıcık Uras vıdı vıdı yapacak ve işte telefonun çalmasıyla kendini kanıtladı O sinir bozucu sesiyle 


Dur tahmin edeyim seni evinden alacağımı sandın değil mi ? dedi kendime hakim olmaya çalışarak 


Adressi mesaj atarsın sesini duymaya katlanamıyorum dedim ve birden beni şaşırtacak bir şey söyledi


Özür Dilerim Almina dedi ne diyeceğimi bilemeyerek şaşkınca 


Sen iyi misin ? dedim bir süre sessizlik ardından


Gerçekten bazen çok düşüncesiz oluyorum Almina senin gibi bir kızın bizim eve gelecek kadar parası yoktur sonuçta fakirsin değil mi bende kalkmış sana neler diyorum ya der demez yüzüme telefonu kapattım pislik herif senden nefret ediyorum diye söylendim içimden ve elimin titremesiyle mesaja baktım 


Yüzüme bir daha telefonu kapatırsan seni pişman ederim Küçük aptal az çalışan beynini kullanarak aşağıda yazdığım adress e gel tabi gelebilirsen 


Adresi gördüğümde ağzım bir o şeklini aldı. Burası oldukça lüsk bir semtti gerçekten inanamıyorum. Elimdeki bozuk paralar bakarak yürüdüm sadece dört liram vardı. İstesem ablamdan para alırdım ama o doğru söylüyor ben fakir biriydim neden yemek harçlığımı onun kıytırık düğününe gitmek için taksiye vereyim ki değil mi birde o rezil olsun dedim ve bir dolmuşa el sallayıp atladım


Şöföre 


Abi acaba şu gösterdiğim adres e gidebilir misin dedim elimdeki kağıdı uzatarak ama adam görür görmez irkildi 


Bacım burası lüküs yerler götürürüm ama aşar yani dedi bende 


Abi boş ver götür işte dedim ve sallana sallana gittim fakat evin 100 metreden görülebileceğini tahmin etmemiştim zaten şaşırmamalı Urasın o kocaman egosu o eve ancak sığyordur. Hemen bir fikirle Urası aradım 


Merhaba Uras ben şimdi geliyorum lütfen kapıya çıkar mısın mağlum eviniz çok büyük kaybolabilirim dediğimde küçük bir homurtu çıkartarak 


Biliyorum beynim bizim evi ezberleyecek kadar yok çıkıyorum dedi ve suratıma kapattı. Görür o ben bu villanın önünden bir taksiyle değilde kamyon arkası sözü olan son ses müzikle Müslüm baba çalan münibüsten ineyim de sende bir rezil ol jet sosyetene 


Kibirle dolmuştan inip Urasın yanına doğru yürüdğümde gözleri bir an olsun şaşkınlıkla büyürken kendine geldi ve etraftaki herkes bize bakıyordu. Konuşmalar belliydi kim bu kız çok görgüsüz belli fakir gibi benzeri şeyler konuşuyorlardı ama bu cidden can sıkıcı değildi. çünkü Urasın canın sıkılmasına her şey değerde rezil olsam da en sonun sinirli bir sesle 


Ne yaptığını sanıyorsun ve üstündekiler ne ? dedi kolumu hafif çekiştirerek 


Ne yapıyor muşum ki sen haklıydın ben fakir ve umutsuz bir kızım taksiye binecek param bile yok birde kıyafet alacağımı mı düşündün dediğimde uzun yer kaplayan kocaman bahçelerine girdim Her yerde erik ağaçları ve bir sürü menekşe nergis gibi bir çiçek cenneti vardı gerçekten çok güzel kokuyordu üstelik beklediğim villa tarzı ev aksine kiremit tarzı eski bir dağ kulübesine benziyordu tek fark çok büyük olmasıydı Sonunda Uras


Sen beni dinliyor musun ? dedi sinirli ve uyuz ses tonuyla 


Hım evet dinliyorum dedim umursamazca ve elimdeki içeceği alıp 


O zaman git personel bölümündeki garsonlardan üniformanı iste yanımdada daha fazla durma dedi bağırmaya akın bir sesle birden sinirlerim tavana uçtu 


Ne sen beni hizmetçin olayım diye mi çağırdın dedim hiddetle 


Evet ve şimdi kolumu bırak yoksa seni fena yaparım dedi ve o yumuşak takım elbisesinden ellerimi sertçe fırlattı ve ardına bakmadan çekip gitti.


Neden bir şey söyleyemedim diye kendimi yemek istemiyordum tam bana bak değince giydiği takımı fark ettim ona gerçekten çok yakışmıştı siyah takım elbisesinin içine giydiği ceket tarzı yelekle kravatı çok uyumluydu gerçekten bir iş adamı gibiydi. Hafif kesimli siyah saçları ve kahverengi olan güzel gözleri birden gözlerimi açıp kapayıp bana yaktıklarını unutmamam gerekirdi. 


Garson odasına girdiğimde bir tane üniforma verdiler elime ve kurbanlık koyun gibi hiçbir şey demedim bu sinir bozucuydu kaç milyon arasında neden ben o arabayı çantamın demiri çizdi ya o çantayı eve gidince bir güzel yakacağım gerçekten yakacağım diyerek soyunmaya başladım ama eşyaları koyacak askılık türü bir şey bile yoktu mecburen kapının ardına kıyafetimi bıraktım. Ayakkabılarımı çıkartma işleminden sonra kıyafetin kılıbını çıkardığımda içindeki şeyle şok olmuştum çünkü bu bu bir gelinlikti ama neden ve diğer elbisemde yoktu sadece bu gelinlik vardı. ve Urasın bal gibi sesinden akan zehirle nasıl baş edecektim bilmiyorum.


Tanrının Elleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin