Tanrının Elleri

7.Bölüm .Everest

Sabah kalktığımda bir çift meraklı gözle karşılaştım ellerini birbirine bağlamış bana her şeyi anlat başı atan ablamla karşılaştım 

Biliyorum biliyorum meraktan ölüyorsun abla ama sana her şeyi birer birer anlatacağım şimdi çekil de elimi yüzümü yıkayayım dedim ve önümden çekildi. Bu iş bunaltıcı bir boyuta geldi hay nereden başladım Bu üniversiteye nereden buldun o kadar arabanın içinde o manyağı bütün hayatımı ele geçirdi adam derin bir nefes aldım. ve çıktım banyodan kahvaltıya oturduğumda ablam bana gözlerini dikmiş bakıyordu. Elimdeki zeytini bırakıp 

Tamam tamam anlatıyorum dedim ve bütün hikayeyi bir saat kırk beş dakika süren bir özetle anlattım sonunda ağzı açık kalarak bana baktı 

Bela ile bir anlaşman mı var Ne günah işledin de bu kadar belayı çekiyorsun dedi ona bakarak 

Ben sanki çok mutluyum böyle abla biraz anlayış göstersen ablam elindeki çay bardağını bırakarak 

Bence sende kendine çeki düzen vermelisin Annemle babam birkaç güne kalmaz gelirler ve senin yaptıklarına bak dedi Uyarıcı sesiyle ama bu sefer bir şey diyemedim Haklıydı bu sefer Benim düzgünce çalışıp okumam gerekirken yaptıklarıma bak sakince ablamın elini tutup 

Her şeyi düzelteceğim abla Lütfen yanımda ol dedim masumca onda elimi sıkarak karşılık verdi 

Ne zaman olmadım ki deli kardeşim benim dedi merhametle biraz böyle durduktan sonra ablam 

Hadi bu kadar duygusallık yeter kalk hazırlan dedi ve Hazırlanıp evden çıktığımızda yağmurla karşılaştık koştura koştura gittiğimiz otobüs durağının önünden Uras ve o salak arabası bizi ıslatarak geçti sanki bilmiyordum Kasıtlı yapmıştı pislik 

Okula geldiğimizde Urasla karşılaşmak istemiyordum gerçekten istemiyordum. Kapının önünde gözlerimi kapayıp bir dilek tuttum 

Ne olursa olsun o Hitleri görmeyim lütfen dediğimde Arzunun sesiyle 

Kim o Hitler dedi bana gülerek Bende ona şakasına

Nasıl bilmezsin tabi ki de Uras dedim oda bana gülerek cevap verdi 

Canım sen gözlerini kaparken kapının yanından tamda Uras geçiyordu demek o yüzden geri çıktı sınıftan dediğinde kafamın üstüne kaynar sular döküldü

Cidden duydu mu of uğraş dur şimdi onunla dedim Üzgünce sırama geçip dersi dinlemeye başladığımda biri kapıya vurup hocaya bir şeyler fısıldadı

Hoca

Almina Tanyol Öğrenci işlerinden çağırıyorlar çıkın lütfen dedi ve elimdeki kitapları alıp dışarı çıktığımda içimdeki huzursuz ses beni korkutuyordu.

Neden beni çağırmışlardı ki of yoksa o Uras demeden biri beni belimden tutup köşeye çekti Bu Urastı tabi ki de çok yakındık ve birden utandım ve gözlerimi kaçırmaya çalıştım ama olmadı Birden o kısık ama bir o kadar beni nahoş edecek bir sesle 

Çok kötü oyunlar oynuyorsun ve bana taktığın o lakaba gelince kendine gel dedi ona bir kez daha vurmak istedim içimden 

Birincisi ben oyun oynamıyorum ikincisi sana çok yakışan bir lakap tamamen seni yansıtıyor dedim oda gözlerime bakarak 

Çok oluyorsun Almina yerini ve konumunu bil de konuş dedi 

Sen kendini ne sanıyorsun bu kibiri nereden alıyorsun sana çok fazla geliyor. O Evereste o kadar çok durmuşsun ki kibir vücudunu ele geçirmiş dediğimde yine o sinirli gözlerle karşılaştım 

O Evereste sadece ben çıkabilirim ve o Everesti sadece ben bilirim sense oraya hiçbir zaman çıkamayacaksın çünkü benim kadar akıllı ve güçlü değilsin dedi 

Senin yerinde olmak mı Asla o Evereste çıkıp her şeyin patronu benim havasında yukarından diğer insanlara bakmak mı Bunu istemiyorum Güç sadece senin gibi kalbi olmayanların kullanabileceği bir şey bu arada yüzün gerçekten çok çirkin istediğin kadar aklın ve gücün olsun bu yüzü hiçbir para değiştiremez Uras dediğimde gerçekten öfkelenerek 

Pişman olacaksın ve ben kazanacağım yalvaracaksın bana ama ben o Everest dağından sana bakıp sadece alay edeceğim buna emin ol dedi ve beni sertçe bırakıp gitti ama ondan korkmuyordum. 

Eve geldiğimde Annemlerin ayakkabılarını gördüğümde çok mutlu olmuştum hemen zili çaldı anneme sarılmak istiyordum ama kapı açıldığında annemden sadece kocaman bir tokat yedim yediğim tokatla beraber

Sen benim kızım değilsin lafıyla bir daha vurdu bana