2

1.1K 152 30
                                    

✦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Perdesi neredeyse hiçbir zaman örtülmeyen mutfak camından dışarıdaki sisli havayı görünce Minho sıkıntıyla nefes verdi. Tezgahta kalan birkaç bulaşığı da ılık suyla yıkarken kafası yine kazan gibiydi.

Böyle havaları doğdu doğalı sevmezdi Minho. Seungmin de bunu çok iyi bildiğinden staj yaptığı şirketin camından dışarıya bakarak onu düşünüyordu. Şimdi birlikte olsalardı Minho onlara bir tatlı yapardı. Bunu isteyen olmazdı aslında ama Minho sevdiklerine bir şeyler pişirmekten eşsiz bir zevk aldığı için yapardı işte. Yoksa Seungmin onun elini sıcak sudan soğuk suya sokturtmazdı ya... pastanede tatlı mı kalmamıştı sanki?
Sevgilisinin yaptıklarını laf aramızda annesininkilerden daha iştahlı yiyen Seungmin sırf o seviyor diye kendini yormasına laf etmezdi. Yoksa onu yormanın çok daha güzel yollarını elbette biliyordu.
İki fincan kahve, biri sütlü ama Seungmin sütsüz içemez, ve iki tabak tatlıyla otururlardı kanepeye ve sabaha kadar kucak kucağa sohbet ederlerdi. Geleceği konuşurlardı mesela. Minho'nun bitmek bilmeyen gelecek planlarını dinlemekten hiç bıkmazdı Seungmin. Hâlâ bıkmış değil, Minho 'he' dese işi gücü siktir edip gider onun sıcak kucağına. Sabahlara kadar sohbet ederler perdesini çektikleri camdan dışarıyı seyrederlerken.

Ama olmuyordu işte. Minho artık apartmanın önünden bile geçirtmiyordu Seungmin'i. Seungmin de ne yapsın, son sınıf bir mühendislik öğrencisi olarak üç kuruşluk staj parasıyla Minho'ya her sabah çiçek yolluyordu ayrıldıklarından beri.

"Seungmin!" diye bağıran şefi camın önünden apar topar çekip oğlanı iş başına gönderdiğinde Seungmin'in biricik sevdiğine mesaj atma hevesi kursağında kalıverdi.

Minho o sırada mutfağın toplu olduğundan emin olduktan sonra yavaşça odasına doğru yürümeye başladı. Üzerinde sünmüş, krem rengi bir hırka vardı. Şöyle kapıdan görseniz depresyonda dersiniz öyle bir eşgal işte. Sırf Seungmin'le rahatça yatabilsin diye çift kişilik olan yatağına kendini sırt üstü bırakıverip uzun uzun düşünmelere daldı.

Neden her şey bu kadar karmaşık olmak zorundaydı ki? İkisi de birbirini deliler gibi seviyorken ve ikisi de birbirinin sevgisinden eminken severek ayrılmanın amacı neydi? Kime neyi ispatlamışlardı?

Minho kafasının içindeki düşünceleri kovalayıp yine kendini haklı çıkartacak şeyler mırıldandı boş odaya.

"Aptal çocuk."

"Sen istedin bunu."

Haklı olmasına haklı olsun, Seungmin zaten aksini iddia edemeyecek kadar delirmiş Minho için ama Minho haklı olmak istemiyor ki. Onun gözü başka şeylerde. Hayallerinde mesela. Neden gerçek olamasın onun iki kuruşluk hayalleri? Ne var yani sanki canını mı istedi Seungmin'in?

unutmabeni | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin