Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
arkadaslar ben bundan para kazanmiyorum amk. evet istedigim icin yaziyorum ama 60 kisi okuyup 5 kisi etkilesim verince uzuluyorum bu kadar zor degil begenmek yorum yapmak zaman da almiyor o kadar. emege hic sayginiz yok heves kiriyorsunuz
✦
Soğuk kış günlerinin artık tamamen geride kaldığını haykıran güneş tam tepede olduğu sıralarda dans kursunun kapısı aralandı. Gömleğini çantasının askısına takmış, tişörtünün yakasındaki güneş gözlüğünü çıkartan çiçeği burnunda öğretmenimiz sokakta ancak birkaç adım atmıştı ki arkasından bir ses işitti.
"Öğretmenim!" Sokağın henüz çok da dolu olmadığı saatler olduğundan üzerine alındı. Doğrusu tek sebep sahiden de sokağın tenhalığıydı. Aksi takdirde yoluna bakardı. Henüz öğretmen olduğu gerçeğine inanmakta zorlanıyordu. Gözlüğüne takarken arkasına döndü. Elinde minik bir hediye paketiyle ona doğru koşan küçük kızı gördü. Peşinde bir yetişkin göremeyince yola atılması düşüncesi telaşlanmasına sebep oldu. Salonun önünde henüz bir trafik akışı yoktu ama Minho hızlıca kıza adımlayıp onu elinden tuttu.
"Hey." dedi gerginliğini bir köşeye bırakmaya çalışırken. Öğretmen olmak bir yana küçük çocuklara öğretmenlik yapmak ona uygun değildi. Bunu kısacık bir süreçte çok net anlamıştı. Burada çok vakit geçitmemişti. Ama buna adı gibi emindi artık.
Kapının hızlıca açıldığını, bir kadının gergin ama sakin tutmaya çalıştığı sesiyle "Kızım..." diye seslendiğini duydu ama konuşmasını yapmak üzere kaldığı yerden devam etti.
"Yanında bir yetişkin olmadan lütfen yola atlama. Olur mu güzel kız?"
Güzel kız? Minho kendini küçük çocuklarla nasıl konuşacağını asla bilmediği için azarlarken küçük kız gülümsedi. Öğretmeninin aksine o öğretmeninin kendisiyle olan iletişiminden memnundu.
"Tabi öğretmenim."
Annesi yanına gelip gerginliği her halinden belli olan öğretmenden başına iş olduğu için özür dilerken küçük kız öğretmeninden aldığı kibar iltifat için kızarmakla meşguldü. Bilirsiniz, küçük yaşlarda yakışıklı abilerden iltifat almak çoğu kızın hoşuna gider.
"Size bir şey vermek istiyorduk aslında. Seslendik ama duymadığınız için peşinizden koşturdu. Durduramadık."
Minho iyice gerildi. Bir şey almak istemiyordu. Karşılığını vermek zorunda hissedince iyice kendine yüklenecek ve buradaki işinden daha da uzaklaşacaktı. Yine de parlak gözleriyle kendisine bakan küçük kızın hevesini kırmamaya çalışacaktı.
