15

1.1K 136 39
                                    

✦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ne zamandır hiç olmadıkları kadar tok vaziyette dükkandan çıktılar. Seungmin kapıyı kapatmadan önce dükkan sahibi teyzeye 'Kolay gelsin.' diyerek selam verirken önden adımlayan Minho hesap ödeme savaşında galip gelmenin memnuniyetiyle keyiflice kartını cüzdanına koymakla uğraşıyordu. Arkada kalan oğlan huysuz mırıltılarla ona yetişti. Kararsız ama bir o kadar da tepkisini merak ederek elini büyüğünün omzuna attı. Minho tepki vermemek için kendini zor tuttu. Oldukça sıradan bir şeymiş gibi görmezden gelerek cüzdanını ceketinin cebine attı.

"Söylenmeyi bırak." dedi yanındaki oğlanın karnına elinin tersiyle vurduktan sonra. Tüy kadar hafif bir dokunuş olsa bile küçük olan bunu abartı bir tepkiyle, Minho'nun omzundaki elini sıkıştırıp kıvranarak, karşıladı.

"Ah!" Yüzündeki tebessümden bile ciddiyetsizlik akıyorken Seungmin'in kolu ve göğsü arasında kafası sıkışmış olan Minho daralmanın da verdiği hiddetle itiverdi kolunu.

"Abartmaya bayılıyorsun gerçekten."

O önden yürüye dursun çocuksu bir hüzünle tekrar arkada kaldı Seungmin.
"Kim? Ben mi?" dedi inanamaz bir sesle. Aslında doğruydu da. O genelde bir şeyleri abartan taraf olmazdı. Yine de laf dalaşı yapmayacaktı. İkinci kez ona yetişmek için adımladı. Ki Minho'nun minik adımlarına yetişmek onun için çok kolay olmuştu. İzinsizce, elini eski yerine geri koydu. Minho yüzünü yana yatırdı. Arkaya savrulan saçları, havaya kaldırdığı kirpikleriyle kendisinin yüzüne bakmaya çalışırken Seungmin'in içi kıpırdandı. Kalan son hücreleriyle büyüğünün aralık, pembe dudaklarını öpmesi için buranın uygun yer olmadığını hatırlattı kendine. Dudaklarını birbirine bastırıp başını öne doğrulttu. Az ötedeki yaya geçidine dikkat kesildi.

"Şuradan karşıya geçelim mi?" derken kısacık bir an Minho'nun yüzüne geri indi bakışları. Ama onun, dikkatini kendisinden hiç çekmediğini ve çekmeye de niyetli olmadığını fark ettiğinde heyecanını gidermek için başını tekrar eski yönüne çevirdi, soluklandı. İçinin titrediğini hissetti. Ardından Minho'nun kıkırtısı duyuldu.

Safın biri değildi Minho. Dudaklarında takılı kalan bakışları da yakalamıştı elbette. Hoşuna gitti. Öyle hoşuna gitti ki memnunluktan yanakları kızardı. Kurnaz olmaktan zevk alışı Seungmin'i de güldürdü istemsizce. Başını diğer yana çevirip usul usul güldü.

"Sen utandın mı, ne oldu?"

Seungmin çenesinde hissettiği narin dokunuşla irkildi. Bakışlarını yüzünden sıyrılmayan tebessümüyle kısılmış gözlere dikti. Aklından geçen tek şey Minho'nun ne kadar güzel olduğu oldu. O an dünyası yavaşladı, sanki her şey gerçekliğini kaybetti. Kim Seungmin her şeyin bir rüyadan ibaret olmadığına kendini inandıramadı, Minho'nun omzuna daha sıkı sarıldı. Sonra dünyanın en güzel oğlanı dudaklarını araladı.

"Orada mısın?" diye sorduğunu zorlukla işitti. Bir anlığına kendini dünyaya öyle fena kapatmıştı ki kulağı çınlıyordu. Ve işte, her zaman olduğu gibi, yine, bir şekilde kendine geldi.

unutmabeni | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin