13

766 124 37
                                    

✦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kırmızı eskimiş koltuğunun üzerinde gözlerini açtığında ilk gördüğü evinin tavanı oldu. Elinin tersini ağrıyan başına yasladı, gözleri acıyla kısıldı. Kıpırdandığını gören odadaki ikiliden Jisung yanında bittiğinde Minho korkarak irkildi ama tanıdık simalar görmek onu rahatlattı.

"Nasılsın?"

Durdu, enine boyuna nasıl olduğunu düşündü ama verecek bi cevap bulamadı. Aklındaki her şey bir karmaşadan ibaretti ve içlerinden aradığı cevabı çıkaracak gücü yoktu.

"İyi." dedi yalnızca. Yalandı ve çok barizdi ama bozmadılar. Yine de Jisung iç çekerken bu yalanların onu kırdığını bir şekilde hissettirdi. Lakin tartışmanın ne yeri ne zamanıydı.

"Sen mi getirdin beni buraya?"

Jisung koltuğun köşesine oturdu. Başını salladı. "Changbin'le getirdik. O yemek almak için çıktı dışarı."

Tüm yabaniliğine rağmen yine de çevresinde bunca insanın olması büyük olanı duygulandırdığında elleriyle belinde duran battaniyeyi çekti, üşüyormuş gibi ona sığınırken yüzünün bir kısmını gizledi. Büzülmüş dudaklarını böylece sakladı.

Köşedeki sandalyede saten pijamalarıyla oturan Jeongin ise oldukça durgundu. Gözlerini pencereden çektiği nadir anlarda Minho'nun uyanıklığını ve Jisung'u kontrol etmekten başka bir şey yapmamıştı yaklaşık bir saattir.

"Ben gidip yatayım artık." diyerek kalktı sonunda ayağa. Sabah okula gideceği bahanesini kullanıp bu sıkıcı ortamdan ayrılmak niyetindeydi ama Jisung ayaklandığı gibi ona yürüdü. Çatık kaşları ve sert çehresiyle önüne set kurduktan sonra elini izinsizce sevgilisinin gömleğinin üstünden karnına yasladı.

"Miden sırtına yapışmış." dedi. Yüzündeki sertliğin aksine sesi oldukça kontrollü ve sakindi. Aralarında küçük bir sürtüşme olduğu doğruydu ama ona asla kıyamazdı. Jeongin onun bu tavrıyla eriyip gitmemek için zor yutkundu.

"Yok, aç değilim." diye ikiledi. Oysaki açtı. En son öğlen saatlerinde oyun oynarken cips yemişti. Şu an bu gereksiz reddedişinin tek sebebi Jisung'un ısrar etmesini istiyor oluşuydu.

"Açsın Jeongin, otur. Gelir birazdan Changbin." Belinden tutup geriye doğru adımlattırdığı sevgilisini oturmaya mecbur bıraktıktan sonra havada kalmış bakışlarını Minho'ya çevirdi. "İtiraz etmeyeceksin, sen de yemek yiyorsun."

Minho bir şey demedi. Aslında yemek falan istemiyordu ama Jisung'un havasını bozmamak adına sustu. Jeongin'in nasıl da parlak gözlerle arkadaşına baktığını, kaçırdığı bakışlarının kesişmesi için içten içe Tanrı'ya dua ettiğini görebiliyordu.

unutmabeni | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin