Bölüm 26

13 3 30
                                    

Eun Mi'den

Sabah gözlerimi büyük bir heyecanla açmıştım. Saate baktığımda 06.57 gösteriyordu. Gece de heyecandan uyuyamamıştım. Yataktan hızla kalkıp banyoya gittim. Uzun süren bir duşun ardından abimle beraber kahvaltı yaptım. O burada bulunan şirkete gittiğinde evde yalnız kalmıştım. Taehyung'u da yanıma çağırıp onu işlerinden alıkoymak istemedim. En iyisi dışarıya çıkıp dolaşmaktı. Kış olmasına karşın bugün hava bayağı güneşliydi. Üstüme boğazlı badi bir kazak. Altıma da bol, düz kesim, kumaş pantolonumu giydim. Kazağımın üstüne pantolonumla takım olan ceketimi giydim. Kabanımı da aldıktan sonra dışarı çıktım.

İlk önce bir alışveriş merkezine gittim. Daha sonra ise sahile gidip biraz yürüdüm. Yorulunca bir banka oturdum, kısa süre sonra yanıma birisi oturdu. O kişiye dönüp baktığımda dona kaldım. Kadın beni fark edip yüzüme baktığında o da benim kadar şaşkındı. Dudaklarımdan cılız bir ses çıkmıştı, o an.

Eun Mi: Min Ji?

Adını söylediğimde ikimizin de gözleri dolmuştu.

Min Ji: Eun Mi? Sen misin?

Kafamı hızla salladım ve ona kollarımı sardım. Hiç beklemiyordum onunla karşılaşmayı. Bu sıkıcı günde en yakın arkadaşımı bulmak beni epey bir mutlu etmişti.

Min Ji: Seni gördüğüme inanamıyorum.

Dedi benden ayrılıp.

Eun Mi: Ben de seni.

Min Ji: Her şeyi hatırlıyor musun? Krallığı, evimizi, çocuklarımızı...

Eun Mi: Evet hatırlıyorum.

Min Ji: Seni haberlerde görmüştüm.

Eun Mi: Nasıl? Anlamadım.

Min Ji: Seul'de 41. Bina'nın orada büyük bir kaza olmuştu 2 yıl önce. O zaman haberlere çıkmıştınız.

Eun Mi: Çıkmıştınız? Başka kim çıktı ki?

Min Ji: Taehyung. O da oradaki kazada yaralanmıştı. İkinizde varlıklı ailelerin çocukları olduğunuz için haberlerde ikinizi görmek çok kolaydı. Fakat seninle karşılaşmayı pek düşünmüyordum.

Eun Mi: Anladım. Zaten Taehyung da söylemişti dün. Onun da orada kaza yaptığını.

Bu dediğimle Min Ji bağırarak ayağa kalktığında oradaki insanlar bize garip garip baktılar. Hızla Min Ji'nin kolundan tutup oturttum.

Eun Mi: Sakin ol.

Min Ji: Sen Taehyung'u buldun mu?

Eun Mi: Evet. Hem de dün akşam.

Min Ji: Anlatsana nasıl oldu?

Eun Mi: Bence bir kafeye gidip başımızdan geçenleri birbirimize en ince ayrıntısına kadar anlatalım. Hava da soğudu.

Min Ji: Haklısın.

Deyip ayağa kalktı. Ben de ayağa kalktım ve koluna girip kafeye gittik.

...

Kafede Min Ji ile uzun uzun konuşmuştum. Saat dörde yakın oradan ayrılıp eve gitmiştim. Abime yemek hazırladıktan sonra Taehyung'a gideceğim için hazırlanmıştım. Uzun düz saçlarımı dalgalandırmıştım. Üstüme hafif bol bir kazak giyip altıma pileli bir etek giymiştim. Çok fazla süslenip gitmek istememiştim açıkçası. Fakat üstümdekiler içime sinmeyince değiştirdim. Tanrım ne giyecektim? Gözüme ekoseli, sütlü kahve tonlarında, tatlı bir elbisem çarpmıştı. Altına beyaz bir bluz giyersem gayet güzel olurdu. Hızla giyinip aynaya baktığımda memnun kalmıştım. Son olarak dudaklarıma kiraz rengi bir ruj sürmemle tamamdım. Aynadaki yansımama hayran hayran bakıyordum. Uyandığımdan beri hiç kendime böyle özenmemiştim. Aklımda sadece Taehyung vardı, onu bulma arzusuyla yanıp tutuşuyordum.

LANETLİ AŞK (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin