Bölüm 6

36 6 28
                                    

Eun Mi'den

Eve geldiğimde annem beni kapıda karşılamıştı. Bana iyi olup olmadığımı sorduğunda iyi olduğumu söyleyip odama geçtim. Yatağa uzandım ve ayaklarımı uzatarak kitabı okudum. Bu kitabı babam saraydan getirmişti. Kitap ise eski bir kraliçe ile ilgiliydi. Bu kraliçenin lanetlenmiş olduğunu söyleyen kehanetler varmış. Kraliçenin ruhu bir sonraki hayatında önce ki hayatının vicdan azabını çekeceği söyleniyor. Bitmek üzereydi kitap. Bu kraliçe aşk konusunda kesinlikle aptaldı. Aptallığı beni de sinirlendiriyordu. Son sayfaya geldiğimde okumaya başladım. Her bir satırında kalbime çöken ağrı artıyordu. En son kraliçeye atılan ok, kralın kraliçenin önüne geçip ona sarılarak siper olmasıyla kralın kalbine saplanır iken kraliçe o anda bile krala ettiği onca lafa karşın çok utanmıştı. Onun sevgisini hak etmediğini ve kralı aslında ömrüne sığmayacak şekilde çok sevdiğini kral ölünce anlamıştı. Bari öteki tarafta ona kendini affettirebilmek için ona saplanan oku daha da çekip kendi kalbine de sapladı ve o da orada ağlayarak kralın ölü bedenine sarıldı. Teni hala sıcaktı. Bir dakika kadar sonra o da can verdi. Yemin ederim ben o zamanda yaşasaydım bu kraliçeyi döverdim. Kral zaten o yaşasın diye canını vermemiş miydi? Gözümden akan yaşı hızla sildim. Alt tarafı bir kitap. Niye kendimi bu kadar kaptırıyorsam?

Se Hwa' dan

Evleneli üç ay olmuştu. Kral ilgisini üzerimden hiç çekmiyordu. Sürekli işleri biter bitmez yanımda tütü veriyordu. O iyi birisiydi. Keşke onu seven birisiyle evlense.

Akşam olmuştu, normal de kral bu saatlerde konağımda olurdu. Hayret. Biraz dinlenmek için yatağa uzandım. Geçen haftalarda Çin'den gelen elçiler vardı. Daha dün sabah ayrıldılar. Fakat onların iki hafta boyunca bıraktığı yorgunluk az da olsa hala üzerimdeydi.

Yatakta uyuya kalmıştım. Dışarıdan gelen seslerle uyandım ve üstümü başımı düzelterek hemen ayağa kalktım, kral geliyordu. Kapı yavaşça açıldı ve ardından Kral Gwonjong göründü hemen eğildim. Normalde eğilsem kızardı ama arkada askerler olduğu için bir şey demedi. Kapı arkasından kapanınca yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

Gwonjong: Özür dilerim Se Hwa ama Ana Kraliçenin yanına uğramak zorunda kaldım. Beni çağırmış ikimizle ilgili önemli bir konu hakkında konuşacağını söylemişti.

Se Hwa: Sorun yok Gwonjong. Bu kadar endişelenmene gerek yok. Peki Ana Kraliçe ne dedi?

Diye soruverdim. O ise utana sıkıla;

Gwonjong: Şey ııı bizden bir varis bekliyormuş. Senin hamile kalmanı istiyormuş. Ama sen 'Hayır şimdi olmaz' diyorsan-

dedi. Bekliyordum zaten bunu. Hayır da diyemem. Yoksa anlarlardı.

Se Hwa: Ne güzel. Ana kraliçenin bir çocuğumuzun olmasını istemesi ne hoş.

Diye yalandan gülümsedim. Gwonjong buna bayağı şaşırmıştı. Neden şaşırdı ki bu kadar?

Gwonjong: Emin misin?

Diye sordu.

Se Hwa: Kralın varisini doğuracak olmanın hayali bile beni heyecanlandırıyor.

Dedim. Bu yalanlar sayesinde günahlarım kat ve kat artıyor. Tanrım affet. Kral bu dediğimle bana sarılmıştı. O da bir evlat istiyordu.

~1 Ay Sonra~

Sabah kalktıktan sonra yemek odasına gitmiştim. Kral ve Ana kraliçe de birazdan burada olurlardı. Masaya getirilen etin kokusunu soluduğum gibi hızla yerimden kalkıp bahçedeki çeşmeye gidip kusmaya başladım. Sabah saat sekizde nereden çıktı bu kusma? Zaten iki gündür kusuyorum kimseye çaktırmadan. Ama bugün diğer iki günden daha beter olacaktı. Yanıma gelen Gwonjong ve Ana Kraliçe ile onlara doğru döndüm.

Gwonjong: Kraliçem iyi görünmüyorsun sana bir hekim çağırayım.

Dedi kollarımdan tutarak.

Se Hwa: İ-iyim, biraz midem bulandı o kadar. Hekime gerek yok.

Ana Kraliçe: Şu haine bak hemen hekim-

Lafını bitirmeden başım öyle bir döndü ki sanki yer ayaklarımın altından kayıyordu ve boşluğa düşüyordum. Sesleri boğuk boğuk duyuyordum. Kral ve Ana Kraliçe'nin bana seslendiğini biliyordum. Ardından gözlerim karardı ve Gwonjong'un kollarına bedenim yığıldı.

Uyandığımda başımda elimi tutarak uyumuş olan Gwonjong'u görmeyi beklemiyordum. Kısık sesimle;

Se Hwa: Gwonjong?

dedim sadece. Benim ona seslenmem ile hemen başını kaldırmıştı. Gözleri çok kızarmıştı. Yoksa ağlamış mıydı? Neden?

Gwonjong: Se Hwa! İyi misin?

Diye hemen sorup beni yoklamaya başladı.

Se Hwa: İyi gibiyim. Ne oldu? Niye bu kadar ağladın da gözlerin şiş ve kızarık?

Hemen başını eğdi ve dolmuş gözlerini silmeye çalıştı ama beceremiyordu. Her silişinde gözlerine yeni göz yaşları firar ediyordu. Bir tanesi damlayıp yere düştüğünde dayanamayıp elimi tutarak ağlamaya başladı. Bana bir şey mi olmuştu. Açıkçası hamile olduğumdan şüphelenmiştim ama iki kusmakla hekime hamile olup olmadığım konusunda muayene olmak saçma gelmişti. Belli ki hamile değildim başka bir şey var. Titrek sesimle;

Se Hwa: Ne oldu bana?

diye soruverdim.

Gwonjong: Se Hwa b-ben nasıl s-söylesem bilmiyorum a-ama hamilesin-

Diye tekrardan ağlamaya başladı. Ne garip bir adam bu? Çocuğu olacak diye böyle ağlanır mı? Mutluluktan ağlamıyordu. Acı çekercesine hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Se Hwa: Bu sebepten mi böyle ağlıyorsun?

Gwonjong: K-keşke b-bu sebepten o-olsa.

Hıçkırarak ağlamaya devam etti. Anlatacaksan doğru düzgün anlatsa işte. O sırada içeri Ana Kraliçe girdi. O da çok üzgündü. Dolu gözlerle yanıma ilerledi. Yattığım yerde doğrulmaya çalıştım, Ana Kraliçe ise izin vermedi.

Se Hwa:Ana Kraliçem ne oldu? Kralım neden bu kadar ağlıyor?

Bu sorumdan sonra ikisi de birbirlerinin gözlerinin içine bakmışlardı. Ana Kraliçe izin verirmişçesine başını sallayıp kendini tutamayınca hızla dışarı çıktı. Gwonjong bana döndüğünde ben de ona döndüm.

Gwonjong: S-Se Hwa sen hem hamilesin hem de...

Se Hwa: Söyle artık.

Gwonjong: Hem de kansersin!

Diye haykırdı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Bense donup kalmıştım bu gencecik yaşımda yaşadıklarım akıl alır gibi değildi. İlk önce annem gitti, sonra babam beni zorla daha önce yüzünü bile görmediğim birisiyle rızamı almadan evlendirdi. Şimdi ise hamileydim. Sevmediğim birisinin çocuğu olsa da benim de çocuğumdu ve bu mutlu olmama engel değildi. Fakat aynı zamanda kanserdim. Tanrım neden bu acıları çekiyorum.

Ben de Gwonjong'a sarılarak ağlamaya başladım. Tek sığınacağım kişi o. Susup saçımı okşadı. Daha sıkı sarılınca saçımı koklayıp öpmeye başladı. Beni yatıştırmaya çalışıyordu. Ağlamam git gide azalırken kulağına;

Se Hwa: İyi ki varsın.

dedim. Hayatımda bu cümleyi ona ilk ve son kez söylemiş olduğumu bilmeden.

                                                                   💜💜💜

LANETLİ AŞK (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin